Türkiye Bor çağına geçiyor
Abone olDünyadaki bor rezervlerinin yüzde 72'sini barındıran Türkiye, borun kullanılacağı sanayileri geliştirilecek. Bor aynı zamanda kanser tedavisi için de kullanılacak.
Türkiye, camdan deterjan üretimine, tarımdan izolasyona 250'den
fazla alanda kullanılan bor elementi açısından bir cennet. Dünya
bor rezervlerinin yüzde 72'si Türkiye'de. Ancak, Türkiye bordan
yeterince yararlanamıyor.
Borla ilgili teknolojileri geliştirmek amacıyla bir buçuk yıl önce
Enerji Bakanlığı'na bağlı olarak kurulan Ulusal Bor Araştırma
Enstitüsü'nün (BOREN) Başkanı Erk İnger, hidrojene dayalı
ekonominin uzun dönemde bütün sektörleri etkileyeceğini belirterek,
borun hidrojen enerjisi için vazgeçilmez bir element olduğunu
belirtti. Bu nedenle Enstitü olarak Birleşmiş Milletler'e bağlı
Uluslararası Hidrojen Enerji Merkezi ile imzaladıkları niyet
mektubu imzaladıklarını anlatan İnger, bu işbirliği ile
uluslararası araştırma projelerinin birlikte yürütüleceğini
söyledi.
Daha dayanıklı beton üretilecek
Birçok inşaat malzemesinde kullanılan borun, betonun
dayanıklılığını artırmak için de kullanma çalışmalarını
sürdürdüklerini belirten İnger, ''Çimentonun içine bor katınca,
betonun mukavemeti yüzde 70 artıyor. Ayrıca, üretimde yüzde 10
enerji tasarrufu oluyor' dedi. Ortadoğu Teknik Üniversitesi ile
birlikte ahşap ev ve kumaşta kullanılacak bor kimyasalı ile yanmayı
geciktirici özellikteki malzemeleri üreten bir pilot tesis
yaptıklarını anlatan İnger, bundan sonra üretime geçilerek ürünü
ticarileştirme yönüne gidileceğini bildirdi.
Borun kullanım alanları şimdilik şöyle: Cam, deterjan, seramik,
kimya, sağlık, izolasyon, demir-çelik, tekstil tipi fiberglas,
borosilikat camlar, gübre ve tarımsal amaçlı tüketim, ağaç emprenye
işlemleri, İzolasyon amaçlı inşaat malzemeleri, çatı ve bina
kaplama malzemeleri, tekstil, kağıt, alev geciktiriciler, ahşap
koruma ürünleri...
Bor, kanser tedavisinde de kullanılacak
Sağlık sektöründe de borun büyük bir kullanım alanı olduğunu
belirten Erk İnger, boru kanser tedavisinde de kullanmak üzere Atom
Enerjisi Kurumu ile birlikte araştırmaları sürdürdüklerini söyledi.
İnger, "Bazı borlu ilaçlar var. Bunlar bir şekilde damardan
veriliyor ve kanserli hücrede birikimi sağlanıyor. Sonra tıbbi
aletlerle çok iyi odaklama yapılıp, beyindeki kanser hücresi
üzerine netron bombardımanı yapılıyor. Bu durumda borla
karşılaştığı zaman Alfa ışınları çıkıyor. Bunlar kısa bir alanda
kanserli hücreyi tahrip ediyor" dedi. Üzerinde çalışmaların sürdüğü
bu teknolojinin, kanser tedavisinde radyasyon ve kemoterapiye göre,
kısa bir alanda etkin olduğu için sadece kanserli hücreyi
yokettiğini vurgulayan İnger, "Kemoterapide olduğu gibi saç
dökülmesi ve diğer yan etkiler yaşanmıyor. Kansersiz hücreler
üzerinde tahribat yapmamaya yönelik bu araştırma, borun nötron
yakalama kabiliyeti üzerine kurulmuş bir teknoloji" diye konuştu.
Borun değerini anlamak için Nobel ödüllerine bakmak gerektiğini de
ifade eden inger, bugüne kadar her elementin sadece bir kez Nobel'e
konu olduğunu, borun ise iki kez ödül aldığını vurguladı.
Haber: Fatma Çiftçi
Kaynak: