Türkiye, iç ve dış tehditlere açık!
Abone olOrgeneral Yaşar Büyükanıt, Türkiye'nin bulunduğu coğrafyanın önemine değindi. Büyükanıt, Türkiye'yi tehditlere açık buldu. Ayrıca alınacak önlemleri de belirtti.
Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Türkiye'nin
21. yüzyıla jeopolitik etkinliği ve önemi artmış, vazgeçilmez bir
ülke olarak girdiğini belirterek, ''Ne zaman, nerede, ne olacağı
belli olmayan karmaşık ve tehdit dolu coğrafyada, bekamızı sağlamak
için çok güçlü ve caydırıcı özellikte silahlı kuvvetlere sahip
olmak mecburiyetindeyiz'' dedi. Orgeneral Büyükanıt, Kara Harp
Okulu (KHO) Savunma Bilimleri Enstitüsü 3. Dönem Diploma Töreni'nde
yaptığı konuşmada, Harbiye'nin kararlı ve tükenmeyen çabalarıyla
her türlü engeli aşan, sağlam karakterli, Atatürkçü düşünce
sisteminin temel felsefesini yaşam tarzı olarak benimseyen ve bu
sisteme göre hareket eden, karşılıklı sevgi, saygı ve mutlak itaate
dayalı disiplin anlayışı içinde, üstün hizmet anlayışına sahip
subayların yetiştiği, kutsal bir yuva olma görevini, yeni kurulmuş
olan Savunma Bilimleri Enstitüsü ile Kara Kuvvetleri'nin bilim
penceresi olarak daha da genişlettiğini belirtti. Orgeneral
Büyükanıt, Enstitünün akademik çalışmaları, yüksek lisans tezleri
ve bilimsel etkinlikleriyle TSK'da ve akademik camiada kabul gören
bir yer edinmeye başladığını ifade etti. Türkiye'nin 21. yüzyıla
jeopolitik etkinliği ve önemi artmış, vazgeçilmez bir ülke olarak
girdiğini vurgulayan Orgeneral Büyükanıt, şöyle devam etti: ''Bir
çok tehdit ve risklerin yoğunlaştığı Balkanlar, Kafkaslar ve
Ortadoğu üçgeninin merkezinde yer alan Türkiye bu tehdit ve
risklere karşı dikkatli ve hazırlıklı olmak zorundadır. Türkiye'nin
içinde bulunduğu bu coğrafyada, uluslararası terörizm, şiddete
dayalı bölücü ırkçılık, aşırı milliyetçilik, kökten dincilik,
organize suç ve uyuşturucu kaçakçılığı bölgedeki huzur ve
güvenliğin önünde giderek büyüyen engeller olmaya devam etmektedir.
Bu coğrafyadaki en önemli sorun huzurun ve istikrarın nasıl
sağlanacağı ve barışın nasıl korunacağıdır. Bu nedenle, ne zaman,
nerede, ne olacağı belli olmayan karmaşık ve tehdit dolu coğrafyada
bekamızı sağlamak için çok güçlü ve caydırıcı özellikte silahlı
kuvvetlere sahip olmak mecburiyetindeyiz. Ancak, güçlü olduğunuz
müddetçe caydırıcı olabilirsiniz. Caydırıcı bir silahlı kuvvetlere
sahip olmak aynı zamanda barışın da büyük teminatıdır.'' ''GENÇ
SUBAYLAR GELECEK İÇİN YATIRIMIMIZ'' Orgeneral Büyükanıt, kendisini
çağın ihtiyaçlarına göre hazırlayan Kara Kuvvetleri'nin, bugünkü
muharebe sahasında harekatlarını kesintisiz olarak devam
ettirebilecek, etkili şekilde muharebe edebilecek ve müşterek
harekat yapabilecek birlikler ve onlara komuta edecek liderler
yetiştirmek için eğitim ve öğretim sistemini sürekli gözden
geçirdiğini belirtti. Her seviyedeki komutanın, her türlü görevin
ifasında, bugün mezun olan subayların eğitim, bilgi, beceri ve
yeteneklerinden azami ölçüde faydalanmaya çalışacağını ifade eden
Orgeneral Büyükanıt, şöyle devam etti: ''Biz, genç subayları
geleceğe yönelik bir yatırım olarak görüyoruz. Kısa vadede imkan ve
kabiliyetlerimiz bilgilerinizle çakışmayabilir. Ancak, imkan ve
kabiliyetlerimiz bir gün sizin bilimsel yeteneklerinizle
çakışacaktır. Bunu unutmayın. Parayı verip teknolojiyi satın
alabilirsiniz. Ancak satın aldığınız teknolojiye uygun insanı aynı
zamanda yetiştiremezsiniz. Bu nedenle sabırlı olun. Unutmayın ki,
deha sonsuz bir sabırdır.'' ''EĞİTİM İHTİYAÇ DEĞİL, ZARURET OLDU''
Orgeneral Büyükanıt, bilgi çağı olarak nitelendirilen bu çağın,
artık bilgi ve teknolojiyi üreten ve kullanan ülkeler ile bilgi ve
teknolojinin gerisinde kalan ülkeler olarak ayrıldığını belirten
Orgeneral Büyükanıt, dünyadaki hızlı değişime uyum sağlayabilen ve
insanını bu yeni ortamın gerektirdiği niteliklerle donatabilen,
bilgiye erişebilen, bilgiyi üretebilen ve kullanabilen ülkelerin
başarılı olabileceğine dikkati çekti. Orgeneral Büyükanıt, ulusları
