Türkiye Irak'ta işgalci olamaz
Abone olIşık, ABD Başkanı Bush'un NATO zirvesinden bir gün önce gelerek tekrar asker isteyebileceğine dikkat çekiyor.
Türkiye, işgalci olamaz
ABD'nin 30 Haziran'dan sonra işgal ettiği Irak'ta siyaset değişikliği yapacağı biliniyor. Bu değişiklik kaçınılmaz olarak Türkiye'ye de yansıyacak. Hem iç, hem de dış siyasetine.
ABD Kuzey Irak'ta, Şii ve Arap direnişçilere karşı, kalkan görevi yaptı. Şii ve Arap direnişçilerin gözünde, işbirlikçi duruma düşen Kürt gruplar kara kara düşünüyor.
ABD'lileri arkasına alıp, diklenen Barzani ve Talabani'nin bu aralar sesi soluğu pek çıkmıyor. Türkiye de bu durumdan rahatsız. Çünkü, Saddam Halepçe'ye kimyasal bomba attı, Kuzey Irak'tan 200 bin kişi bir anda Türkiye sınırına yığıldı. Irak'tan göç ihtimali Türkiye için ciddi bir tehlike. Türkiye Irak'ın kuzeyinde oluşan, yumuşama sürecine açık olabilir.
Türkiye ve Irak'ın kuzeyindeki, arabulucular konusunda daha titiz olmak şartıyla. ABD Türk askerinin Irak'ta görev yapmasını isteyecek. Bunu hisseden Başbakan Tayyip Erdoğan direniyor. Bu direncini, İsrail üzerinden ifade ediyor.
Borsa'nın düşmesi, sıcak paranın çekilmesi ve dolardaki artış, bu gerginliğe bağlanıyor. Yaşanan YÖK krizi de AB ülkelerinde soğuk duş etkisi yaptı ve AKP'nin değişim sürecine takıye şüphesi düşürdü.
Yeni tezkere zor
Bush'un NATO toplantısından bir gün önce geleceği Türkiye'de, yönetimden NATO şapkası altında Irak'a asker isteme ihtimali yüksek. Yani hükümetin 29 Haziran'a kadar, hazım süresi var. Bunun için yeni bir, tezkere gerekecek. Bu da iktidar partisi içinde çalkantı anlamına geliyor. TBMM'den yeni bir tezkere çıkması çok ama çok zor. Yani, AKP Hükümeti tezkere çıksa da çıkmasa da bir iç hesaplaşmaya doğru gidiyor. AKP'de Troyka'nın, yol ayrımına sürüklenmesi anlamına gelen bir iç hesaplaşmayı engellemeye çalışan Erdoğan'ın gayretlerinin sonucunu birlikte yaşayıp göreceğiz.
Dün de söyledik. ABD stratejik hata yaptı. Irak'a girmeyecekti. Türkiye'nin Saddam rejimini devirmesini teşvik edecekti o kadar. Türkiye Irak'ta ABD'nin, taşeronu asla olamaz. Bunun Irak'a hatta ABD'ye faydası da olmaz. Allah korusun, bir anda ABD gibi işgalci konuma düşeriz. ABD, Barzani ve Talabani ile Irak'ta istikrarı sağlayamaz. Kuzey'i de koruyamaz. Bunu anladı.
NATO şapkası
Türkiye'nin misyonu, Irak'ta yeni düzen kurmak olmalıdır. İşgale asker vermeyerek, samimiyetini bir daha ispat etti. Doğru yaptı. Bu arada Türkiye'nin tezkereye evet diyerek Irak'a girmesi için nara atanların sesi soluğu çıkmıyor. Onlar şimdi meşgul. Beklenti içinde, barış güvercinliğine soyundular.
Ayrıca, tezkere çıkmazsa devlet memurlarının maaş alamayacağını söyleyen yöneticiler de bu noktaya temas etmekten özellikle kaçınıyor. Görünen o ki, Türkiye NATO şapkası altında Irak'a gidecek. Hem de 100 bin askerin sevk edilip edilmeyeceği tartışılıyor. Kuzey ile yumuşama da kaçınılmaz olacaktır. Ama öncelikle, yumuşama içeriden başlamalıdır. Türkiye birlik ve bütünlük şartından ödün vermeden, kırgınlıkları gidermeli, ihtilafları süratle çözmelidir. Önce evin içindeki düzeni sağlamalıdır. AB ve Irak olmasa da bunu yapmak zaten görevidir.
Irak'ta da Şii ve Arap direnişçilere karşı da uzlaşma ve kardeşlik içinde olmalıdır. Kendi güvenliğinden, taviz vermeden kırmızı çizgilerini, çatışma ve uzlaşma noktalarını net koymalıdır. Emperyalist ve işgalci bir görüntü sergilememelidir. ABD'nin, taşeronu olmamalıdır. Sorun çıkaran değil, ABD'nin çıkardığı sorunu çözen olmalıdır. Bu role İran ve Suriye karşı çıkmayacaktır. Hangi sıfatla mı?
