Türkiye basının gündeminden inmiyor
Abone ol3 Ekim müzakereleri sonrasında Avrupa'da basınının gündemi Türkiye. Times birinci sayfadan yer verirken, Ankara'nın zorlu bir döneme girdiğini belirtti. İşte ayrıntılar;
Times Türkiye'nin Avrupa Birliği'yle üyelik müzakerelerine
başlamasını değerlendirdiği haberinde Ankara'nın önünde zorlu bir
dönem olduğunu belirtiyor: "Türkiye, modern, ekonomik açıdan
kalkınmış bir demokrasiye dönüşmek için çok büyük çaba harcama sözü
verdi. Müzakerelere başlanmasının yarattığı coşku havasından sonra
Avrupalı liderler, topraklarının neredeyse tamamı Asya'da olan,
yarı gelişmiş Müslüman bir ülkeyi Avrupa standartlarına
ulaştırmanın kolay olmayacağı mesajını vermeye başladılar."
'Türkiye, kültürel devrim geçirmeli' Times, bu haberinde Fransa
Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın "Türkiye'nin büyük bir kültürel
devrim geçirmesi gerekiyor. Türkiye belki de üyeliğe asla hazır
olmayabilir" dediğini aktarıyor. Independent gazetesi de Avrupa
Komisyonu yetkililerinin kadın hakları, ifade özgürlüğü ve gayri
azınlıklar konusunda Ankara'ya baskıya hazırlandığını belirtiyor.
Guardian gazetesi ise Türkiye'de kesin üyelik garantisinin
verilmediğine dikkat çekerek Ankara'yı bekleyen engelleri
sıralıyor: "Türkiye'nin üye olabilmesi için tüm üyeleri tatmin
etmesi gerekecek. Herhangi bir ülke herhangi bir gerekçeyle
müzakereleri derhal durdurulabilir. 'Erdoğan değişebilir'
"Türkiye'de önemli reformlar yapılmasına karşın , İnsan hakları
ihlalleri devam ediyor. İfade özgürlüğünün önünde engeller var.
Kadınlara karşı işlenen suçlar hala yaygın. Azınlıklar ayrımcılığa
uğruyor. Geçen yıl Erdoğan zinayı yasaklamayı denedi. Protestolar
üzerine bundan vazgeçti. Bir Avrupalı diplomat, 'En büyük korkumuz,
Erdoğan'ın gelenekçi tabandan gelen baskıyla tekrar değişmesi'
diyor." Guardian, hükümetin Avrupa Birliği'nin yanı sıra kendi
vatandaşlarını da ikna etmesi gerekeceğine dikkat çekiyor:
"Türkiye'de daha şimdiden birçok kişi, AB'ye fazla taviz
verildiğini düşünüyor. Avrupa Birliği üyeliğine destek azalıyor.
"Bu durum Türk hükümetlerinin işini daha da zorlaştıracak. Ankara
Avrupa Birliği'nin istediği herşeyi yapsa bile müzakerelerin
sonunda karşısında referandum yapacağını açıklayan Fransa ve
Avusturya'yı bulacak." 'Yabancı yatırımcıların Türkiye'ye ilgisi
artacak' Financial Times ise üyelik müzakerelerin başlamasıyla
Türkiye'nin yabancı yatırımcı çekme şansının artacağını vurguluyor.
Commerzbank, Deka ve General Electrics'ten uzman ve yöneticilerin
görüşlerinin aktarıldığı haberde şimdiye kadar Türkiye hakkında
doğru dürüst fikir sahibi olmayan birçok yatırımcının, Türk
piyasalarına ilgi göstermeye başlayabileceği belirtiliyor. Bu
uzmanlardan biri, müzakerelere başlama kararının önümüzdeki 10
yıllık süreçte Türkiye'nin çok hızlı bir şekilde kalkınmasını
sağlayacağını belirtiyor. 'Türkiye Avrupa'da ABD'nin Truva atı mı
olacak' Financial Times'taki başka bir haberde ise, müzakere
çerçeve belgesi üzerindeki pazarlıklara Amerikan Dışişileri Bakanı
Condoleezza Rice'ın dahil olmasının Avrupalı diplomatları
şaşkınlığa uğrattığını belirtiyor. Haberde Rice'ın pazarlıklar
sırasında ABD'ye göre çok erken olan bir saatte İngiltere Dışişleri
Bakanı Jack Straw ve Başbakan Erdoğan'la görüştüğü hatırlatılarak
şöyle deniyor: "Bazı diplomatlar, görüşmelerin
Ankara-Washington-Ankara ekseninde yapıldığını söylüyor. Hatta
Avrupa Birliği'nin büyük ülkelerinden bir yetkili "İngilizler,
bizden önce Türklere ve Amerikalılara danışıyor" dedi. Avrupa
Birliği bakanları, bu üç ülke arasında ne tür pazarlıklar
yapıldığını bilmeden salonda bekliyorlardı. "Türkiye'nin Rumlar'ın
NATO üyeliğine izin vermek zorunda kalabileceği endişesi üzerine,
