Türkiye 13 bin Yunan'a vatandaşlık versin
Abone olKadıköy Rum Vakfı Başkanı Yorgo İstefanopulos, sürgünün 50. yılı olan 2014’te tarihi bir çağrı yapıyor: “13 bin genç Yunanistanlıya Türkiye vatandaşlığı verilsin.”
İstanbul’un demografik yapısını
kökünden değiştiren ve Rum toplumu açısından çok acılı bir dönemeç
olan 1964 sürgünü gündemdeki yerini korurken, Rum toplumunun
Kadıköy'deki yaşamını ele alan bir belgesel de izleyiciyle
buluşmaya hazırlanıyor. Kadıköy Rum Vakfı’nın
yapımcılığını üstlendiği ‘Khalkedon, İstanbul’un Anadolu
Yakası’ndaki Rum Cemaati’ adlı belgesel, 5 Nisan Cumartesi günü
18.30’da İstiklal Caddesi’ndeki Sismanoglio Megaro’da gösterilecek.
Belgeselde bir zamanlar ‘Khalkedon’ adını taşıyan bugünkü
Kadıköy’ün tarih içerisindeki gelişimi konu ediliyor. Belgeselde
konuşan Kadıköylerden biri olan Kadıköy Vakfı Başkanı Yorgo
İstefanopulos, sürgünün 50. yılı olan 2014’te tarihi bir çağrı
yapıyor: “13 bin genç Yunanistanlıya Türkiye vatandaşlığı
verilsin.” İstefanopoulos, hem bu çağrısının ne
anlama geldiğini hem de belgeseli Agos’a anlattı.
Agos gazetesinden Emre Ertani'nin haberine göre, Kadıköy Modalı olan Prof. Yorgo İstefanopoulos, 1991’den beri Kadıköy Rum Vakfı’nın başkanlığını yürütüyor.
30 yıl Boğaziçi Üniversitesi’nde görev yapan ve Elektrik Elektronik Bölüm Başkanlığı da yapan İstefanopoulos, aynı üniversitenin Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nün müdürlüğünü de üstlenmiş. Işık Üniversitesi’nde Mühendislik Fakültesi’nin dekanlığını yapan İstefanopoulos, halen aynı üniversitede rektör yardımcılığı görevini yürütüyor.
İstefanopoulos, belgesel yapma fikrinin nasıl oluştuğunu şu sözlerle aktarıyor: “Kadıköyle ilgili sözlü-tarih gibi bir belgesel yapmak istedik. Ailesi Darıcalı olan Yunanistanlı bir arkadaşımız ‘Unutulmayan Darıca’ isminde bir belgesel yaptı. Belgeler bulmuş, Yunanistan’a göçmüş olanları da bulup konuştu. Aynısını biz de yapalım, en azından Kadıköy’deki Rum eserlerinin bir belgeseli olsun istedik.”
İstanbullu Rumlar içerisinde Kadıköylülerin hangi özelliğiyle
öne çıktığını sormamız üzerine İstefanopoulos “Kadıköylü
Rumlar daha entelektüel olurdu. Kurtuluş, Samatya’da daha çok esnaf
ve ticaretle uğraşan Rumlar yaşardı. Biz Kadıköy’den Avrupa
yakasına geçerken ‘Poli’ye’ (şehre) gidiyoruz derdik. Orası başka
bir yerdi, Kadıköy başka. Eskiden Levantenler de vardı o zamanlar,
çok kozmopolitti Kadıköy. Biz de onlar arasında kendimizi daha
üstün sanıyorduk ama herhangi bir fark yoktu” yanıtını
veriyor gülümseyerek.
‘1964 öncesi Kadıköy’de 20 bin Rum yaşardı’
Geçen yıl Eylül ayında belgeselin çekimlerine başlandığını ve Kasım’da bitirildiğini söyleyen İstefanopoulos, “Kadıköy’de 1964 sürgünü öncesi 20 bin Rum yaşardı, şu an 300 kişi ya var, ya yok. Kiliselerimiz boş…” diyor.
