Türkeş'ten Evren'e sert mektup
Abone olMerhum Alparslan Türkeş'in 12 Eylül döneminde Kenan Evren'e yazdığı mektup işkencenin boyutlarını ortaya koyuyor.
12 Eylül sonrası Evren'e mektup yazan Alparslan Türkeş,
ülkücülerin bölücülükle itham edilmesine de sert tepki gösteriyor:
"Bu, gelecek nesiller tarafından unutulmayacaktır."
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, darbe anayasasının değiştirilmesi için destek isterken okuduğu, 12 Eylül'de idam edilen gençlerin mektupları o dönem yaşanan dramı yeniden gündeme getirdi. Zaman gazetesinden Erdal Şen, Evren'e ateş püskürdüğü o mektubu gündeme getirdi.
CİĞERLERE HAVA POMPALANIYOR
Yıllar sonra ortaya çıkan mektubunda Türkeş, "Yurdun birçok yerinde
mensuplarımıza ve gözaltına alınan bazı kimselere işkenceler
yapılarak bizleri suçlamaya matuf ifadeler alınmaya
çalışılmaktadır. Özellikle Ankara ve Adana'da işkencenin kesif
olduğu ve ciğerlere hava pompalanmaya kadar vardığı ifade
edilmektedir." diyor.
GELECEK NESİLLER UNUTMAYACAK
Başbuğ, bölücü akımlarla mücadele eden ülkücü gençlerin bölücülükle
itham edilmesine ise şu uyarıyla tepki gösteriyor: "Bu, gelecek
nesiller tarafından unutulmayacaktır." Zora dayanan beyanlar ve
zorlama yorumların adaleti gölgeleyeceğine de dikkat çeken Türkeş,
işkenceyle elde edilen ifadelerin mahkemelerce ciddiye
alınmayacağına inandığını vurguluyor. Kamu vicdanının ve tarihin bu
konuda vereceği hükme işaret ediyor.
MEKTUBUN HİKAYESİ
Türkeş'in Evren'e gönderilmek üzere yazdığı mektup, dönemin MHP
Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Okuyan'ın 'O Yıllar' kitabıyla
birlikte gün yüzüne çıkmış oldu.
Okuyan, mektubun hikâyesini kitabında şöyle aktarıyor: "Türkeş,
Evren'e bir mektup göndermeye karar verdi. Türkeş'in gönderdiği ve
daha sonra yayımlanan mektup, aslında Kenan Evren'e gönderilecek
asıl mektup değildi. Çünkü birincisi Evren'e hiç ulaşmadı. Mektubu
Türkeş Bey'le düzelttik ve o mektup 1 Kasım 1980'de Evren'e
gitti."
TÜRKEŞ'İN ODA ORKADAŞLARI
Kirazlıdere Dil Okulu'nda Alparslan Türkeş'le birlikte MHP
kadrolarından Nevzat Köseoğlu, Sadi Somuncuoğlu, MSP kanadından
Necmettin Erbakan, Recai Kutan, sol kanattan Bülent Ecevit, Doğu
Perinçek ve Ertuğrul Günay gibi isimler yatıyordu.
İŞTE O MEKTUP
Türkeş, tutukluyken yazdığı mektubunda, Kenan Evren'e hitaben şunları söylüyor: "... Zora dayanan beyanlar ve zorlama yorumlar adaleti gölgeler. Bu usullerle elde edilen ifadelerin mahkemelerce ciddiye alınmayacağı muhakkaktır. Ne var ki kamu vicdanı ve tarihin böyle bir hazırlık tahkikatı hakkında vereceği hükümler ve bu gibi tutumların kamuoyunda yaratacağı gerilimi şer kuvvetlerin istismar etmesinden endişe ederim."
Türkeş, ülkücü gençlerin ülkeyi bölen akımlarla mücadele ederken bölücülükle itham edilmesinin çelişki olduğunu anlatmaya çalışıyor mektubunda. "Allah bir, devlet bir, vatan bir, bayrak bir" şiarını yücelten siyasi ve fikri bir hareketi yürüttüğünün altını çizen Alparslan Türkeş, milleti bölmek ithamından duyduğu rahatsızlığı, "Böyle bir hareketin milleti bölmek gibi bir ithama konu yapılması herhalde gelecek nesiller tarafından unutulmayacaktır." cümleleriyle ifade ediyor.
Ülkücüleri cezalandırma gayretinin komünist akımların etkisiyle yapıldığına dikkat çeken Türkeş, 27 Mayıs darbesiyle ilgili, "27 Mayıs hareketi yapıldığında uzak veya yakın dahli olan hiç kimse bu kurtarıcı hareketin Marksist emperyalizm propagandasına ortam hazırlayacağını düşünmemiştir. Komünizm, bu hareketin açtığı gediklerden yararlanarak hayatımıza girdi. Atatürk'ün Türk milli eğitimine gösterdiği muhteva ve hedefler canlı tutulabilmiş olsaydı, 27 Mayıs sonrası bu kadar beklenmeyen neticeler vermezdi." itirafında bulunuyor.