Türkiye AB’ye sütle girdi
Abone olGıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Türkiye’nin Mayıs ayından bu yana AB ülkelerine süt ve süt ürünü sattığını söyledi. <br/>Gıda T...
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Türkiye’nin Mayıs
ayından bu yana AB ülkelerine süt ve süt ürünü sattığını
söyledi.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Balıkesir’de
laboratuvar açılışına katıldı. Bakan Eker, canlı yayınla Balıkesir
ile birlikte İzmir, Bursa, Tekirdağ ve Ankara’da kurulu olan ‘çiğ
süt analiz laboratuvarları’nın açılışını yaptı.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Türkiye Damızlık Sığır
Yetiştiricileri Merkez Birliği ortaklığında yürütülen, “Çiğ Sütte
Kalitenin Desteklenmesi Projesi” kapsamında; Balıkesir, İzmir,
Bursa, Tekirdağ ve Ankara illerinde kurulu olan laboratuvarların
açılışları Balıkesir İl Kontrol Laboratuvarı’nda Bakan Mehdi Eker
tarafından canlı yayın bağlantısı eşliğinde yapılarak aynı anda
hizmete verildi. Balıkesir’deki törende önemli açıklamalarda
bulunan Bakan Eker, şunları kaydetti:
"Türkiye son 10 yılda hayvancılıkta çok büyük yol katetti. Bu
önemli gelişmenin ana merkezlerinden birisi Balıkesir. Gerek hayvan
varlığı, gerek tarıma dayalı sanayi, gıda sanayi bakımından hem
büyük bir potansiyele hem büyük ticari kapasiteye sahip. Sadece
hayvancılık değil diğer tarımsal ürünler açısından da sebze, meyve
üretimi açısından, zeytin ve zeytinyağı açısından da büyük
potansiyeli olan bir ilimiz. İnsanlar eskiden sadece kendileri için
üretim yaparlardı. Kendi için sadece üretim yapıyorsa bunun ölçeği
ve standartları da ayrı olur. Ama büyük şehirlerde insanlar
yaşamaya başladıktan sonra pazar için üretim söz konusu olduğunda o
zaman yaptığımız iş çok daha farklı bir boyutta olmak zorunda.
Ürettiğiniz işi bilgi ve teknoloji ile yapmanız lazım, kalite ve
standarda önem vermeniz lazım. Pazarı, rekabeti, maliyeti,
standardı dikkate almanız lazım. Çünkü o pazarda başkaları da
olacak. Bunları dikkate almadan üretim yaparsanız onu
sürdüremezsiniz. Bizim ülkemizde uzunca süre hayvancılık tarım
sektörünün üvey evladı oldu maalesef. Ben 34 yıldır Tarım
Bakanlığındayım. Neredeyse hayatımın çok büyük bir kısmı burada
geçti. Hükümetlerin tarım desteklerini tayin ederken hayvancılığın
ne kadar ihmal edildiğini çok iyi biliyorum. Bizim devletimiz 100
lira tarıma destek veriyorsa bunun 4 lirasını hayvancılığa 96
lirasını tarımla ilgili diğer faaliyetlere veriyordu. Böyle olunca
hayvancılığın toplam tarım hasılası içindeki payı da ekonomisi ve
tarımı güçlü ülkelerde olduğunun tam aksine çok düşük düzeyde.
Hayvancılıktan elde edilen hasıla toplam tarım hasılasımızın dörtte
biri bile değildi. Biz bunun tam tersine çevrilmesi gerektiğini
düşündük. Ve hayvancılığa ayrılan o yüzde 4’lük payı biz her sene
biraz daha artırmak suretiyle yüzde 29-30’lara çıkardık. Nitekim bu
sene sadece hayvancılık faaliyeti için ayırdığımız destek yaklaşık
iki buçuk milyar lira. Biz geldiğimizde bu sadece 83 milyon liradan
ibaretti. Böyle bir yapıyla hayvancılığı geliştirmeniz elbette
mümkün değildi. Bugün 8 milyon sığırın üzerindeki varlığımız soy
kütüğüne kayıtlı. Biz devraldığımızda o destekler eski halindeyken
bu 1 milyonun altındaydı. Bununla alınan bu tedbirlerle yeni
destekleme anlayışı ve yeni strateji ile Türkiye’nin süt üretimi 8
milyon tondan 17 milyon tona çıktı. Son 10 yıl içerisinde biz yüzde
100’den daha fazla artırdık süt üretimimizi. Ürettiğimiz sütün
sadece sayı olarak artırılması değil kalite bakımından da
artırılmasını sağladık. Sütteki bakteri sayısının mutlaka
azaltılması lazımdı, bunun birçok sebebi var. Sütteki temel besin
değerlerinin artırılması lazımdı. Yağı, proteini, laktozu, besin
değeri daha yüksek, sağlıklı, hijyenik ve daha temiz süt elde etmiş
olmak için bu gelişmeleri sağladık. Biz daha düne kadar AB’ye süt
satamıyorduk, çünkü ‘sizin süt sanayiniz, standartlarınız bize
uygun değil’ diyorlardı. Biz kendi evimizin içini süpürdük.
