"Türkiye ABD için çok önemli"
Abone olEski Büyükelçi Morton Abromowitz, Erdoğan'ın ABD ziyaretini değerlendirdi. Abromowitz, ABD'nin Türkiye'yi kolay kolay gözden çıkaramayacağını savundu.
ABD'nin eski Türkiye Büyükelçisi Morton Abromowitz ile ABD eski
kongre üyesi Stephan Solarz, Mehmet Ali Birand'a konuştu.
Abromowitz iki ülke arasındaki ilişkilerin iniş çıkışlarına rağmen
kolay kolay kopmayacağını dile getirdi. Abromowitz, Türkiye ile ABD
arasında Suriye, Irak ve İran konularında yaklaşım farklılıkları
olduğunu dile getirdi ve şöyle konuştu: "İki ülke arasındaki
yakınlıkta bir kırılma yaşandı. Bu kırılma uzun sürdü. Bu her iki
ülke kamuoyuna yansıdı. İki ülke arasında aslında hala yakın bir
ilişki var. Dış politikada atmosfer henüz durulmuş diyemeyiz. Bence
bu ziyaret iletişimin yeniden tesis edilmesi açısından önemli bir
adım oluşturdu. Ancak diğer taraftan henüz çözülememiş sakıntılar.
Bunlar Suriye, Irak ve İran. Demokrasiyi bu ülkelere getirme
konusunda bunun nasıl sağlanacağı konusunda görüş ayrılıkları var.
Bu görüşme iyi bir adım oldu."
Siz ne diyorsunuz?
Solarz: Ben büyükelçiye katılıyorum. Her iki
ülkenin birbirine ihtiyacı var. Geçmişte birçok sıkıntı dönem
yaşandı. 1964'de Johnson mektubu, ABD'nin 1974'deki silah ambagosu
gibi sıkıntılar yaşandı. Türk Parlamentosu'nun Irak işgali
öncesinde tezkereyi reddetmesi de bir gerginlik sebebiydi. Ancak
iki ülke arasındaki işbirliğinin birçok şekilde sürdürülmesi
gerekiyor ve bunlar zamanla öne çıkacak. Bu ziyaret işte
ilişkilerin ve stratejik ortaklığı için iyi bir başlangıç
sayılabilirdi.
Mehmet Ali Birand: Şimdi bu stratejik ortaklığa gelmek
istiyorum. Bu konuda ciddi tartışmalar var. Siz baba Bush ve Özal
döneminde Ankara'daydınız o zaman stratejik ortaklık vardı. Şimdiki
dönemle o dönem arasındaki fark var.
Abromowitz: Bu zamana göre cevaplanabilir. Evet o
dönemde Özal ve baba Bush döneminde ciddi bir yakınlık vardı.
Buradaki ittifak muhalif gruplara rağmen sürdürülmüştü. Birinci
Körfez Savaşı, ikincisine göre daha az popülerdi diyebiliriz. Son
yıl beş yıl içinde değişiklikler yaşandı. ABD Türkiye'nin AB'ye
girmesine destek verdi. ABD Türkiye'nin batı dünyasında yeralmasını
destekledi. Ama birtakım sorunlar var. Bunların da tartışılması
gerekiyor.
Mehmet Ali Birand: Stratejik ortaklık nedir, stratejik
ilişki nedir? Bu farkı bize izah edebilir misiniz?
Solarz: Stratejik ortaklık iki unsuru içinde
barındırıyor. Birincisi iki ülkenin ortak çıkarları etrafında bir
anlayış, yani her iki ülkeninde birçok jeopolitik sıkıntıların
aşılması. İkinci olarak da bu sıkıntıların üstüsenden gelmek, iki
ülke arasında derinlemesine istişare ve süreklilik arzeden bir
işbirliğini gerektiriyor. Dolayısıyla bir ortak yaklaşım
benimseniyor ki, her iki için sorun teşkil eden sorunlar
aşılabilsin. Umut ediyoruz ki belli bir diyalog içinde ortak
noktada buluşulsun
Mehmet Ali Birand: Net bir örnek verebilir misiniz? Bu
görüş ayrılıkları nedir?
Abromowitz: Aslında stratejik ortaklık, 'bakın biz ne
yapıyoruz, siz de bize katılın' demek. Şaka bir yana, ABD'nin
birçok ortağı var. Orta Asya var, NATO var. Türkiye ile işbirliği
yapmak çok çok önemli. Her iki ülkede çok güçlü bir bağlantı
olduğunu düşünüyorum. Bu ittifakın yakın bir işbirliği çerçevesinde
gelişmesi, iki ülkenin birbirinin çıkarına hareket etmesi bu
ilişkinin özünde yatan unsurlar.
Mehmet Ali Birand: Amerika bizim komşumuz olduktan
sonra sorunlar başladı. Daha iki savaşta da komşumuz olmuştu. Siz
diyorsunuz ki, her iki ülkenin birbirine ihtiyacı var.
Washington'da bir çok kişi şunu söylüyor; Türkiye olmadan da
işimizi yapabiliriz...
Abromowitz: Bence ABD hükümetinin görüşü bu değil.
