Türkiye bu kışı nasıl geçirecek?
Abone olTürkiye genelinde kış mevsimi sıcaklıklarının mevsim normalleri civarında, Ege ve Akdeniz kıyılarında ise mevsim normallerinin 0 ile 0,5 derece üzerinde gerçekleşmesi bekleniyor.
Avrupa Orta Vadeli Hava Tahminleri Merkezi'nin (ECMWF) mevsimlik tahminlerine göre, Türkiye genelinde kış mevsimi sıcaklıkları mevsim normalleri civarında, Ege ve Akdeniz kıyılarında ise mevsim normallerinin 0 ile 0,5 derece üzerinde olacak.
Türkiye'de 1994'ten bu yana (1997 hariç) pozitif sıcaklık anomalileri mevcutken en sıcak yıl 2 derece anomali ile 2010 oldu, 2011 yılı sıcaklıkları ise mevsim normalleri civarında gerçekleşti.
Gözlemlere dayalı trend analizinde, Türkiye'deki ortalama sıcaklıklarda 100 yıllık bir zaman diliminde 0,8 derece artış trendi görülürken, bu küresel trendle de uyumluluk gösterdi.
Yapılan iklim indisi çalışmasında da Türkiye'de yaz günleri ve tropik gecelerde artış, soğuk geceler ve soğuk günlerde ise azalış gözlenirken, bu durumun bir ısınmaya işaret ettiği değerlendirildi. Son 3 yılın yağışlarının ise normallerinin üzerinde gerçekleştiği gözlendi.
Türkiye'deki sıcaklık anomalileri ile zarar yapan olay sayıları arasında bir ilişki izlenirken, son yıllarda artan sıcaklıklarla birlikte ekstrem olay sayıları da arttı.
ECMWF'nin mevsimlik tahminlerine göre de Türkiye genelinde aralık, ocak ve şubat sıcaklıkları mevsim normalleri civarında, ülkenin Ege ve Akdeniz kıyılarında ise mevsim normallerinin 0 ile 0,5 derece üzerinde gerçekleşecek.
SICAK DALGALARI ARTIK RUTİN HALE GELECEK
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) 5. Değerlendirme Raporu'na göre, küresel ortalama sıcaklık sanayi öncesi dönemlere göre yaklaşık 1 derece yükselirken, Türkiye'nin de yer aldığı Akdeniz havzasında yüzyılın ortalarında sıcak dalgaları artık rutin hale gelecek.
Küçük ada ülkeleri için en büyük tehdit yükselen deniz sularının istilası olacak. Gıda güvenliği açısından Afrika diğer kıtalara oranla çok daha tehlikeli bir yer olurken, felaketler daha şiddetli ve daha sık olacağı için bazı yerlerde yaşamın sürdürülmesi imkansız hale gelecek, bu da kalıcı göçlere yol açarak yeni iskan bölgeleri için baskıyı arttıracak.