Gayretli bir şekilde çalıştık. Çiftçi kardeşlerimiz başta olmak
üzere, çiftliklerde çalışan işçi kardeşlerimiz başta olmak üzere,
Bakanlığımızın elemanları kısaca bütün sektörümüzün paydaşları
elemanları el ele verip çalıştık, çabaladık ve AB’nin daha önceden
önümüze koyduğu gerekçeleri ortadan kaldırdık ve Türkiye AB
ülkelerine süt ve süt ürünü satabilecek hale geldi. Geçen mayıs
ayından beri de satıyoruz. Bu çok önemli, bu bizim başarımız. İş
sadece AB ülkelerine satmak değildi çünkü Ortadoğu ülkeleri de
AB’ye süt satamıyorsunuz deyip almıyorlardı. Onlara dönük engeller
de bu şekilde ortadan kalkmış oldu. Bu proje 5 ilde Türkiye
Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği ile Bakanlığımız
arasındaki protokole istinaden yürütülüyor. İzmir ile birlikte
Balıkesir, Bursa, Tekirdağ ve Ankara olmak üzere toplam 5
laboratuvar aynı anda bundan sonraki süreçte birlik üyesi
belirlenmiş işletmelerdeki hayvanlardan alınacak sütle düzenli bir
şekilde bunlar izlenecek, analizleri yapılacak, kayıtları
tutulacak. Bu proje sayesinde kalite ve ıslah çalışmaları çok daha
iyi bir noktaya gelecek. Tarım ve hayvancılıkla ilgili zaman zaman
toplumda bilinmeden yanlış bilgiler veriliyor. Türkiye’nin tarım
sektörüyle ilgili pozisyonu her gün biraz daha iyiye gidiyor.
Türkiye’nin bütün çiftçilerinin bütün tarım hasılasının karşılığı
23 milyar dolardı, dünyanın 190 ülkesi içinde 11. sırasındaydı.
Bugün Türkiye’nin tarım hasılası 62,5 milyar dolar, bununla dünya
ülkeleri içinde Türkiye artık 7. sıraya yükseldi. AB ülkeleri
içinde 4. sırada idi, bugün 1. sırada. Bu çok önemli. Avrupa’nın üç
ülkesi Fransa, İtalya, İspanya bizim önümüzdeydi bu üçünü de
geçtik. Şimdi sıra bu miktar ve hacim olarak geliştirdiğimiz
tarımsal hasılayı daha nitelikli, kaliteli, daha hijyenik hale
getirmek. Bunu yaparsak Türkiye’nin tarımı ve hayvancılığının
kalkınmamızda daha çok etkisini hissedebileceğiz. Hayvancılığa
verdiğimiz özel önem ve özel strateji ile Türkiye bugün 30 sene
öncesinin sığır varlığını geçti. Türkiye’de ilk hayvan sayımı
1984’de yapıldı, üzerinden 29 sene geçti. 1984’teki ilk sayımda
sığır varlığı 12 milyon 400 bin, bugün 14 milyon. O tarihte
Türkiye’nin sığır varlığındaki kültür ırkı oranı sadece yüzde 3
iken bugün yüzde 40’ın üzerinde. Çok ciddi bir gelişme var.
Küçükbaş hayvancılığı tarihte ilk defa biz destekleme kapsamına
aldık. Küçükbaş hayvan varlığını 31 milyondan 36 milyona çıkardık.
Türkiye hayvancılığa verdiği desteklemelerle önemli bir sıçrama
yaptı hayvan varlığında."