Tarihsel ve coğrafi ilinti gerekçesiyle. NATO üyesi sıfatıyla...
ABD'nin 30 Haziran'dan sonra işgal ettiği Irak'ta siyaset değişikliği yapacağı biliniyor. Bu değişiklik kaçınılmaz olarak Türkiye'ye de yansıyacak. Hem iç, hem de dış siyasetine.
ABD Kuzey Irak'ta, Şii ve Arap direnişçilere karşı, kalkan görevi yaptı. Şii ve Arap direnişçilerin gözünde, işbirlikçi duruma düşen Kürt gruplar kara kara düşünüyor.
ABD'lileri arkasına alıp, diklenen Barzani ve Talabani'nin bu aralar sesi soluğu pek çıkmıyor. Türkiye de bu durumdan rahatsız. Çünkü, Saddam Halepçe'ye kimyasal bomba attı, Kuzey Irak'tan 200 bin kişi bir anda Türkiye sınırına yığıldı. Irak'tan göç ihtimali Türkiye için ciddi bir tehlike. Türkiye Irak'ın kuzeyinde oluşan, yumuşama sürecine açık olabilir.
Türkiye ve Irak'ın kuzeyindeki, arabulucular konusunda daha titiz olmak şartıyla. ABD Türk askerinin Irak'ta görev yapmasını isteyecek. Bunu hisseden Başbakan Tayyip Erdoğan direniyor. Bu direncini, İsrail üzerinden ifade ediyor.
Borsa'nın düşmesi, sıcak paranın çekilmesi ve dolardaki artış, bu gerginliğe bağlanıyor. Yaşanan YÖK krizi de AB ülkelerinde soğuk duş etkisi yaptı ve AKP'nin değişim sürecine takıye şüphesi düşürdü.
Yeni tezkere zor
Bush'un NATO toplantısından bir gün önce geleceği Türkiye'de, yönetimden NATO şapkası altında Irak'a asker isteme ihtimali yüksek. Yani hükümetin 29 Haziran'a kadar, hazım süresi var. Bunun için yeni bir, tezkere gerekecek. Bu da iktidar partisi içinde çalkantı anlamına geliyor. TBMM'den yeni bir tezkere çıkması çok ama çok zor. Yani, AKP Hükümeti tezkere çıksa da çıkmasa da bir iç hesaplaşmaya doğru gidiyor. AKP'de Troyka'nın, yol ayrımına sürüklenmesi anlamına gelen bir iç hesaplaşmayı engellemeye çalışan Erdoğan'ın gayretlerinin sonucunu birlikte yaşayıp göreceğiz.
Dün de söyledik. ABD stratejik hata yaptı. Irak'a girmeyecekti. Türkiye'nin Saddam rejimini devirmesini teşvik edecekti o kadar. Türkiye Irak'ta ABD'nin, taşeronu asla olamaz. Bunun Irak'a hatta ABD'ye faydası da olmaz. Allah korusun, bir anda ABD gibi işgalci konuma düşeriz. ABD, Barzani ve Talabani ile Irak'ta istikrarı sağlayamaz. Kuzey'i de koruyamaz. Bunu anladı.
NATO şapkası
Türkiye'nin misyonu, Irak'ta yeni düzen kurmak olmalıdır. İşgale asker vermeyerek, samimiyetini bir daha ispat etti. Doğru yaptı. Bu arada Türkiye'nin tezkereye evet diyerek Irak'a girmesi için nara atanların sesi soluğu çıkmıyor. Onlar şimdi meşgul. Beklenti içinde, barış güvercinliğine soyundular.
Ayrıca, tezkere çıkmazsa devlet memurlarının maaş alamayacağını söyleyen yöneticiler de bu noktaya temas etmekten özellikle kaçınıyor. Görünen o ki, Türkiye NATO şapkası altında Irak'a gidecek. Hem de 100 bin askerin sevk edilip edilmeyeceği tartışılıyor. Kuzey ile yumuşama da kaçınılmaz olacaktır. Ama öncelikle, yumuşama içeriden başlamalıdır. Türkiye birlik ve bütünlük şartından ödün vermeden, kırgınlıkları gidermeli, ihtilafları süratle çözmelidir. Önce evin içindeki düzeni sağlamalıdır. AB ve Irak olmasa da bunu yapmak zaten görevidir.
Irak'ta da Şii ve Arap direnişçilere karşı da uzlaşma ve kardeşlik içinde olmalıdır. Kendi güvenliğinden, taviz vermeden kırmızı çizgilerini, çatışma ve uzlaşma noktalarını net koymalıdır. Emperyalist ve işgalci bir görüntü sergilememelidir. ABD'nin, taşeronu olmamalıdır. Sorun çıkaran değil, ABD'nin çıkardığı sorunu çözen olmalıdır. Bu role İran ve Suriye karşı çıkmayacaktır. Hangi sıfatla mı?
Tarihsel ve coğrafi ilinti gerekçesiyle. NATO üyesi sıfatıyla...