Türkiye hacamat öğreniyor
Abone olAlternatif tıp alanında 5000 yıllık tedavi: kupa çekme ve kirli kan akıtma.
Vücuda kupalar yapıştırılıyor, deride milimetrik kesikler
açılıyor ve ‘kirli kan’ kupalarda toplanarak atılıyor. Tarihi 5000
yıl öncesine dayanıyor ama tıbbın hala ilgi duyduğu yöntemler
arasında; hacamat ve kupa terapisi.
Geleneksel tıp yöntemlerinin destekleyici tedaviler arasındaki yeri
tıbbın önemli konu başlıkları arasında. Dünyanın dört bir yanından
bilim insanları da geleneksel yöntemlerden biri olan kupa terapisi
ve hacamatı tartışmak için İstanbul’da buluştu.
ntvmsnbc'den Tülay Karabağ'ın haberine göre Hipokrat’tan günümüze Osmanlı, İslam ve Çin tıbbında yer etmiş olan kupa terapisi bilimsel bir ortamda tartışmaya açıldı. Finlandiya, Kore, Hindistan, Mısır, İngiltere, İsviçre, Almanya ve Amerika gibi birçok ülkeden bilim insanları Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen “Kanıta Dayalı Geleneksel Tıp, II. Uluslararası Kupa Terapisi Sempozyumu için bir araya geldi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun eşi Dr. Sare Davutoğlu da İstanbul Doğal Sağlık Enstitüsü’nün, British Cupping Society işbirliği ile düzenlediği sempozyumun konuşmacıları arasında.
Kupa terapisi, kan dolaşımını arttırmak,
bağışıklık sistemini güçlendirmek ağrı kontrolü ve bazı
hastalıkların tedavisine destek sağlamak için bölgesel vakum
oluşturmaya dayanan geleneksel bir terapi yöntemi.
BİLİMSEL ARAŞTIRMALARA İHTİYAÇ VAR
Terapinin mekanizmasını anlatan fazla
çalışma yok, ancak bilimsel araştırmalar sonucu ortaya atılan
birkaç teori var. Birçok ülkede kupa terapisinin etkisi ve
mekanizmasıyla ilgili araştırmalar yapılıyor. Son 10 yılda kupa
terapisine olan akademik ilginin arttığını söyleyen Doğal Sağlık
Enstitüsü Başkanı Faruk Günindi, “Bu konuda tatmin edici
bilimsel araştırmaların yapılmasını bekliyoruz” dedi.
PROF. ALTINTAŞ: KUPA TERAPİSİ TIBBIN ARAŞTIRMA KONULARINDAN
BİRİ
İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı’ndan
Prof. Dr. Ayten Altıntaş da hacamat ve kupa terapisinin Osmanlı
tıbbında çok uygulanan ve tıp kitaplarında yer alan yöntemler
olduğunu söyledi. “Osmanlı tıbbında tedavi; bedende biriken
ve atılmazsa hastalık yapan zararlı maddelerin uzaklaştırılması
esasına göre temellendirilmiştir” diyen Prof. Altıntaş,
“Hekim hastalığın nedenini teşhis ettikten sonra
temizlenmesi gereken yere kupa uygular, gerekirse hacamat yapar,
böylelikle hastalığa sebep olan maddeleri uzaklaştırarak vücudu
arındırırdı. Kupa terapisi, akupunktur gibi gelenekseldir ve
bugünkü tıp biliminin araştırma konuları arasına
girmiştir” diye konuştu.
PROF. HONNİNEN: KONUNUN YASALARLA KORUNMASI
ÖNEMLİ
Kupa terapisinin yaygın olarak kullanıldığı ülkelerden birinin de
Finlandiya olduğunu belirten Prof. Osmo Hänninen, yöntemin
ülkesinde yüzyıllardır popülerliğini koruduğunu söyledi. Doğu
Finlandiya Üniversitesi Fizyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Osmo
Hänninen, “Tam bir tedavi değil daha çok bir terapi
yöntemi. Halkımız, bu uygulamaya çok ilgi duyuyor, tabi Fin
hükümeti de bu konuya güvenilir uygulama standartları getirmek için
uğraşıyor, eğitimler düzenliyor. Yasalarla konunun korunması çok
önemli çünkü kötü uygulayıcılardan dolayı zarar görmek de mümkün.
