Türkiye güçlü bir ekonomik programa sahip
Abone olBaşbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye’nin güçlü, kendisini ispatlamış bir ekonomik programa sahip olduğunu belirterek, bunun temelinde ma...
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye’nin güçlü, kendisini
ispatlamış bir ekonomik programa sahip olduğunu belirterek, bunun
temelinde mali disiplin ve Merkez Bankası’nın bağımsızca uyguladığı
para politikalarının yattığını ifade etti. Babacan, bunlar
uygulandığı takdirde Türkiye’nin yolunun açık olduğunu
vurguladı.
Türk-Japon ortaklığı Nisshin Seifun Turkey Makarna ve Gıda Sanayi
Ticaret AŞ’nin JW Marriott Otel’deki kuruluş törenine Başbakan
Yardımcısı Ali Babacan, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı
Müsteşarı Vedat Mirmahmutoğulları, TOBB Başkanı Rifat
Hisarcıklıoğlu, Japonya’nın Ankara Büyükelçisi Yutaka Yokoi ile
Türk ve Japon iş adamları katıldı.
Törende bir konuşma yapan Başbakan Yardımcısı Babacan, yaklaşık 12
ay sonra Sincan 1. OSB’de üretime başlayacak ve üretimin yüzde
100’ünü ihracat edecek olan yatırımın iki ülke arasındaki
işbirliğinin ve Türkiye’nin geleceğine güvenin güzel bir simgesi
olduğunu belirterek, bu yatırımdan alınacak başarılı sonuçların
önemli bir örnek teşkil edeceğini dile getirdi. Babacan, bu
yatırımın ayrıca Türkiye’de yabancı ortaklıkların ve uluslararası
yatırımların önünü açacak bir adım olacağını kaydetti.
Türkiye ve Japonya’nın dost ülkeler olduğunu vurgulayan Babacan,
“Haritaya baktığımızda belki birisi Asya’nın doğu, birisi batı
ucunda olan iki ülke. Ama tarihimize, kültürümüze ve özellikle
halklarımız arasındaki yakınlığa baktığımızda ilişkilerimiz bu
coğrafyanın işaret ettiği mesafelerden çok daha yakındır.
Haklarımız arasındaki bu yakın gönül birliği, ülkelerimiz
arasındaki ticari ilişkilerin gelişmesi açısından önemli bir zemin
oluşturuyor” dedi.
“TÜRKİYE’Yİ MERKEZE ALAN BİR İŞ PLANI BU COĞRAFYADA ÇOK DAHA
BAŞARILI SONUÇLARI MEYDANA GETİRİYOR”
İki ülkenin pek çok önemli ve büyük projeyi yürüttüğünü dile
getiren Babacan, bundan sonraki dönemlerde de iki ülkenin
projelerde yoğun temas içinde olacaklarını ifade etti. Türkiye’nin
son 12 yılda ekonomik, sosyal ve ekonomik dönüşüm yaşadığına dikkat
çeken Babacan, Türkiye’nin bulunduğu coğrafyanın çok geniş bir
müşteri kitlesine hitap edecek bir imkanı sunduğunu belirtti. Çok
uluslu şirketlerin iş yapmak için İstanbul’u tercih ettiklerini
kaydeden Babacan, “ABD’nin teknoloji devleri, Avrupa’nın pek çok
kuruluşu İstanbul merkezinden Asya ve Ortadoğu gibi pazarlara
Türkiye üzerinden açılmaktadır. Türkiye’yi baz alan, Türkiye’yi
merkeze alan bir iş planı bu coğrafyada çok daha başarılı sonuçları
meydana getiriyor. Aynı zamanda iş adamları, iş kadınları çok geniş
bir coğrafyada çok rahat iş yapabiliyor” şeklinde konuştu.
“BİR ELİN NESİ VAR, İKİ ELİN SESİ VAR”
“Türk-Japon ortaklığı bizim için önemlidir” diyen Babacan,
“Ortaklık ruhu gerçekten önemli. Bizde bir atasözü vardır; bir elin
nesi var, iki elin sesi var. Ancak iki el bir araya geldiği zaman
ses çıkarmak mümkündür” dedi.