“Belgeselde kimler konuştu?” sorumuza ise İstefanopoulos şöyle yanıt verdi: “Bahçeşehir Üniversitesi’nden matematik profesörü İrini Dimitriyadis bir konuşma yaptı. Kosta Yuanidis diye meşhur bir pinpon şampiyonumuz vardı 1960’larda. Türkiye’ye birçok kupa kazındırmış kendisi, o dönemleri anlattı belgeselde. Kadıköy metropoliti Athanasios Papas ve İstanbullu Rumların Evrensel Federasyonu Başkanı Niko Uzunoğlu da konuştu. Uzunoğlu, 6-7 Eylül’de babasının sevilen biri olduğu için korunduğunu anlattı. Ekümenik Patrikhane’nin Basın Sözcüsü Peder Dositheos ise, Kadıköy’deki sosyal hayatı anlattı.”
‘İnönü azınlıklardan kurtulmak istiyordu’
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın kendisine bir davette “Gidenler neden dönmüyor?” diye sorduğunu dile getiren İstefanopoulos, Arınç’la aralarında şu diyalogun geçtiğini söylüyor: “Gidenlerin çoğu yaşlandı artık’ diye yanıt vermem üzerine Bülent Bey ‘Çocukları gelsin o zaman’ dedi.” Türkiye’den gitmek zorunda kalanların çocuklarının başka bir hayat kurduğunu vurgulayan İstefanopoulos, “Ne diye geri dönsünler ki?” diye soruyor. İstefanopoulos, 1964’ün 50. yılı olan 2014’te, gidenleri çağırmak yerine şu öneride bulunuyor:
“1964’te 13 bin Yunanistan pasaportlu kişi sınır dışı edildi. Bu sınır dışı olayı Kıbrıs’taki provokasyon sonrası oldu. Bir Noel gecesi, bir Türk doktor eşi ve çocuklarıyla banyoda katledilmiş olarak bulundu. O zaman Rauf Denktaş, ‘Bu EOKA’nın işidir’ dedi. Kıbrıs’taki rektör arkadaşlarım bana bu olayın bir iç hesaplaşma olduğunu anlatıyor. İsmet İnönü, eskiden beri azınlıklardan kurtulmak istiyordu ve bu olaylar üzerine Yunanistan pasaportu olanları sınır dışı etti. 13 bin kişi gitti fakat onların aileleriyle birlikte iki ayda gidenlerin sayısı 50 bini buldu. Sonrası zaten çorap söküğü… Birçok Rum, ‘Bugün onların başına gelen yarın benim başıma gelir, ben bir an önce başımın çaresine bakayım’ diye düşünüp ülkesinden gitti. Türk hükümeti sebepsiz ve haksız yere sınır dışı ettiklerinin yerine 13 bin genç Yunan’a oturma ve çalışma izni verirse ancak bu iş düzelecek. Gidenleri çağırmak yerine halen ekonomik krizdeki Yunanistanlılara böyle bir şey teklif edilmesi bir sonuç getirir.”
‘10 yıla neredeyse İstanbul’da hiç Rum kalmayacak’
“13 bin Yunanistanlıya vatandaşlık verilmesi önerisini Bülent Arınç’a ilettiniz mi?” sorumuza İstefanopoulos, şu yanıtı verdi: “Bu cemaat içinde çok konuşulan bir konu fakat Patrik Hazretleri’ne bile iletmedim. Ben Kadıköy Vakfı’nın yanı sıra Ruhban Okulu Vakfı’nın da başkanıyım. Mesela o okul açılsa, Yunanistan’dan okumaya gelenler olacak, onlarla birlikte ailesi de gelecek, akrabaları da gelecek. Şu an nüfus açısından durum çok kötü, bir 10 yıla neredeyse İstanbul’da hiç Rum kalmayacak. Paşabahçe’de hiç Rum kalmadı, en son bir yaşlı teyze vardı, o da vefat etti.”