Türk televizyonculuğunda bir ilk
Abone olKanal 7'de yayınlanan İskele Sancak programı şu sıralarda G.Afrika'nın Cape Town'dan canlı yayınla gerçekleştiriliyor. Akif Beki'nin konuğu Erdoğan.
Başbakan Erdoğan progrmanın başında ziyaretlerinin önemine
dikkat çekti. Bugüne kadar sahra altı ülkelere giden ilk Başbakan
olmaktan mutlu olduğunu söyleyen Erdoğan, Etiyopya'daki temaslarını
değerlendirdi. Etiyopya ve Güney Afrika ile Türkiye'nin hangi
noktalarda benzeştiğini değerlendiren Başbakan, Türkiye'nin
demokrasi alanında Etiyopya'dan çok ilerde olduğunu vurguladı.
Etiyopya ile Güney Afrika arasındaki farklılıklara da vurgu yapan
Başbakan Erdoğan Güney Afrika'nın en temel özelliğinin özgürlükler
olduğunu söyledi. "Özgürlüğün bir bedeli var" sözünün bu ülke için
önemini anlatan Erdoğan Türkiye'nin Kurtuluş savaşı ile Güney
Afrikalıların özgürlük mücadelelerinin benzerliğine işaret etti.
Zuma ile kendisinin siyasi hayatı içinde hapis yatması konusundaki
benzerlikle ilgili soruyu yanıtlayan Başbakan Erdoğan. Zuma'nın 15
yıla yakın bir süre hapiste yattığını belirtti. Zuma ve Güney
Afrikalıların yapmış olduğu mücadelenin büyüklüğüne işaret etti.
Afrika ziyaretinin ekonomik önemine de dikkat çeken Başbakan
Erdoğan, gezinin seçimlerde ortaya koyduğu ilke çerçevesinde
olduğunu söyledi. "Seçimlerde ülke yönetimindeki ilkelerimi ortaya
koymuştum. O zaman biz siyasetti Ankara'ya kapalı değil, dışarıya
açan bir anlayışı getiriyoruz demiştik. Bu sözümüzü tuttuk.Bizden
önce hiç dışarıya gitmemiş iş adamlarımız vardı. Biz ise fellik
fellik dolaşacak iş imkanlarını araştıracağız demiştik. Şimdi bunu
yapıyoruz" dedi. Başbakan Erdoğan Güney Afrika ile Türkiye
arasındaki ticaret hacminin 1 milyar dolardan fazla olduğunu şimdi
bunu daha da artırabileceklerinin görüldüğünü söyledi. Türkiye'nin
tek kutuplu tek eksenli bir dış politika geliştirmesinin yanlış
olduğunu söyledi. Erdoğan bu amaçla partisinin dünyanın birçok
ülkesindeki partilerle kardeş parti uygulaması yaptığını söyledi.
Şimdi Afrika Ulusal Kongresi ile AKP'nin birlikte hareket etmesi
söz konusu. Başbakan "Soğuk savaş artık bitmiştir. Yeni bir dönem
vardır. Soğuk savaş şartları ile dış politikayı sürdüremeyiz."
dedi. Türkiye-ABD ilişkilerinin gerginliği ile ilgili bir soru
üzerine Bush'un önerisi ile Türkiye'de toplanan Nato zirvesinin
yapıldığını hatırlatan Erdoğan, "Bu zirvede Bush kendisine soğuk
denilen Almanya, Fransa ve diğer ülke liderleri ile buluşma imkanı
buldu. Soğuklukları giderdi. Bizde bunu yapıyoruz. Bu nedenle
dünyanın her yerine gidiyor, herkesle görüşüyoruz." dedi. Erdoğan
hükümetin dış politikasının zarar değil yarar getireceğini
belirterek şunları kaydetti: "Orta yolu bulma gayreti ile
yapacağız. Bizim bütün politikamızda bu vardır. Niçin düşman
kazanmak üzerine bir politika uygulayalım. Bizim ABD, Rusya, Çin,
bölge ükeleri ile aramız iyi. Bu ülkelerle ilişkilerimizi
geliştiriyoruz, geliştireceğiz. Bize eleştiri getirenler gitsin
dünyada bu iş nasıl yapılıyor öğrensinler. Attığımız adımların
hepsi bir mutabakat zeminindedir. Dost kazanma amacındadır." dedi.
Başbakan Erdoğan, istifaların bir komplonun parçası olup olmadığı
yönündeki bir soruyu ise "Bizim siyasetimiz tevazu üzerinedir.
Tevazu içinde olmayan kendini haktan üstün görenleri 3 Kasım'da
gördük. Bizden ayrılanlar bu manada kişisel nedenlerle ayrıldılar.
Yok elimi sıkmadı, yok selam vermedi gibisinden. Bunlarla
uğraşmıyoruz biz" dedi. Başbakan Erdoğan istifalarla aynı süreçte
önerdiği partilerin yedek liste ile seçimlere girmesi tezini şu
sözlerle savundu: "Olağanüstü haller dışında salı, çarşamba,
perşembe olmak üzere haftada üç gün çalışacaksınız Ama birçok
arkadaşımız meclisin bü çalışmalarına değer vermiyor. Biz diyoruz
ki, nasıl il genel meclislerinde partilerin yedek listesi var,
aynısı seçimlerde de geçerli olsun diyoruz. Milletvekilleri birkaç
istisna kendi oyunu alarak gelmiyor. Seçmen partiye oy veriyor.
Ancak seçimlerden sonra partinin politikasının üstünde görmeye
başlıyor bu arkadaşlar kendini. Partiye ve hedeflerine zarar
veriyorlar. Bunun önlenebilmesi, meclis çalışmalarının sağlığı için
bu görüşümü savunuyorum. Tabii bunu bugün için değil, gelecek
seçimler için öngörüyorum". AB konusunda da sürecin gereklerini
yerine getirdiklerini belirten Başbakan Erdoğan, şu anda
bürokratların çalışmalarını sürdürdüğünü yeni sürecin ise 3 Ekim'de
başlayacağını söyledi. Medya'nın gelip bir konuya saplandığını
belirten Erdoğan, "Devamlı sorunu bir noktaya çekiyorlar. Baş
müzakereci kim olacak sorusunu gündemde tutuyorlar. İşimizi
biliyoruz. Dersimizi iyi biliyoruz. Medya bu konuyu
magazinleştiriyor. Zamanı geldiğinde müzakereci de belirlenir,
kimlerin burda görev alacağı ortaya çıkar" diye konuştu. Başbakan
Erdoğan AB ile müzakereler sırasında ilk sorumlunun Dışişleri
Bakanı Abdullah Gül olduğunu söyledi. Ancak Gül'ün baş müzakereci
olmayacağını kaydeden Erdoğan, kafasındaki baş müzakereciyi ise
şöyle tarif etti: "Öncelikle ekonomi bilecek, siyasetten anlayacak,
dil bilecek, müzakere yapmayı bilecek, bireysel bir mantıkla
hareket eden değil, kollektif çalışmaya yatkın biri olacak"