Türk sinemasının Sultan'ı Türkan Şoray, televizyonlardan uzak kaldığı sürede özel hayatını da basından uzak tutmaya çalıştı. Şoray, bu kuralı ise seneler sonra ilk kez bozdu. Kameralardan uzak tuttuğu ailesinden kız kardeşi Figen Çevik Gezer ve Nazan Şoray ile fotoğrafını sosyal medya hesabı Instagram'dan paylaştı. Türkan Şoray, Nazan Şoray'ın dışında bir kardeşi daha olduğunu önceki gün Instagram hesabında paylaştığı fotoğrafla duyurdu. Şarkıcı olan Nazan Şoray'dan küçük bir de Figen adında kız kardeşi olan Türkan Şoray, pandemi nedeniyle görüşemediği kardeşleriyle bol bol hasret giderdi. O buluşma anını da sosyal medya hesabından yayımlayan Türkan Şoray, "Üç kardeş bir arada. Kardeş gibisi yok" ifadelerini kullandı. Şoray kardeşlerinin birbirlerine olan benzerlikleri de dikkatlerden kaçmadı.Peki, Türkan Şoray kimdir? 1962 yılında Galatasaray eski asbaşkanı Rüçhan Adlı ile 20 yıl bir birliktelik yaşamıştır. Bu süre içinde birkaç defa ayrılıp barışan çift, Rüçhan Adlı'nın eşinden bir türlü boşanmaması yüzünden yollarını ayırmıştır. Türkan Şoray, 1995 Ağustos'unda hastaneye kaldırılan Adlı'yı son anlarına kadar yalnız bırakmamıştır. 1983 yılında usta tiyatro oyuncusu Cihan Ünal ile evlenmiştir. 1987'de ayrılan çiftin, evliliklerinden Yağmur adlı bir kızları vardır.1960'larda sinema ile tanışmış, ilk sinema ödülü 1964 Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde Acı Hayat filmiyle en başarılı kadın oyuncu ödülünü almıştır. Toplamda 222 filmde rol alan Türkan Şoray, bu sayıyla dünyanın 'en çok film çeviren' kadın oyuncusudur. Şoray, 12 Mart 2010 tarihinde UNICEF Türkiye iyi niyet elçisi seçilmiş, "Sevgiyle yapılamayacak bir şey yoktur diye düşünüyorum. Gücü sevgiyle birleştirirsek, birçok sorunun üstesinden gelebiliriz" ifadesini kullanmıştır. Ayrıca Şoray'ın kendi adını taşıyan bir ilkokul da vardır. Sinema oyuncuları Hülya Koçyiğit, Filiz Akın ve Fatma Girik'le birlikte, Türk sinemasının bir dönemine damgasını vurmuş dört önemli kadın oyuncudan biri kabul edilir. Bu dörtlü içerisinde, yönetmenlik yapan tek sinema oyuncusu olan Şoray, başrolünde kendisine eşlik eden Kadir İnanır ile oynadığı 1972 yapımlı Dönüş, 1976 yapımlı Bodrum Hâkimi, 1973 yapımlı Azap, 2015 yapımı Uzaklarda Arama'nın tek başına; 1981 yapımlı Yılanı Öldürseler filminin ise Şerif Gören ile birlikte yönetmenliğini yapmıştır. Türkan Şoray, Haziran 2018'de verdiği bir röportajda "önüne iyi senaryolar gelmediği" gerekçesiyle oyunculuğu bıraktığını açıklamıştır. Henüz Fatih Kız Lisesi ortaokulu bölümünde okurken[10] Karagümrük'teki ev sahiplerinin kızı olan, Türk sinemasında sonraları "Panter Emel" olarak tanınacak sinema oyuncusu Emel Yıldız ile bir film setine giden Türkan Şoray, Türker İnanoğlu'nun teşviki ile Yeşilçam'a adım atmıştır. Emel Yıldız'ın