Birileri böyle düşünebilir. Türkiye'yle birçok dönemde görüş
ayrılığına düştüğümüz oldu. Önemli olan ABD'nin Türkiye'nin
dinamizmi, potansiyel büyüklüğü ve coğrafi konumu nedeniyle çok
önemli bir ana omirlik ülke konumunda olduğunu gösteriyor. Görüş
ayrılığı ne olursa olsun ABD bu bakış açısından sapmayacaktır.
Birçok açıdan Türkiye için bu bir avantaj. Türkler, ABD'nin
istemediğini yapsa dahi pat diye ilişkiler kesilmez.
Solarz: Terörle mücadele gerçek bir medeniyetler
çatışmamasına yol açmaması lazım. Türkiye'nin demokratik bir örnek
teşkil etmesi önemli. Irak'ta ABD için önemli olan şu; çok anlamlı
biçimde Türkiye'nin PKK ile ilgili hassasiyetine önem verdiğini
göstermeli. Bu potansiyel tehdidi ortadan kaldırması karşısında
örnek olmalı. ABD çok daha etkin bir şekilde Türkiye'deki
kamuoyunun bakış açısını etkileyebilir. Türk kamuoyu geçmişe göre
çok hasımane bir bakış açısını sergiliyor.
Mehmet Ali Birand: Sizce Türkiye'de hakikaten bir kayma var
mı, kamuoyunun ABD'ye bakışta?
Abromowitz: Bu her zaman iniş-çıkışlar yaşanan bir
konu oldu. Herzaman ABD karşıtlığı yaşandı. Sadece AK Parti içinde
değil, çok güçlü bir biçimde bu karşıtlık sözle ifade edildi.
Türkiye nerede duruyor? ABD'ye nasıl bakıyor? Bunlar ifade edildi.
Clinton'un ziyaretiyle ciddi bir yakınlık öne çıkmıştı. Ama şu anda
bulunduğumuz dönem hakikaten zorlu bir dönem. Antisemitizm ve ABD
karşıtlığı Amerikan basınına yansıdı. Belki Türk basını da bunda
rol oynadı. Ama genel olarak ABD'nin önemi de biliniyor. Sayın
Erdoğan kısmen de olsa ABD'ye bu nedenle gitti. Genel anlamda bu
ilişkinin üzerinde çalışmak lazım.
Solarz: Amerikan karşıtı tavrın yansımasına
bakılacak olursak, bu tavır iki ülke arasında gerginliğe yol açtı.
Şunu beklemek gerçekçi olmaz; ABD karşıtlığını bütün dünyayı
etkileyecek şekilde ele almamak lazım. Hatta ABD'ye tarihi açıdan
yakın olan ülkeler İngiltere, Almanya ve Fransa'ya baktığınız zaman
liderleri ABD'ye destek veriyor ama halklar için aynı şeyi
söylenmez. Bush politikaları belki tek taraflı olarak
algılanabiliyor. Özünde bu algılanma ABD'ye zarar veriyor. Sayın
Erdoğan önce İsrail ardından ABD'yi ziyaret etti. Bu açık bir
şekilde bir sorun olduğunu anladığını gösteriyor. Erdoğan'ın
konuşmalarının çok faydalı olduğunu düşünüyorum.
Abromowitz: Bu ziyaret çok faydalı oldu. Her iki
tarafta varolan şüpheler belki bir müddet devam edecek. Her iki
tarafında bunun üzerinde çalışması gerekecek. Bu çok fazla istişare
ve çalışmayı gerektiriyor.
Solarz: Sözden çok hareketler bu işi çözecek.
Burada her iki ülkenin yapabileceği şeyler var. Belki bu
dayanışmayı inandırıcı kılacak olan bu olacak. Yine de çok büyük
belirsizlikler var. Ortadoğu ve Irak bağlamında belirsizlikler
var.
Mehmet Ali Birand: Erdoğan ve AK Parti'nin
Washington'da imajı ne?
Abromowitz: Genel olarak Amerikalılar'ın birçoğu
Erdoğan'ın politikalarından etkilendiğini söylecektir. Türkiye'nin
AB açılımı ve Kıbrıs politikaları Washginton'u etkiledi. Diğer
taraftan birtakım endişeler var. Özellikle ABD'yle olan ittifak.
Acaba aynı dalga düzeyinde mi buna bakımıyor. Ama genelde ABD bu
hükümetle çalışmayı istiyor ve bu hükümetin başarılı olmasını
istiyor. Diğer taraftan dediğim gibi çözülmesi gereken sorunlar
var.
Solarz: Sayın büyükelçinin söylediğine
katılıyorum. Amerikan halkının bir bölümünü ve genelini ayırt etmek
gerekiyor. ABD kamuoyunun büyük bir bölümünün AK Partinin
Türkiye'de iktidar olduğundan bihaber. Ancak Amerika'daki politik
çevrelerinin izlenimlerinin olumlu olduğunu söylemek mümkün. Bugün
çelişki şu, 1 Mart'taki parlamento kararından dolayı, Türkiye'ye
destek verme konusunda şampiyonluğu elinde tutan yönetim bugün
biraz tereddütlü. Ama buna rağmen Türkiye'ye olumlu bakışlar da
var. Hayal kırıklıkları olsa dahi Türk-Amerikan ilişkisi son derece
hayati bir önem taşıyor.