Rice, Kıbrıs Cumhurbaşkanı Tasos Papadopulos'tan ittifaka katılma
niyetleri olmadığı konusunda güvence aldı. Condoleezza Rice,
Erdoğan'a da NATO'yla ilgili kararların Avrupa Birliği'nde değil
ittifak içinde alınacağı güvencesini verdi. "Rice bununla birlikte
doğrudan müdahale olarak görülebileceği düşüncesiyle örneğin
Avusturya Dışişleri Bakanı'nı aramadı. Bazı Avrupalı yetkililer,
Amerikan müdahalesinin boyutlarına bakarak Türkiye'nin Avrupa
Birliği içinde Amerikan ve İngilizlerin Truva atına dönüşmesinden
endişe ettiklerini söylüyorlar. 'AB'deki seçkinler artık Avrupa
halkına kulak vermeli' Guardian yazarı Jonathan Freedland ise
"Avrupalı seçkinler, halklarını daha fazla görmezden gelemez"
diyor. Yazar şöyle devam ediyor: "Fransa ve Hollanda'da Avrupa
Anayasası için yapılan referandumlar, Avrupalıların, siyasetçilerin
görüşlerini dikkate almamasından usandıklarını gösterdi. Türkiye'ye
kapıların açılması doğru bir karardı. Ama hayal peşinde koşanlar
çoğunluğun sesini dinlemezlerse, genişleme projesi başarısızlıkla
sonuçlanacak. Guardian yazarı Jonathan Freedland, Avrupa
Birliği'nin, istenilen adımları atmaması halinde Ankara'ya üyelik
kapılarını kapatması gerektiğini savunuyor: "Türkiye konusunda
karamsar olanlar, cezalandırılması gereken zihniyetin aksine
ödüllendirildiğini düşünüyorlar. Ankara'da geçen hafta eşcinsel
hareketine karşı dava açıldı. Muhalif olmak hala suç. Türkiye'nin
20'nci yüzyılda Ermenilere karşı işlediği suçları inkarına meydan
okuma cesaretini gösteren Orhan Pamuk hakkında açılan davaya bakın.
"Türkiye'ye şüpheyle bakanlar, "Irak bölünür ülkenin kuzeyi
bağımsız Kürdistan'a dönüşürse gerçek Türkiye'yi o zaman göreceğiz"
diyorlar. İyimser görüşte olanlar ise üyelik perspektifinin dönüşüm
konusunda Türkiye'yi teşvik edici rol oynayacağını söylüyorlar.
'Avusturya zafer kazandı' Almanya ve Avusturya basınında
Hırvatistan'la ilgili tartışmalar öne çıkıyor. Avusturya gazetesi,
Die Presse, Viyana Hükümeti'nin Hırvatistan konusundaki ısrarının
sonuç verdiğini yazıyor. "Hırvatistan'la müzakerelere başlanması
için Savaş Suçları Mahkemesi'yle işbirliği yapma şartı hiç gündeme
getirilmemeliydi. Türkiye'yi bir kenara bırakalım, Hırvatistan,
Avrupa Birliği üyeliği'ne Romanya ve Bulgaristan'dan daha hazır
durumda. Avusturya Hırvatistan'da en fazla yatırımı olan ülke.
Doğal olarak hükümet halkının çıkarlarımızı savundu ve Türkiye
üzerinden Avrupa Birliği'yle girdiği savaşta gerçek bir zafer elde
etti. 'Başsavcı'ya müdahale edildi mi?' Almanya'da yayımlanan Die
Tageszeitung ise Hırvatistan'la Türkiye'nin görüşmelere başlaması
arasında bağ kurulmasının rahatsız edici olduğunu belirtiyor.
Gazete "Brüksel'de Tehlikeli Oyunlar" başlıklı haberinde şöyle
diyor: Avusturya, Hırvatistan'ın savaş suçu zanlılarının iadesi
konusunda Lahey'deki mahkemeyle gerçekten işbirliği yapıp
yapmadığına bakmadan Türkiye konusunda uzlaşmaya varılmasını son
dakikaya kadar engelledi. Demek ki Avrupa sahnesinde
istediklerinizi kabul ettirmek için güçlü argümanlar ya da dürüst
talepleriniz olmasa da pazarlık gücünüzün olması yeterli"
Frankfurter Allgemeine Zeitung ise "Hırvatistan'la müzakerelere
başlanması kararının alındığı koşullar herkesin ağzında kötü bir
tat bıraktı" diyor. Gazetenin yorumu şöyle: "İngiliz yetkililerin
Hırvatistan konusunda fikrini değiştirmesini sağlamak için
Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi Başsavcısı Carla del Ponte'yi
telefonla aramış olmaları büyük ihtimal." Bosna Hersek'te
yayımlanan Dnevni Avaz ise Avrupa Birliği'nin Sırbistan-Karadağ'la
da ortaklık anlaşması görüşmelerine başlama kararı aldığını
anımsatarak "Kıtada Avrupa Birliği'yle bir şekilde bağı olmayan tek
Belarus ve biz kaldık. Boşnaklar yine tecrit edildi" diyor. BBC
TÜRKÇE