Türkiye israfta rekor kırdı
Abone olHer yıl Türkiye bütçesinin dörtte biri çöpe giderken, rakamlar dudak uçuklatan cinsten oldu.
Türkiye 2003 yılında yaklaşık 52.6 katrilyon lira olarak borç
faizi ödemeyip tasarruf elde etmiş olsaydı konut, eğitim, sağlık,
ulaşım sorunlarının tamamı çözülmüş olacaktı. Türkiye İsrafı Önleme
Vakfı öncülüğünde yaklaşık 40 sivil toplum örgütünün katılımı ile
hazırlanan 2004 İsrafı Önleme ve Verimlilik Yılı deklarasyonunda
ilginç sonuçlar ortaya çıktı. Buna göre 1990-2002 yılları arasında
ekonomik savurganlığın bütçeye verdiği zarar 803 katrilyon lirayı
aşıyor. Yani her yıl Türkiye bütçesinin dörtte biri çöpe gidiyor.
Deklarasyonda belirtilen israf alanlarından yalnızca 2003 yılında
yaklaşık 52.6 katrilyon lira iç borç faiz ödemesi yapılmayıp
tasarruf elde edilmesi durumunda neler yapılabileceği şöyle
sıralandı: "Her biri 60 milyar lira değerinde 875 bin konut
yapılabilir ve konut sorunu tamamen çözümlenme yoluna gidilebilir.
Her birisi 300 yataklı ve tanesi 19 trilyon değerinde 2 bin 700
hastane yapılarak sağlık sistemi tamamen rahatlatılmış olurdu. Her
birisi 1 trilyon 250 milyar lira değerinde 16 derslik 42 bin
ilköğretim okulu yapılarak eğitimde fiziki kapasite artırılıp, her
derhanede 30 öğrencinin okutulması hedefi gerçekleştirildi.
Kilometresi 1 trilyon 500 milyar lira olan 35 bin kilometre otoyol
yapılarak ülke kalkınması için gerekli ulaşım altyapısı
tamamlanırdı. İstanbul için hayal edilen ve yaklaşık 2.6 milyar
dolar krediye ihtiyaç duyulan İstanbul tüp geçit projesinden 8
tanesi tamamlanırdı. Her bir ihracatçı veya KOBİ'ye 150 milyar
kredi verilmiş olsaydı 290 bin işletmeye kredi verilebilirdi.
Yoksulların işadamı olması çerçevesinde, her bir dar gelirliye 2
milyar kredi verilmesi durumunda, halen Türkiye'de fakirlik sınırı
altındaki 26 milyon 300 bin vatandaşın ülke ekonomisine katılması
sağlanıp, gelir dağılımındaki adaletsizlik önlenebilirdi.
Deklarasyonda ayrıca, nüfusu 68 milyon ve milli gelirinin 160
milyar dolar olan Türkiye'de makam araba sayısının 87 bin olmasına
dikkat çekilerek, devletin elinde yaklaşık 200 bin taşıt bulunduğu
vurgulandı. Neredeyse her müdür seviyesindeki yöneticinin altında
bir kamu aracı bulunduğu ifade edilen deklarasyonda, 235 bin lojman
ve 2 bin 408 tane sosyal tesis ile dünyada örneğinin olmadığına
dikkat çekildi.