Babacan, Türkiye’nin ekonomik açıdan potansiyelinin büyük olduğunu
belirterek, “Türkiye, sadece hızlı büyüyen değil, aynı zamanda
borcunu düşürerek büyüyen bir ülke. Bu büyüme aynı zamanda istihdam
oluşturan da bir ülke. Büyüme Türkiye’de yoksulluğu azaltıyor.
Genç, büyüyen aynı zamanda refah seviyesi yükselen bir toplumumuz
var. İç piyasamız çok canlı ve cazip” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin özel sektör ağırlıklı büyüdüğünü söyleyen Babacan,
“İhracat bizim ekonomimiz için çok önemli. Bu yatırım da bizim
ekonomik modelimizin güzel bir örneği olacak” dedi.
Hükümet olarak önümüzdeki döneme ilişkin çeşitli hedeflerinin
olduğunu ifade eden Babacan, bunları şöyle sıraladı:
“Cari açığın azaltılması, enflasyonun düşürülmesi, kamu
maliyesindeki güçlü duruşun sürdürülmesi ve büyüme ile istihdamın
artırılması.”
Türkiye’nin güçlü, kendisini ispat etmiş bir ekonomik programa
sahip olduğunu belirten Babacan, bunun temelinde mali disiplin ve
Merkez Bankası’nın bağımsızca uyguladığı para politikaların
yattığını ifade etti. Bunlar uygulandığı sürece Türkiye’nin yolunun
açık olduğunu vurgulayan Babacan, “Güven yavaş yavaş oluşur, zaman
alır. Akşamdan sabaha güven oluşmaz. Güvenin kaybı ise çok hızlı
oluşur. Türkiye’nin kazandığı güven ortamının değerini çok çok iyi
bilmeliyiz” şeklinde konuştu.
“DÜNYANIN EN BÜYÜK MAKARNA FABRİKALARININ ARASINA GİRMEYİ
HEDEFLİYORUZ”
En iyi bildikleri makarna işinde Japonya ile ortak olduklarını ve
söz konusu ortaklık ile Türkiye’ye yeni bir makarna fabrikası
kazandıracak projeyi hayata geçirdiklerini dile getiren
Hisarcıklıoğlu, Nuh’un Ankara tarihinde yeni bir sayfanın
açıldığını kaydetti.
Nuh’un Ankara olarak dünyanın en büyük makarna fabrikalarının
arasına girmeyi hedeflediklerini söyleyen Hisarcıklıoğlu, bunun
için gerekli fizibilite çalışmalarının yapıldığını kaydetti.
“YÜZDE 100 TÜRK MALI, YÜZDE 100 İHRACAT”
Ürünlerde Türk buğdayını kullanacaklarını vurgulayan
Hisarcıklıoğlu, “Hem çiftçimize destek olacağız hem de Türk
buğdayının kalitesini tüm dünyaya göstereceğiz” dedi. Ürünlerin
tamamının yurt dışına satılacağını kaydeden Hisarcıklıoğlu, “Bir
sloganımız var; ‘yüzde 100 Türk Malı, yüzde 100 ihracat.’ Yani Türk
mühendisi ve işçisi ile gerçekleştireceğimiz katma değerin tamamı
ülkemizde kalacak. Bu fabrikada üretilen ‘Made in Turkey’ damgalı
makarnaları dünyanın dört bir tarafında görebileceksiniz.
Ulaştığımız ülke sayısı arttıkça pazar ağımız genişleyecek,
böylelikle yıllık ihracatımız 75 milyon dolara ulaşacak” şeklinde
konuştu.
“İNŞALLAH BU ORTAKLIK AYDINLIK OLUR”
Yeni ortaklığın çok başarılı olacağına inandığını belirten
Hisarcıklıoğlu, “Böylesine büyük bir yatırım sayesinde hem biz
kazanacağız hem ortağımız kazanacak. Ama nihayetinde kazanan
Türkiye ve Japonya olacak. Aslında iki ülkenin bayraklarına
baktığınız zaman simgeleri enteresan. Japon bayrağının simgesi
güneş, Türk bayrağının simgesi ay ve yıldız. Japon dilinde güneş
simgesinin yanına ay gelince aydınlık, ışık manasına gelmektedir.
İnşallah bu ortaklık aydınlık olur ve iki ülkede de bereketli
olur.
(İHA)