Türk tütününü kendi elimizle bitirdik
Abone olTürkiye'nin hatalı tarım politikaları yüzünden dünyaca ünlü Türk tütününü çiftçiler daha ekmez hala geldi.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İktisadi ve İdari Bilimler
Fakültesi (İİBF) Maliye Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr Ahmet Ulusoy,
bölge tütününün Türkiye'de üretilen tütünler içinde en yüksek
oranda nikotin içeren tütün olmasına rağmen yanlış tütün
politikaları nedeniyle üretiminin bitme noktasına geldiğini
söyledi. Türkiye'de 18. yüzyıldan itibaren geleneksel tarım kolu
haline gelen tütüncülüğün ülkenin her tarafına yayıldığını ve tütün
üretilen bölgelerdeki toprak farklılığının tütün çeşitleri
üretimini de beraberinde getirdiğini belirten Doç. Dr. Ulusoy,
yaptığı açıklamada, "Türkiye'nin diğer yöreleri bir yana,
Karadeniz'de üretilen tütün çeşitleri batı, iç, orta ve Doğu
Karadeniz Bölgesi olarak ayrılmakta ve farklı yapı arz etmektedir.
Trabzon-Artvin grubu içinde yer alan bölgemiz tütün üretimi
Trabzon, Akçaabat, Artvin, Borçka, Şebinkarahisar ve Ardanuç gibi
merkezlerde yapılmaktadır. Bölgemiz tütününün yaprakları büyük,
ince dokulu, kalınca, orta damarlı, elastikiyet ve yanmaları yüksek
yapıdadır. Türkiye'de üretilen tütünler içinde en yüksek oranda
nikotin içeren tütündür. Çok sert içimli olduklarından sigara
harmanlarında sertlik vermek için kullanılır. Harmanlara renk
vermek, yanma kabiliyetini yükseltmek için yine bölgemiz tütününden
yararlanılmaktadır" dedi. Sert içimli bölge tütününün yavan, yavaş
yanan, karaktersiz tütünleri ıslah ve tatmin edici nitelik
kazandırdığını ve emsalleri arasında rakipsiz bir konumda olduğunu
kaydeden Doç. Dr. Ahmet Ulusoy, "Bölgemizde tütün, Trabzon merkez
köylerinde ve Akçaabat ilçesinde yetişmektedir. 1980 yılında toplam
tütün üretici aile sayısı 7 bin 937 iken, 2001 yılı itibariyle 5
bin 472'ye düşmüştür. 1980-2002 dönemindeki nüfus artışına rağmen
üretici aile sayısının önemli miktarda azaldığını görmekteyiz.
Trabzon'daki tütün üretimi toplamı 1980 yılında 3 bin 379 ton iken,
diğer yıllarda 2 bin ile 3 bin 400 ton ağırlığında seyretmiştir.
Son yıllarda sürekli azalma eğilimine girerek 2001 yılında bin 543
tona gerilemiştir. Üretimde bulunan aile sayısından daha hızlı
oranda tütün üretim miktarı azalmıştır. Hem tütün üreten ailelerin
sayıları azalmış, hem de üretici ailelerin tütün ektikleri alanları
azalmışlar. Bunun tek nedeni tütünün karlı-verimli bir üretim alanı
olmaktan çıkmasıdır. Trabzon'da üretilen tütün Türkiye üretiminin
yüzde biridir. Fakat tütünümüz hemen hemen bütün yerli harmanlarda
kullanılmaktadır. İlginç bir gelişme de ülkemizde sadece Rize'nin
Pazar İlçesi'nde yetiştirilen puroluk tütünün 2000 yılından
itibaren üretiminin yapılmayışıdır" diye konuştu. "ÜRETİMDEKİ DÜŞÜŞ
İHRACATI ÖNEMLİ ÖLÇÜDE ETKİLEDİ" Doç. Dr. Ahmet Ulusoy, tütün
üretiminin Türkiye'de, özellikle de Karadeniz Bölgesi'nde bitirilme
aşamasına geldiğini kaydederek, "Ülkemizde 1991 yılında 566 milyon
dolar, 1997'de 576 milyon dolar, 2000 yılında 373 ve 2001 yılında
340 milyon dolarlık tütün ihraç edilmiştir. 1991 yılında ihracat
içinde yüzde 3,3'lük paya sahip olan tütün, 2001 yılı sonu
itibariyle yüzde 1,1'e gerilemiştir. Tütün üretiminin azalışı
yanında ihracatının da açık bir şekilde azaldığı görülmektedir.
2001 yılındaki ihracatın yüzde 55'ini özel sektörün
gerçekleştirdiğini de belirtmek gerekir. Üretim fazlası olmasına
rağmen tütünü de ithal eden Türkiye'de 1990 yılında 22,6 milyon
dolar olan tütün ithalatı, 1998 yılında 195 milyon dolara kadar
çıkmıştır. 2001 yılında ise krizin de etkisiyle 112 milyon dolar
düzeyinde gerçekleşmiştir. Hem tütün ithalat eden hem ihraç eden
Türkiye'nin elinde 1990 yılında 388 bin 980 ton olan tütün stoku,
2001 yılı sonunda 528 bin 508 tona çıkmıştır. Yılda yaklaşık
150-200 bin ton tütün ürettiğimizi düşündüğümüzde mevcut tütün
stokları 3 yıl tütün üretmezsek bile bize yetecek boyuttadır. Bu
stoklar hem tekelin tütün politikasının hem de Türkiye'nin tarım
politikalarının iflas ettiğini göstermektedir" açıklamasında
bulundu. Türkiye'de yıllık tütün üretiminin ortalama 168 bin ton
olduğunu ifade eden Doç. Dr. Ulusoy şunları söyledi: "Bu 8 milyar 4
milyon sigara demektir. Bir paket sigarayı ortalama 1 milyon lira
kabul edersek, 8 katrilyon 4 milyar liralık bir Türkiye sigara
pazarı gerçeğiyle karşı karşıyayız demektir. Çıkartılan yeni tütün
yasasıyla 2 milyar adet sigara üreten firmalara, istedikleri
miktarda tütün ithal etme hakkı tanınıyor. Artık dünyadaki fazla
katkı maddeli ucuz, kalitesiz tütünler iç piyasayı işgal edecektir.
Tütün üretiminden vazgeçilip alternatif ürünler ekilmesi
önerilmektedir. Oysa tütün düşük kalitedeki topraklarda yetiştiği
için alternatif tarım ürünü mümkün değildir. Tütünden vazgeçilmesi
250 bin hektar alanın ekim dışı kalması anlamına gelmektedir. Artık
çok uluslu sigara üreten firmaların gözü Tekel'in iç piyasadaki
yüzde 70'lik payına dikilmiştir. Tekel'in özelleştirilmesinin önü
açılmıştır. Buna karşılık üretim kotası getirilip, iç piyasada 2
firmaya üretim hakkı verme, özel tekeller oluşturma anlamına
gelmektedir. Yani ülkemizde Tekel'i özelleştirme gerekçesindeki
piyasa ekonomisine işlerlik kazandırmak, rekabete etkinlik getirmek
felsefesi kulağa hoş gelen hipnotize eden, tepki azaltan, yumuşatan
bir söylemden öteye geçmemektedir. Tütün artık hem ülkemizde hem de
bölgemizde bitirilme aşamasına gelmiştir."