Türkiye cazip ülke olmaktan çıkabilir!
Abone olFinancial Times gazetesinde yer alan bir yorumda Balyoz Davası için ilginç tespitlerde bulunuldu.
Gazetenin, başta Çin, Hindistan, Brezilya ve Türkiye olmak
yükselen piyasalardan haber ve yorumlar veren blog sitesi
Beyondbrics'te yer alan yorum, küresel siyasi risk danışmanlığı
yapan Eurasia Grubu'ndan Naz Masraff tarafından kaleme alınmış.
TÜRKİYE CAZİP ÜLKE OLMAKTAN ÇIKIBİLİR
Yargının Balyoz davasıyla ilgili kararlarını "sert" olarak niteleyen Massraf, bu kararlarla "Türkiye'de bir dönem sona erdi ama bu dava hukukun egemenliği konusunda yarattığı soru işaretleriyle Türkiye'yi yatırımıcılar için cazip bir ülke olmaktan çıkarabilir" yorumunu yapıyor.
Yazar, davaya bakan hakimlerin sanıkları suçlu bulacağına dair genel bir beklenti olduğunu belirtiyor. Ancak altı yıl ile 20 yıl arasında değişen hapis cezalarının beklenenden daha ağır olduğunu kaydeden yazar, "Ülkenin bir zamanlar çok güçlü olan subaylarına böyle uzun hapis cezaları vermek bir on yıl öncesine kadar akla hayale sığmazdı" sözlerine yer veriyor.
ASKERİ VESAYET SONA ERDİ
Yazar şöyle devam etmiş: "Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) 2002 yılında iktidara geldiğinden beri Türk ordusunun gücü adım adım azalmaya başladı ve AKP'nin kurucu üyesi Abdullah Gül'ün, o zamana dek ülkenin lakik kesimi için ayrılmış olan cumhurbaşkanlığı makamına çıkmasını engelleyemediği 2007 yılında da dibe vurdu. Ama, ordunun bu kadar çok sayıdaki üyesi hakkında kolaylıkla kovuşturma açılmış olması, askeri vesayetin bütünüyle sona erdiğini gösteriyor."
Yazıda Balyoz davasının "hep tartışmalı bir dava" olduğu ifade edilerek, davayı eleştirenlerin uzunca bir süreden beri iktidar partisinin bu davayı muhalefeti susturmak için kullandğını ve soruşturmaların da yargı içindeki İslamcı sempatizanları tarafından yürütüldüğü iddidlarına dikkat çekiyor.
Yazar ağır hapis cezalarının da Türkiye'de yargının bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü konusunda gittkçe artan endişeleri kuvvetlendirdiğini kaydediyor.
ASKER HALKIN DESTEĞİNİ KAYBETTİ
Bu kararlara içerden gelen tepkilerin şaşırtıcı derecede ihtiyatlı olduğuna da dikkat çekilen yazıda, "Halkın sessiz kalması, askerin son on yıl içersinde Türklerin desteğini büyük oranda kaybettiğini göteriyor" sözlerine yer veriliyor. Daha da mühimi, bunun muhalefetin zayıflığına da işaret ettiği kaydedilen yazıda, "Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve aşırı milliyetçi Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) bu kararları kınadı ama halkı bu kararlara karşı harekete geçiremedi" ifadesine yer veriyor.
Yazıda medyanın Balyoz konusundaki göreceli olarak ihtiyatlı üslubunun da dikkat çekici olduğu belirtilip, bu durumun Türk medyasının çok sesliliği konsunda da soru işaretleri uyandırdığı kaydediliyor.
YATIRIMLAR İÇİN İTİBARINI BALTALAYABİLİR
Naz Masraff şöyle devam ediyor: "Dışardakiler için bu davanın en çok endişelendiren yanı, yargının bağımsızlığı konusunda yarattığı soru işaretleridir. Bundan böyle, hem Balyoz davası hem de genelde Türk yargı sistemi üzerindeki uluslararası incelemelerin daha sıkı hale gelmesi muhtemeldir.
Türk yargı sisteminin siyasileştirilmesi özellikle de AKP'nin kur yapmaya çalıştığı yabancı yatırımcılar açısından sorun yaratmaktadır. Ülkenin yetersiz olan uyuşmazlık çözüm mekanizması ve yargı reformlarının yavaşlığı, daha şimdiden hükümetin doğrudan yabancı yatırımları arttırma ve İstanbul'u finans merkezi yapma isteklerini tehdit ediyor. Ülkenin mahkemelerinin tarafsızlığı ve kalitesi konusunda şüphelerin de buna eklenmiş olması, Türkiye'nin cazip bir yatırım istikameti olarak itibarını baltayalabilir."