Halk tıbbı, sağlık sistemine dâhil edilebilirse tercih imkânı da
artacaktır. Finlandiya’da yapmaya çalıştığımız şey de bu”
ifadesini kullandı.
DR. STANGE: BATI VE GELENEKSEL TIBBIN BİRLİKTE VAR
OLUŞU
Immanuel Doğal Tıp Hastanesi ve Berlin Charite Tıp Fakültesi
Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr. Rainer Stange ise tamamlayıcı tıp
unsurlarının son dönemde ilgi gördüğünü söyledi. “Peru ve
Tanzanya’da kaldığım sürede Batı ve geleneksel tıbbın birlikte var
oluşları konusunda çok farklı deneyimler yaşadım” şeklinde konuşan
Dr. Stange, “Almanya’da özellikle akupunktur, Çin bitkisel
tıbbı ve yakın zamanda Ayurveda tıbbı çok popüler hale geldi,
homeopati de aynı düzeyde yaygın” dedi.
KOMPLİKASYON RİSKİ OLABİLİR
Kupa terapisi kuru ve yaş olarak iki şekilde uygulanıyor. Bütün
geleneksel tıp uygulamaları gibi kupa terapisi de suistimale açık
olabilir. Bu noktada terapinin sakıncalı yönlerinin olup olmadığı
sorusu akıllara takılıyor. Özellikle yaş kupa terapisinde ciltte
oluşan yaralar ve enfeksiyon riski nedeniyle dikkat edilmesi
gerektiğini vurgulayan Doğal Sağlık Enstitüsü Başkanı Faruk
Günindi’nin yorumu şöyle:
GÜNİNDİ: EHİL OLMAYAN KİŞİLERE YAPTIRMAYIN
"Geleneksel tıp uygulamalarında komplikasyon, uygulamadan
değil uygulayıcının hatasından kaynaklanabilir. Bunu önlemek için
yapılması gereken; geleneksel tıp tedavilerinin zamanımızın eğitim
ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde eğitim programı tasarlanmasıdır.
Kupa terapisi uygulamak isteyenlere tavsiyemiz; bu yöntem hakkında
daha çok bilgi edinmeleri ve uygulayıcıların yeterliliklerini
sorgulamalarıdır.”
ÜNİVERSİTELERDE DERS OLARAK OKUTULUYOR
Kupa terapisinin yurt dışında birçok üniversitede ders olarak
okutulduğunu belirten Günindi, “Bunu, Uluslararası Kupa
Terapisi Sempozyumu 2012 programı katılımcılarını incelediğinizde
de görebilirsiniz. Bu akademisyenlerin her biri kendi
üniversitelerinde kupa terapisi ile ilgili araştırma yürütüyor.
Kore, Hindistan, Pakistan, Sudan, Nijerya, Mısır, Suudi Arabistan,
Finlandiya, İsviçre, Almanya, İngiltere ve Amerika bunlardan
bazıları” diye konuştu.
Yöntemin baş, bel, boyun ağrıları, bel soğukluğu, kireçlenme, kas
fibrosisi, romatizma gibi birçok hastalığın tedavisine yardımcı
olduğunu belirten Günindi'nin, 'Yöntemi kendinize veya
yakınlarınıza uygular mısınız', sorusuna cevabı ise,
“Elbette, kupa terapisi ile tanışmamın sebebi de
bu” şeklinde oldu.
“Bu coğrafyalara ait zannettiğimiz yöntemin birçok ülkede geleneksel tedavinin önemli bir parçası olduğunu görmek son derece ilgi çekici” diyen Faruk Günindi, II. Uluslararası Kupa Terapisi Sempozyumu’nda öne çıkan konuların başında migrende, kısırlık tedavisinde, doğum sonrası ağrı ve stres yönetiminde kupa uygulamaları geldiğini söyledi.