Türkiye 11 Eylül korkusu yaşadı
Abone olMısır’dan kalkan Alman tescilli yolcu uçağı, Türk hava trafik kontrol merkezlerine hiçbir bilgi vermeden İstanbul’a kadar ilerleyince, 11 Eylül paniği yaşandı.
Türkiye’nin, 3 Kasım’da film senaryolarına benzer bir güvenlik
krizi yaşadığı ortaya çıktı.
Mısır’dan kalkan A-321 tipi Alman tescilli yolcu uçağı, Türk hava
trafik kontrol merkezlerine hiçbir bilgi vermeden İstanbul’a kadar
ilerleyince, 11 Eylül paniği yaşandı. Alınan bilgilere göre,
Antalya’dan saat 17.20 sularında Türkiye’nin FIR hattına (uçakların
bir hava sahasından bir başka hava sahasına devredildikleri bölge)
giriş yapan uçakla temasa geçilemedi. Bu durum ancak uçak Afyon
üzerindeyken fark edildi. Tüm çağrılara karşın cevap alınamaması
üzerine, uçağın 11 Eylül 2001’de ABD’nin ikiz kulelerine yapılan
terörist saldırının benzerini İstanbul’da düzenleyebileceği
endişesi doğdu. Hava Kuvvetleri, Afyon Sivil Savunma Arama ve
Kurtarma Birliği’nden saat 17.34’te iki savaş uçağı kaldırdı.
Mısır-Münih seferini yapan yolcu uçağı ise yaklaşık 50 dakika
semalarımızda seyretti, ancak herhangi bir müdahaleyle
karşılaşmadı. Uçak Türk hava sahasını terk edip Bulgaristan’ın FIR
hattına girince, savaş uçaklarımız birliğe geri döndü. Kurallara
göre, Türk hava sahasına giren herhangi bir cismin, kulenin yaptığı
uyarılara cevap vermemesi durumunda, iki FIR arasındaki mesafe
içinde savaş uçakları tarafından indirilmeye zorlanması ya da
düşürülmesi gerekiyor.
Türkiye’de İstanbul ve Ankara olmak üzere iki adet FIR hattı
bulunuyor. Aralarındaki mesafe de yaklaşık 40 dakika. Söz konusu
olayda sürenin aşılmış olduğuna dikkat çeken havacılık otoriteleri,
Türkiye’nin hava güvenliği açısından böylesi bir durumu fiyasko
olarak nitelendiriyor.
3 Kasım’da 17.20 ile 18.10 saatleri arasında yaşanan olaydan Türk
sivil havacılığının otoritesi konumundaki Sivil Havacılık Genel
Müdürlüğü’nün (SHGM) haberi olmadı. Gerekli bilgi ancak uçak Türk
hava sahasını geçtikten sonra verildi. Uzmanlara göre, Hava Trafik
Kontrol Merkezleri’nin bağlı olduğu Devlet Hava Meydanları
İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü, otorite konumundaki SHGM’yi
konuyla ilgili gelişmeler hakkında anında bilgilendirmek zorunda.
Zamanında bilgilendirme yapılmadığını doğrulayan Sivil Havacılık
Genel Müdürlüğü yetkilileri, Türk hava sahasındaki bu olayı başka
bir birimden öğrendiklerini belirtti. DHMİ yetkilileri de olayın
doğruluğunu teyit ederken, “Doğrudur ama bunun kamuoyuna
sızdırılması yakışıksızdır. Kim yapmışsa doğru yapmamıştır.”
serzenişinde bulundu.
Adını vermek istemeyen bir hava trafik kontrol uzmanı, bir ülkenin
FIR hattına giren; ancak çağrılara cevap vermeyen uçakta iki ana
nedenden dolayı bağlantı sağlanamayacağını söyledi. Uzman,
“Birincisi; pilotun hava sahasınıs kullandığı ülkenin FIR hattı
frekansını ayarlamayı unutmasından kaynaklanır. Bu durumda uçakla
bağlantı sağlanması mümkün olmaz. İkincisi; teknik nedenlerden
dolayı hava radyo frekanslarını kaybetmesi halinde yaşanır.” dedi.
THY pilotlarının da zaman zaman frekans ayarı yapmayı unuttuklarını
belirten aynı uzman, “Hava sahasından geçtiği ülkenin savaş uçağını
burnunun dibinde gördüğünde durumu anlamış ve frekans ayarını
yapmıştır. Problem de çözülmüştür. İnsanı endişeye sevk eden, cevap
alınamayan uçağın niyetinin bilinememesidir. Zaten pilot kötü
niyetliyse uçağın yönünü değiştirir ve dalışa geçer. O zaman
görevli savaş uçağı tarafından düşürülür.” diye konuştu.
Firar eden uçaklar, yere indirilemezse düşürülüyor
FIR hattı nedir?
Türkiye’de hava egemenlik sınırı olarak yanlış bilinen FIR (Flight
Information Region-Uçuş Bilgi Bölgesi) hattı, aslında uçakların bir
hava sahasından bir başka hava sahasına devredildikleri bölgeyi
tanımlar. FIR, ülke sınırından itibaren yükselen bir hat
değildir.
FIR hattının sorumlusu ülke, hava olaylarının da tek
mesulü
Türkiye’de İstanbul ve Ankara olmak üzere iki adet FIR hattı
bulunuyor. Uçaklar, uçuş sırasında bu hattı bitirdiklerinde diğer
hattın frekansına geçerek o bölgenin sorumlusu olan hava trafik
kont-rolörüyle temas ederler. FIR hattının sorumluluğunu alan ülke
aynı zamanda o sınırlar içerisindeki hava olaylarından da mesuldür.
Bu hat bir anlamda radarın görebildiği dairesel alanı kapsar. Bir
radar menzilinden çıkarak diğerine geçen uçak böylece kule
frekansını da değiştirerek yol alır. Bazı küçük ülkelerde ise
genellikle FIR hattı bulunmamaktadır.
Çağrıya yanıt vermeyen uçak ‘firari’ (ranegade) ilan
ediliyor
Havacılık uzmanlarına göre, defalarca yapılan çağrılara karşılık
vermeyen hava araçları, havacılık dilinde renegade (firari) ilan
edilir. Bu tip hava araçlarının niyetleri bilinmediği için savaş
uçakları eşliğinde ya en yakın havaalanına indirilmeye zorlanır ya
da tespit edilen bir yerde düşürülür.
ZAMAN