Türk'e saldırıyı destekleyen parti
Abone olAhmet Altan, Ahmet Türk'e saldırıyı destekleyen 'küçük parti'yi eleştirirken Hürriyet'i bombaladı...
Ahmet Altan bugün TARAF’ta yayımlanan makalesinin ilk bölümünde,
CHP Lideri Deniz Baykal’ın anayasa değişikliklerine niçin karşı
çıkışını anlattıktan sonra sözü, Ahmet Türk’e Samsun’da yapılan
yumruklu saldırıya getiriyor ve öncelikle, saldırının kalleşçe
olduğuna dikkat çekiyor.
AHMET ALTAN: SALDIRI KALLEŞÇE!
Gazeteleri gerek fiziken gerekse de internet ortamında okuyanlar
arasında en çok merak edilen yorumlardan biri Ahmet Altan’ın
“Ahmet Türk’e Yapılan Saldırı” konusunda yapacağı
yorumdu.
Ahmet Altan bugün TARAF’ta yayımlanan makalesinin ilk bölümünde,
CHP Lideri Deniz Baykal’ın anayasa değişikliklerine niçin karşı
çıkışını anlattıktan sonra sözü, Ahmet Türk’e Samsun’da yapılan
yumruklu saldırıya getiriyor. Öncelikle, Ahmet Türk’ün kalleşçe bir
saldırıya uğradığına dikkatleri çeken Ahmet Altan; Vali, Emniyet
Müdürü ve polislerin gerekli önlemleri almayarak saldırının önünü
açtıklarını ileri sürüyor.
Ahmet Türk’ün saldırıya rağmen büyük bir olgunlukla davrandığını;
asil ve vakur bir duruş sergilediğini savunan Ahmet Altan;
“Bunun üzerine daha tuhaf bir şeyle karşılaştık”
dedikten sonra şöyle devam ediyor:
“Küçük bir parti bu ‘kalleş saldırıyı’ destekleyen bir açıklama
yaptı.
Hürriyet gazetesinde, Ahmet Türk'e vurulan yumruğu
‘adaletin tokmağı’ olarak değerlendiren insafsız
bir yazı yayımlandı.
Belli ki Kürtleri de Türkleri de öfkeden çıldırtmaya
çalışıyorlar.
NEDİR KÜRTLERE KARŞI BU ŞİDDET?
Ahmet Altan’a göre Hürriyet gazetesi 68 yaşındaki
Ahmet Türk’e yapılan saldırıya “rezilce” bir
saldırıya alkış tutarak; çaresizliğini gösterdi, bu çaresizlik
yüzünden her türlü belaya razı olacağının işaretini verdi.
Hürriyet Gazetesi’nin her türlü saldırının, akacak kanın, çıkacak
belânın, şiddetin yanında yer aldığı kanaatinde olduğunu belirten
cümlesini şöyle bağlıyor: “yeter ki şu değişim
gerçekleşmesin.”
Böyle bir ortamda Hakkâri'deki polisler de on dört yaşındaki bir
çocuğun elmacık kemiğini telsizle vurarak kırmalarının bir bakıma
makul görülmesine de işaret eden Altan; “Nedir Kürtlere
karşı bu şiddet?” diye sorduktan sonra şöyle devam
ediyor:
“Üstelik iki olayda da ‘devlet görevlileri’ ya saldırının önünü
kesmeyerek ya da bizzat saldırıyı gerçekleştirerek rol
alıyorlar.”
EN “BÜYÜK” GAZETELER ŞİDDETİ ÖVÜYORLAR
Halkla girişilen çekişmede yenilgiye uğramış bir
sistemin son kalesinin kaçınılmaz olarak şiddet olduğuna dikkat
çeken Ahmet Altan, büyük gazetelerin şiddeti övmelerinden şikâyet
ediyor.
Bu büyük gazetelerin amacının; insan vicdanını kanatacak
saldırılarla Kürtleri öfkelendirmek, bir karşı saldırı olmasını
sağlamak sonra da bunu ülkenin her yanına yaymak olduğuna işaret
eden Ahmet Altan, yine de “Plan bu herhalde”
herhalde diyerek ihtiyatlı davranmayı tercih ediyor..
“Böyle bir şiddet yangını bugünkü sistemin devamını sağlar mı?”
diye soran Ahmet Altan sorduğu sorunun cevabını da kendi
veriyor:
“Sağlamaz.”
Sonra da verdiği cevabın gerekçesini şu cümlelerle açıklıyor:
“Aksine daha belalı ve kanlı değişimlere yol açar ama
‘çaresizlikten’ kör olmuş bir güç var karşımızda.
Yenilgiyi vakarla kabul etme alışkanlıkları olmadığından
ellerindeki son kanlı kartı da masaya atıyorlar.
Ne yaparlarsa yapsınlar değişimi önleyemeyecekler.”
BU ÜLKE DEĞİŞECEK
Makalesinin sonunu “Bu ülke değişecek” diyerek bağlayan Ahmet
Altan’a göre bu değişime halk karar verdi ve hiçbir güç, hiçbir
oyun, hiçbir kandırmaca, hiçbir saldırı bu kararı
değiştiremeyecek...
Ahmet Altan makalesini şu hüküm cümlesiyle bağlıyor:
“Onların en büyük acısı ‘yenilmek’ değil, hayatları boyunca
küçümsedikleri bir halk tarafından kenara itilmek olacak.”