yerine Şoray'ın da kariyerinin başlangıcı anlamına gelen 1960 yılı yapımlı Köyde Bir Kız Sevdim filminde Baki Tamer ile başrol de oynamıştır. Türkan Şoray sinemaya başlamasıyla ilgili anısını şöyle anlatır: "Sinemaya girmeden önce mahallemize bir film seti geldi. Filmin bir setini mahallemizde çekeceklerdi. Başrol oyuncusu kadını gördüğümde 'ne kadar güzel bir kadın' dedim. Bu kadın Muhterem Nur'du. Öyle şaşkın bir şekilde bakınırken yanıma bir adam geldi ve 'Sen de filmlerde oynamak ister misin?' diye sordu. Korktum ve hemen eve kaçtım. Bu adamın da daha sonra Memduh Ün olduğunu öğrendim. O zaman film setinden kaçmıştım ama daha sonra film setleri hayatım oldu."Şoray'a ilk Altın Portakal ödülü getiren 1964 yapımlı yönetmenliğini Metin Erksan'nın yaptığı başrollerinde Şoray ve Ekrem Bora'nın yer aldığı Acı Hayat filmi "Manikürcü Nermin"'i canladıran oyuncu için kariyerinde önemli basamak olmuştur. 1968 yılında, Şoray'a kariyerinde ikinci Altın Portakal ödülünü Sait Faik Abasıyanık'ın "Menekşeli Vadi" adlı öyküsünden esinlenerek Safa Önal tarafından senaryosu yazılan Vesikalı Yarim filmi kazandırmış, yıllar sonra filmin yenilenmiş kopyasının yeniden yayımlandığı İstanbul Film Festivali'nde konuşan Türkan Şoray film için şöyle demiştir: "Türk sinemasının yeri çok zor doldurulacak bir yönetmen olan Lütfi Akad'la çalışmış olmak benim için çok mucizevi bir şeydir. 'Türkan, gözlerinle oynayacaksın' diyordu bana. Gözlerimle oynamayı Lütfi Akad öğretti bana." Başrolde bir eşe sahip oyuncuların başarılı olduğu filmlerde Şoray'a onlarca erkek sinema aktrisi eşlik etmiştir. Klasikleşmiş birkaç Şoray filminde de eleştirmen Agah Özgüç'ün deyimiyle 'Seyirciyi aldatmak, daha fazla para kazanmak için' yayınlanmamış ancak seyirciye yayınlanmış gibi afişi basılmıştır. Şoray'ın Ediz Hun'la oynadığı 1980 yapımı Tabancamın Sapını Gülle Donatacağım adlı filmin afişinde Türkan Şoray ve Kemal Sunal olmasına karşın Ediz Hun ve Türkan Şoray'ın oynadığı Güllü Geliyor Güllü filmi vardır. Kemal Sunal, sadece figüran oyuncudur. Sonrasında Kemal Sunal'ın popüler oluşuyla aynı film başka adla, başka afişle tekrar yayınlanmıştır. İlginç olaylardan biri de Keşanlı Ali filmi olup görüntü yönetmeninin adı olan Ali, film afişinde Keşanlı'nın altına büyük harflerle yazıldığından "Keşanlı Ali" olarak adlandırılmıştır.Şoray'ın ilginç sinema deneyimlerinden biri kendisi ile Filiz Akın'ın Günahkar Kadın filminde bir araya getiren Ülkü Erakalın'dan henüz 17 yaşındayken bir film çekimi sırasında yediği tokat olmuştur. 1990'lı yıllarla birlikte, televizyon dizileri çalışmalarına da ağırlık vermeye başlamış, yaptığı bu çalışmalardan en çok ses getiren ve uzun ömürlü olanları, başrollerini Şener Şen'le paylaştığı İkinci Bahar ve Haluk Bilginer ile paylaştığı Tatlı Hayat olmuştur.