BAKAN EKER’DEN BALIKESİR’E DESTEK MÜJDESİ
Bakan Mehdi Eker, Balıkesir’e destek müjdesi verdi. Eker, zeytin ve
zeytinyağı üreticisine daha önce 50 kuruş olan desteği 75 kuruşa
yükselttiklerini açıkladı. Balıkesir’in ülke tarımında çok önemli
ve özel bir yeri olduğunu kaydeden Eker, şöyle devam etti:
"Geçen sene Balıkesirli kayıtlı çiftçiye 190 milyon lira
karşılıksız hibe desteği verdik. 2003-2012 tarihleri arasında ise
toplam 1,4 milyar TL Balıkesir çiftçisinin devletten, hükümetten
aldığı karşılıksız hibe destek tutarı. Biz burada tarıma dayalı
sanayinin gelişmesinde Bakanlık olarak bazı yeni projeler hayata
geçirdik. 81 tane tarıma dayalı sanayi tesisine yüzde 50 hibe
destek verdik Balıkesir’de. Bunun 47 tanesi bitkisel ürün işleme
paketleme tesisi, 17 tanesi hayvansal ürün işleme paketleme tesisi,
depolama, koyun keçi, manda yetiştiriciliği, alternatif enerji ile
çalışan projesi. Burada 600 bin lira sermayeye kadar yatırım
tutarının yüzde 50’sini hibe verdik. Bunlarda da şu anda 870 tane
kardeşimiz çalışıyor, istihdam ediliyor. Balıkesir için bir
projemiz daha var. Tarım Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu 3
milyon avro yatırım tutarının yüzde 50’sini hibe destek veriyor. Şu
ana kadar imzalanan sözleşme 52 tane. 17 tanesi süt üreten tarımsal
işletme, 4 tane et üreten besicilik tesisi. Bunların yatırım tutarı
35 milyon 700 bin TL. 17 milyonu bunun karşılıksız hibe. Şu anda
süt üreten tarımsal işletmelerden 6 tanesinin projesi tamamlanmış
ve yatırım tutarı 7,2 milyon lira. Balıkesir biyoçeşitlilik
açısından çok zengin. Güney ilçelerinde zeytin, zeytinyağı var.
Diğer tarım ürünlerinden farklı olarak biz 50 kuruş olan zeytinyağı
destekleme primini 75 kuruşa çıkarmak suretiyle Balıkesir’deki
zeytinyağı üreticilerine de ayrı bir destek uygulaması getirdik.
Kooperatiflerle de diğer desteklerle de biz Balıkesir çiftçisini
destekledik, bundan sonraki süreçte de desteklemeye devam edeceğiz.
Balıkesir’in hayvancılık açısından potansiyeli çok büyük. Son 10
yıl içinde yüzde 128 toplamda büyükbaş hayvan varlığındaki gelişme.
Sadece kültür ırkı sığırda 119 binden 414 bine çıktı. Bu
laboratuvar ile birlikte bölgedeki hayvancılık faaliyetinin daha
profesyonel ve daha hijyenik olması söz konusu. Sonuç itibariyle
tüketicinin daha hijyenik ve sağlıklı ürüne ulaşmasına katkı
sağlayacak."
Törene katılan Uluslararası Hayvan Kayıt Komitesi Başkanı Uffe
Lauritsen ise, bugünkü faaliyetle süt üretiminin gelişiminde önemli
bir adımın altının çizildiğini kaydetti. Dünyada beslenme konusunun
önemini daha da artırdığını ve tüm toplumların artık daha güvenli
ve daha düşük maliyetli gıda talep ettiğine dikkat çeken Lauritsen,
Türkiye’den övgüyle söz etti. Lauritsen, "Sizin Avrupa, Ortadoğu ve
Asya sınırında yaşayan gururlu insanlar olarak farklı kültürleri
bir arada tutmak gibi önemli bir sorumluluğunuz bulunmaktadır.
Hatırlatmamız gerekir ki bugün bu bölge Avrupa, Ortadoğu ve Batı
Asya kültürlerini layıkıyla temsil etmektedir. Eminim ki süt
üreticileri yalnız üretici olarak değil aynı zamanda gelecek
nesillere bu kültürün taşıyıcıları olarak da sorumluluklarının
bilincindedirler. İneğin memesinden laboratuvara giden bu yolda süt
numuneleri kolayca yanlışa gidebilir. Deneyim, doğru sonuçlara
ulaşmak ve yüksek kaliteyi gözetmek için en önemli başlıklardan
biridir. Bu yeni laboratuvar ile Türkiye’nin bizim organizasyonumuz
için önemli bir katılımcı ve teknik ekip olduğunu görmekteyiz" diye
konuştu.
Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Genel Başkanı
Cemalettin Özden ve Balıkesir Valisi Ahmet Turhan’ın da kısa bir
konuşma yaptığı törende, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi
Eker’e çeşitli hediyeler takdim edildi. Bakan Eker de ICAR Başkanı
Uffe Lauritsen ile AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Edip Uğur’a
teşekkür plaketi verdi. Daha sonra sahneden sırasıyla Tekirdağ,
Bursa, Ankara ve İzmir’deki laboratuvarların açılışları Bakan
Eker’in telekonferans sistemiyle bağlanmasıyla açılışları
yapıldıktan sonra, Balıkesir’deki laboratuvarın kurdelesi de Bakan
Eker ve beraberindeki heyetle birlikte kesilerek, hayırlı olması
temennisinde bulunuldu.
(İHA)