uzun vadede başarıya taşıyacak en yüksek getirisi olan yatırımın
bilgi olduğunu belirterek, ''Türk toplumu olarak eğitime öncelik
verip desteklememiz ve kalitesini yükseltmemiz artık bir ihtiyaç
değil, onun da ötesinde bir zaruret olmuştur'' dedi. Orgeneral
Büyükanıt, Enstitü mezunlarının hedefinin Atatürk'ün emaneti olan
demokratik, laik, sosyal hukuk devleti Türkiye Cumhuriyeti'ni,
teknolojinin baş döndürücü bir hızla geliştiği küreselleşmenin
bütün dünyayı sardığı bir ortamda, çağdaş uygarlık düzeyine taşımak
olduğunu söyledi. ''İNSANLIK KISKAÇ İÇİNDE'' Silahlı kuvvetlerin
beklentisinin, enstitü mezunlarının akademik birikimlerini zaman ve
mekan sınırı tanımadan kullanması olduğunu ifade eden Orgeneral
Büyükanıt, şöyle devam etti: ''Yaşadığımız çağda insanlık gerçek
bilimle, gerçekle hiçbir alakası olmayan düşünce sistemlerinin
kıskacı içinde olduğunu görüyoruz. Sözde bilimin nerede yanlış
olduğunu anlamak için önce gerçek bilimin nerede doğru olduğunu
bilmemiz gerekiyor. Bilimin en önemli hedefinin, gerçekler
hakkındaki tüm düşünceleri deneysel sınamaya ve eleştirel aklın
sorgulamasına açmış olduğunu öğrenmemiz gerekiyor. Bilim eğitimi
almış insanlar fikirleri geçici olarak kabul ederler, kabullerini
önyargılardan daha çok kanıtlara dayandırırlar. Bilimsel eğitim
almamış insanlarsa, kendilerine bir şekilde dayatılan fikirleri
kesin ve şartsız olarak kabul etme eğilimindedirler. Bu nedenle bu
insanlar kusurlu ya da düzmece fikirlere karşı daha
korumasızdırlar. Cumhuriyetin kurucusu Ulu Önder Atatürk bu nedenle
bilim ve aklı manevi miras olarak bırakmıştır. Sidney Harris'e ait
bir karikatürde, tıp araştırma enstitüsünün kapısı resimlenmiş.
Kapı önünde ters yönde istikamet gösteren iki levha var.
Levhalardan birinde 'yanıtlanmamış sorular' yazıyor, diğerinde ise
'sorgulanmamış yanıtlar' yazıyor. Çağdaş ve bilimsel düşünceyi çok
güzel anlatıyor. Tabii ki yanıtlanmamış sorunların yanıtlanması
lazım, ama bilimsel düşünceye sahip insanlar tarafından yanıtlanmış
soruların da yargılanması lazım. Bilimde önemli olan bilim
ilerledikçe kişinin düşüncelerini değiştirebilmesidir.'' BİLİŞİM VE
İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİNDEKİ GELİŞME Kara Harp Okulu (KHO) Komutanı
Tümgeneral Hulusi Akar da enstitünün 2001 yılında eğitime
başladığını belirtti. Tümgeneral Akar, 21. yüzyılda bilişim ve
iletişim teknolojilerinde büyük bir gelişim yaşandığını ifade
ederek, silahlı kuvvetlerin de bu anlamda yetişmiş lider subay
ihtiyacının arttığını kaydetti. Bilgi çağının komutanlarına temel
değer ve hedeflerin öğretilmesinde, KHO'nun subaylık ve insanlık
eğitiminin yanında yüksek lisans eğitimi gibi yeni açılımlara
ihtiyaç duyulduğunu belirten Tümgeneral Akar, enstitünün uyguladığı
7 değişik programla, düşüncü gücünü geliştiren yöntemlere önem
verildiğini anlattı. Yüksek lisans tezlerinin silahlı kuvvetlerin
problemlerine çözüm üretmesine azami gayret gösterdiklerini
belirten Tümgeneral Akar, bu çalışmaları sempozyum ve kongrelerle
desteklediklerini vurguladı. Tümgeneral Akar, bu çalışmaların 26-27
Mayıs 2005 tarihlerinde düzenleyecekleri Yönetim ve Askerlik konulu
sempozyumla devam edeceğini belirtti. Mezunlar adına konuşan dönem
birincisi Jandarma Üsteğmen Kadir Serdar Yoldaş da enstitünün,
TSK'nın görev sahasına yönelik sorunlara çözüm ürettiğini
belirterek, bireysel gelişimde çok yönlülüğe de önem verildiğini
kaydetti. 21. yüzyılın olmazsa olmaz şartının bireylerin bilgi
bakımından donatılması olduğun ifade eden Üsteğmen Yoldaş, bilginin
üretimin en kritik faktörü olduğunu, bir subayın kendisini
geliştirmeden hizmet etmesinin artık imkansız hale geldiğini
söyledi. Konuşmaların ardından bu dönem mezun olan 61 müdavimden
dönem birincileri diploma ve ödüllerini Orgeneral Büyükanıt'ın
elinden alırken, diğer mezunlara da diplomalarını Kara Kuvvetleri
Eğitim ve Doktrin Komutanı Orgeneral İsmail Koçman, 4. Kolordu
Komutanı Korgeneral Ömer Keçecigil, EDOK Komutan Yardımcısı
Korgeneral Hayrettin Uzun ve diğer davetli generaller verdiler.