Türkiye çok üzülecek çok!
Abone ol"Şok olacağız. Büyük hayallerle yola çıkan gençler umutlarını kaybedecek'' diyen Denktaş, KKTC'li gençleri şaşırttı.
KKTC Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş, Annan Planı hakkında yapılacak referandumla ilgili olarak, ''hayırcı değil, koyu bir gerçekçi olduğunu'' belirtti. Denktaş, ''Gerçekleri görüyorum. Halkın, özellikle gençlerin beklentilerini hissediyorum, ama gerçekler farklıdır. Şok olacağız. Büyük hayallerle yola çıkan gençler umutlarını kaybedecek'' dedi. Serdar Denktaş, Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi'nde (UKÜ) Gazetecilik Kulübü'nün düzenlediği toplantıda, Annan Planı ve referanduma ilişkin görüşlerini açıkladı. Bakan Denktaş, Annan Planı ve referandum konusunda gerçekçi davranmaya ve gerçekleri anlatmaya çalıştığını belirtti. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in, Türk tarafından ''evet'', Rum tarafından ''hayır'' çıkması durumunda KKTC'yi tanıyacakları yönündeki açıklamasını da değerlendiren Denktaş, BM Güvenlik Konseyi'nin 1984 yılında KKTC'nin tanınmaması yönünde aldığı kararı by-pass etmesinin mümkün olmayacağını söyledi. Serdar Denktaş, bu tanınma meselesinin Türk tarafına, ''havuç'', Rum tarafına ''tehdit'' olarak kullanılmaya çalışıldığını anlatarak, ''Ekonomik anlamda kabullenilmiş bir bölge haline gelir miyiz? O bile şüpheli'' dedi. Annan Planı'na ilişkin soruları da yanıtlayan Serdar Denktaş, ''Rum tarafı plana göre avantajlı değil, mevcut gerçekler nedeniyle, plana rağmen daha avantajlıdır. Bunun planla bir alakası yok, bunu ayıralım'' diye konuştu. Serdar Denktaş, ''planın kendi içinde değerlendirildiğinde bir denge oluşturduğunu, bakıldığında her iki tarafın da beğendiği ve beğenmediği, karşı olduğu yönlerinin bulunduğunu, ancak Annan Planı'nın uygulanacağı alanda farklı gerçeklerin var olduğunu'' söyledi. Denktaş, ''Bu gerçeklerden bazılarının da daha güçlü Rum ekonomisine karşı daha az güçlü Türk ekonomisi ve nüfuslar arasındaki farklılıklar olduğunu'' kaydetti. Denktaş, planın tek başına bir şey vermediğini, planı bugünkü gerçeklerle birleştirerek bir sonuç elde edebileceğini belirterek, ''Ama maalesef, birinci plan çıktığından beri 'evet' diyen ve hala 'evet' diyen, birinci plan çıktığında 'hayır' deyip, bütün değişikliklere rağmen hala 'hayır' diyen iki kamp haline gelindi, bu yanlış'' diye konuştu. ''Bu planın yürüyüp-yürümemesinin karşılıklı iyi niyete dayalı olduğunu'' ifade eden Serdar Denktaş, ''bu iyi niyetin maalesef bulunmadığını'' söyledi.