Türk ve Atatürk sözleri tarihe karışacak
Abone olYeniçağ gazetesi AK Parti ile BDP arasında yeni Anayasa için anlaşma sağlandığını yazdı.
MHP ve CHP'yi, BDP ile ittifak yapmakla eleştiren
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, anayasa değişikliği için BDP ile
el sıkıştığı öne sürüldü. Yeniçağ gazetesinin haberine göre Yeni
anayasada "Türk Milleti" ve "Atatürk" sözleri bulunmayacak.
İmralı'nın isteği doğrultusunda Anayasaya "Kürt Halkı" ibaresi
yazılacak. Arkasından da kanun ve yönetmelikler Anayasa'ya uygun
hale getirilerek "Türk" adı her yerden silinecek.
Yeniçağ gazetesi bugün "Derin ittifak" manşetiyle çıktı. Yeniçağ gazetesinin çarpıcı öngörülerinin yer aldığı haberinin satırbaşları şöyle:
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün İran'a giderken 10 Mart 2009 günü gazetecilere yaptığı "Önümüzdeki günlerde Kürt sorunuyla ilgili çok güzel şeyler olacak" açıklamasıyla "demokratik açılım projesi" start aldı.
HABUR'LA START ALDI
Arkasından da İmralı'da ömür boyu hapis cezasını çeken Abdullah
Öcalan'ın çağrısı üzerine Irak'taki Kandil Dağı ile Mahmur
Kampı'ndan üniformaları ile gelen 34 PKK'lı Habur Sınır Kapısı'nda
davul zurna ile karşılandı. Devletin MİT Müsteşarı, hakimi,
savcısı, valisi, kaymakamı sınıra gitti, teröristleri karşıladı.
Ayaklarına gidip kurdukları çadır mahkemesinde iki yüz on dakikada
yargılanan 34 kişiyi serbest bıraktılar.
EYALETLER HAZIRLANDI
Türkiye'nin eyaletlere bölünüp, bir Kürdistan özerk bölgesi oluşturması da içinde yer alan Genişletilmiş Orta Doğu ve Kuzey Afrika Projesi (GOP) tıkır-tıkır işliyor. Herbirinin kendi, yasama, yürütme ve yargı organları bulunan ve içişlerinde bağımsız olan bölünmüş eyaletlerin ABD'de olduğu gibi bir başkanla yönetilmesi hedefleniyor. Bu sistemin temellerini "Kalkınma Ajansları", "Bölge İdare Mahkemeleri" ve "Dini Yüksek İhtisas Merkezleri" ile adım-adım gerçekleştiren AKP'nin bütün yetkili ağızları "Başkanlık Sistemi" ni dillendirerek bu amaçlarını açıkça itiraf ediyorlar.
"KÜRT HALKI" İFADESİ...
AKP seçimlerden sonra BDP ile ittifak yaparak, Anayasanın ilk üç maddesini değiştirip, Türkiye'yi federal yapıya geçirecek, anayasaya PKK'nın isteği doğrultusunda "Kürt Halkı" ibaresi sokulacak, Turgut Özal'ın Cumhurbaşkanı olduğu dönemde 3723 sayılı ve 12 Nisan 1991 tarihli yasa ile TBMM tarafından onaylanan Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı anayasal güvenceye bağlanacak ve ayrılıkçı Kürt hareketinin isteği doğrultusunda Güney Doğu ve Doğu bölgesine "özerklik" verilecek.
APO YENİ ANAYASA İSTİYOR
Teröristbaşı Abdullah Öcalan, İmralı'daki "özel ofisi" inde yaptığı görüşmelerde uzun zamandır AKP'yi yeni anayasa konusunda zorladığını açıkladı. Devletin ciddi kurumlarından temsilcilerin bulunduğunu iddia ettiği heyetle 11 Mayıs'ta yaptığı görüşmeyi değerlendiren Öcalan, "Ben bu sürece demokratik anayasal çözüm süreci demiştim. Eğer hükümet bu çözüm sürecine gelmezse, büyük bir savaş çıkarsa 3 ay bile dayanamaz" açıklamasıyla işin ciddiyetini ortaya koydu.
İLK BÜYÜK ANLAŞMA
Öcalan, 15 Haziran'dan sonraki sürecin ya büyük bir anlaşmaya ya da büyük bir savaşa evrileceğini ifade ederken, eğer anlaşma olursa bunun Kürtlerin tarihteki "ilk büyük anlaşması" olacağını söyledi. Öcalan, bu büyük anlaşma ile çözüm sürecine girilmesinden umutlu olduğunu belirtip, "Bu yaz çok önemlidir, bazı ilkleri yaşayacağımız tarihi önemde olan bir yaza gireceğiz. 18 yıldır frenliyordum, deyim yerindeyse savaşı soğutuyordum" dedi.
