Türkeş: Demirel'in partisi yok muydu?
Abone olBaşbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, başkanlık sistemini içeren anayasa değişikliği teklifiyle ilglili eleştirilere yanıt verdi.
Başbakan Yardımcısı Türkeş "(Anayasa değişikliği
teklifi) Cumhurbaşkanının partili olmasının ne sakıncası var?
Rahmetli Özal'ın Demirel'in partisi yok muydu? Kenan Evren de oy
atıyordu. Partisi olmayanın siyasette zemin bulması mümkün
değil" dedi.
AK Parti Ankara İl Başkanlığının Cemil Meriç Kültür Merkezinde düzenlenen "Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı"na katılan Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, 15 Temmuz sonrasında görevden alınanlar, iş akdi feshedilenler konusunda "Bu kadar olur mu? Bu işin içinde bu kadar adam yoktur" şeklinde iddialar gündeme geldiğini belirtti.
Türkeş, "Maalesef üzülerek söylüyorum hala çıkıyor. O ilk furyada işten atılan, soruşturmaya tabi ve yargılamaya muhatap olan insanların ötesinde altı ay geçtiği halde hala yeni bulunan, takip edilen, gözaltına alınan ve yargıya muhatap olan insanlar oluyor. Demek ki tam olarak bu hastalığı bünyeden temizleyemedik. Bunu temizlemeye devam edeceğiz." diye konuştu.
Gelecek haftadan itibaren anayasa değişikliği teklifinin TBMM'de görüşüleceğini belirten Türkeş, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Mecliste bundan netice alınırsa referanduma gidecek. 367 de
alsa referanduma gitmesi gerektiği birçok yöneticimiz, arkadaşımız
tarafından dile getirildi. Bazıları da 'ülkede bu kadar anarşi,
terör var öyle bir şeye gerek yok' dedi. Eğer normal hedeflerinizi,
planlarınızı ertelerseniz, size hiçbir zaman hiçbir iş
yaptırmazlar. Bunu bilmeniz lazım. Onun için bunun zamanlaması
manidar, gerekli, gereksiz onlara girmeyin. Böyle geldi. Bunu da
biz başlatmadık. MHP'nin saygıdeğer Genel Başkanı bir sabah kalktı
'siz şu işi eskiden beri istiyordunuz hele bir getirin ben de bir
omuz atayım, şunu bir halledelim' dedi. Ne deseydik? Yardım etme
bize. Mümkün değil. 'Allah razı olsun gel arkadaş omuz ver' dedik.
Biraz geç kaldın ama yine de iyidir. Böyle başlamış olan bir süreç.
Peki bu gerekli mi? Bana göre fevkalade gerekli."
Halk tarafından seçilecek insanın halka karşı bir sorumluluğunun olması gerektiğini vurgulayan Türkeş, şunları sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cumhurbaşkanının yapması gerekenler vardır ama bu tam olarak tarif edilmemiştir. Bu anayasa değişikliğiyle bu tarif yerine oturacaktır. Seçilenin halka bir hizmet arz etmesi lazım. Bazı partiler 'burası sembolik bir görevdir, konuşmasın' diyor. Konuşmayan adamı halk bir daha niye seçsin. Seçtik birini oturdu oraya süs biberi gibi bir kenarda duruyor. Bu da mevcut anayasada tarif edilmemiş bir husustur. Bunun da tarif edilmesi gerekir.
Cumhurbaşkanı partili olur mu, olmaz mı? Herkesin partisi var. Birbirimizi kandırmayalım. Bunu emlak vergisine çevirmeyin. Daha önceki cumhurbaşkanlarının partisi yok muydu? Partileri yoktu da her seçimde ailesini alıp, sandığa gidip resim çektirirken boş oy mu atıyordu? Allah'ın bildiğini kuldan mı saklayacağız? Partisi olamayacak. Yok böyle bir şey. Partisi olmayan adamın siyasette zemin bulması mümkün değil. Ama faaliyetlerinde ve kararlarında tarafsız davranacak, bu mühim. Kararlarını verirken partizanca davranmaması gerekir. Yoksa partili olmasının ne sakıncası var. Rahmetli Özal'ın, Demirel'in partisi yok muydu. Kenan Evren de oy atıyordu."
Türkeş, "fiili durum" tartışmalarına da değinerek şöyle konuştu:
"(Fiili durumu hukuki çerçeveye yerleştiriyoruz) tuzaktır. Ne siz söyleyin ne de kimseye söyletin. Açık ve net söylüyorum. 12 Eylül 1980 sonrası Kenan Evren'in cumhurbaşkanlığına göre düzenlenmiş bir anayasa ile Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı yapıyor. Kenan Evren'in kullandığı yetkilere ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kullandığı yetkiye bakın. Muhalefet iyi bir şey söyler gibi söylüyor. Bu gaflete düşmeyin. Bunun Türkçesi nedir? 'Aslında şimdi Sayın Cumhurbaşkanı suç işliyor da biz bunu bir kılıfına uyduracağız'. Yok böyle bir şey. Bu lafı bu şekilde kullanmak tuzaktır. Bu lafı savunursanız zımnen siz mevcut cumhurbaşkanının yetkisini aştığını ve suç işlediğini kabul etmiş olursunuz. Mevcut cumhurbaşkanının avantajı nedir? Yüzde 49,5'lik yasal ve meşru bir AK Parti iktidarıyla beraber çalıştığı ve kendisi de bu hareketin kurucusu olduğu için 'şunu şöyle yapın' dediğinde iktidar onun rızasına hürmet ediyor ve o yapılıyor. Burada bir yetki aşımı yok."