HEDEF BÜYÜK KÜRDİSTAN
GOP'un hedefleri arasında ise Türkiye'deki Kürdistan özerk bölgesinin Irak, Suriye ve İran'daki özerk bölgelerle birleştirilip, başkenti Diyarbakır olan "Birleşik Büyük Kürdistan Cumhuriyeti" olduğu her platformda dile getiriliyor. Çarşaf, çarşaf haritaları yayınlanıyor. Plana göre; Türkiye'de kurulması planlanan "Özerk Kürdistan" eyaleti için Birleşmiş Milletler'e başvurulacak. İkiz Sözleşmeler'in birinci maddesine göre, Türkiye'den ayrılıp, Kuzey Irak'taki Barzani ile birleşmek üzere "Kendi Kaderlerini Tayin Hakkı" için plebisit (halk oylaması) isteyecekler. Her ülkedeki "Özerk Kürdistan" konfederal bir başkanlık sistemi ile birleştirilecek.
KOALİSYON PAZARLIĞI
BDP'nin desteklediği Diyarbakır bağımsız milletvekili adayı Leyla Zana'nın, "Biz hükümete ortak olmak istiyoruz." açıklaması tek başına iktidara gelemeyeceğini anlayan AKP ile BDP arasında koalisyon pazarlığı yapıldığını kendi ağzıyla ortaya koydu. 24 Mayıs'ta Hazro'nun Çitlibahçe Köyü'nde seçim çalışmalarını yürüten Zana, "Süreç artık önderliğimizin (Abdullah Öcalan) aramızda olması sürecidir. Gerillalarımızı artık aramızda, kendi içimizde görme sürecidir. Biz hükümete ortak olmak istiyoruz. Kabul ediyorlarsa birlikte yaşamaya varız. Kabul etmiyorlarsa kendimiz bunları yaratacağız. Gün gelecek Öcalan kendi halkının arasında, bu halkın çocuklarına öğretmen olacak, o günlerin yakın olacağına inanıyorum" dedi.
BAYRAK VE ATATÜRK
Habur Sınır Kapısı'nda kurulan çadır mahkemesinde, "Ben PKK'lıyım. Başkan Öcalan'ın talimatıyla geldim" diyen teröristlerden "Pişman oldum" denmeleri istendi. Onlar da bütün ısrarlara rağmen pişman olmadıklarını söylediler. Habur'da BDP ve PKK yandaşlarının yoğun gösterileri arasında 34 teröristten 29'u savcılık, 5'i de Silopi Sulh Ceza Mahkemesi tarafından serbest bırakıldı. Teröristlerin rahatsız olmaması için çadır mahkemesine Türk bayrağı ve Atatürk resminin konulmadığı doğrulanırken, eski DEP milletvekili Hatip Dicle'nin açıklamasıyla, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın Habur'a gelecek teröristler için Ahmet Türk'e, "Hakim ve savcılar ayarlandı. Geldikleri gibi geçecekler" sözü verdiği iddia edildi.
GİZLİ AJANDAYI ANLATTI
AKP'nin hayalindeki 'yeni anayasa'nın ilk 3 maddeyi ve Türklük vurgusunu ortadan kaldırmayı hedeflediğini İsviçreli parlamenter deşifre etti. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'ndeki konuşması sonrası Erdoğan'la öğle yemeği yiyen AKPM Sosyalist Grup Başkanı Andreas Gross, aynı gün NTV'deki programa katıldı. Gross, canlı yayında şöyle konuştu:
TÜRKLÜK VURGUSU OLMAYACAK
"Biliyorsunuz Kürt halkının ihtiyaç duyduğu haklara sahip olmamaları beni endişelendiriyor. Öğle yemeğinde yapılan yorumların en önemlisi, en ilginciydi. Bu maddelerin yalnızca bir geçiş sürecinde varolabileceğini söyledi. Ve kendisi de (Erdoğan) Türkiye'nin artık 3 ya da 1. madde ya da 3. madde gibi Türklüğe vurgu yapan maddelere ihtiyaç olmadığını, olmayacağını söyledi. İleride... Bence bu çok ilgi çekici bir yorumdu. Dolayısıyla bizim Türkiye'yi çok dikkatli bir şekilde desteklememiz gerekiyor. Özellikle de bir takım olasılıkların kullanılmadığından emin olmamız gerekiyor. Ben zaten gerçekleşeceğinden son derece iyimserim. Özellikle de Türkiye'de herkesin demokrasi ve insan hakları yönünde ilerleyeceğini düşünüyorum. Kürtler için, aydınlar için, bütün farklı azınlıklar ve gruplar için."
ATEŞKESİ BAŞBAKAN BİLİR
BDP eski Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 19 Mayıs 2011 tarihinde Milliyet gazetesinde çıkan haberde çok önemli bir iddiada bulundu: "Sadece İmralı değil devlet Kandil'le de birçok görüşme yaptı" diyen Demirtaş, "Kandil'le en çok görüşen Türkiye Cumhuriyet devletidir. Kandil'den kaç defa ateşkes istenmiş, bunu Başbakan bilir ve ateşkesin gereğini neden yerine getirmemiş, bunu da en iyi kendisi bilir. Kandil'e mesaj gitmiyorsa ateşkes nasıl oluyor?" dedi. Daha önce 17 Şubat'ta da Başbakan'ın suçlamalarına şok cevaplar veren Demirtaş, "Bizi korku yaymakla suçlamak, kurnazlıktır. Başbakan korku imparatorluğunun kralıdır. 2002 seçimi dahil, ateşkes isteyen ve o ortamda seçime giden kendisidir" demişti. Demirtaş'ın söylediği tarihte Erdoğan Başbakan değil, henüz 15 aylık olan AKP'nin lideriydi.