Türk stratejist Cem Bağcı'dan dikkat çeken siber tehlike uyarısı
Abone olTürk stratejist Cem Bağcı siber silahlarla dijital istihbarat savaşlarına daha çok tanık olacağımızı vurgulayarak, “Siber silahlara karşı kimse güvende değil” dedi.
Türk stratejist Cem Bağcı, WhatsApp’ın İsrailli siber gözetim
firmasına açtığı ‘casusluk’ davasına dikkat çekerek, önemli
açıklamalarda bulundu. Dünyanın siber silahların hedefinde olduğunu
vurgulayan Bağcı, “Buna karşı tek çözümün yerli ve milli siber
silah projelerinin geliştirilmesidir. Yerli ve milli araçların
geliştirilmesi için girişimciler teşvik edilmeli; Türk dijital
savaş ordusu kurulmalıdır.” ifadelerini kullandı. Siber silahlarla
dijital istihbarat savaşlarına daha çok tanık olacağımızı
vurgulayan ünlü stratejist, “Siber silahlara karşı kimse güvende
değil” dedi.
WhatsApp’ın İsrailli siber gözetim firması NSO Group’a casusluk
suçlaması ile dava açması, siber güvenliği tekrar gündeme getirdi.
WhatsApp aracılığı ile 20 ülkede bin 400 kişinin telefonlarının
izlendiği iddia ediliyor. Bu kişiler arasında hükümet yetkilileri,
diplomatlar, siyasi muhalifler ve gazeteciler de var. Popüler
iletişim ağı, kullanıcılarının telefonlarına sızarak casusluk
faaliyetlerine yardım etmekle suçladığı İsrailli siber gözetim
firmasına dava açtı.
Cem Bağcı, WhatsApp’ın açıkladığı casusluk faaliyetlerinin
“buzdağının görünen yüzü” olduğunu belirtiyor. “Ülkelerin siber
silahlarını kuşandığını; tehlikeli yazılımların namlusunun hedef
ülkelere çevrildiğini; dijital istihbarat savaşlarının giderek
arttığını” vurgulayan ünlü stratejist, “siber güvenlik” kavramının
toplumda yerleştirmesi gerektiği ifade etti.
“Dijital istihbarat savaşlarına daha çok tanık olacağız”
Bağcı, şu ifadeleri kullandı: “Tehlikeli siber silahlar, artık
evlerimizde hatta ceplerimizde İnternet ağının bir köşesinde
bulunan herkes, bu silahların hedefi olabilir. Siber saldırılar
artık sadece kurumlara yapılmıyor. Kritik siber silahlar, her
bireyi namlusunun ucuna alabilir. İsrail, siber silah ve casus
yazılımlarında dünyada lider konumda. Bu yüzden WhatsApp aracılığı
ile yapılan son casusluk faaliyetlerinin İsrail temelli olması
şaşırtıcı değil. Öyle ki İsrail, genişleyen casusluk pazarındaki
talebi karşılayabilmek için ürettiği casusluk teknolojilerini
müşterilerine daha kolay satmak amacıyla yasalarındaki ilgili
maddeleri hafifletti. Yani siber silahlarla yapılan dijital
istihbarat savaşlarına daha çok tanık olacağız.”
Konvansiyonel silahların siber silahlara evrildiğine dikkat çeken
Cem Bağcı, İsrail’den sonra saldırı amaçlı siber sistemler üreten
şirketlerin ABD ve AB ülkelerinde yaygın olduğunu söyledi. Türk
stratejist, önümüzdeki 10 yıl içinde siber silah talebinin 10
milyar dolarlık bir pazar oluşturacağının tahmin edildiğine dikkat
çekti. Bağcı, “İsrail, siber silah teknolojileri ihracatından yüz
milyonlarca dolar gelir elde ediyor. Dünya pazarının yüzde 10’unu
İsrailli siber şirketler karşılıyor. İsrail’in bu alanda dünya
çapında yaklaşık 30 şirketi var. İsrail her ne kadar siber silah
teknolojilerini terörle mücadele için ürettiğini savunsa da bu
sistemler casusluk faaliyetleri veya dijital savaşlarda da
kullanılıyor. Bu gerçeği bütün ülkeler biliyor ve buna göre konum
alıyorlar.”
Bir süre sonra casusluk için ülkelere ajanlar göndermeye gerek
kalmayacağına işaret eden stratejist Bağcı, “Bunu WhatsApp’ın
açtığı davadan anlayabiliriz. Oturdukları yerden istedikleri devlet
adamının veya diplomatın yazışmalarını, konumunu veya kimlerle
görüştüğünü ve hatta ne görüştüklerini izleyebiliyorlar. Bu,
ülkeler açısından çok ciddi bir sorun. Kimin, ne zaman, ne şekilde
izlendiğini bilemiyorsunuz ve neredeyse devletin gizliliği kavramı
önemini yitiriyor. Bu sebeple hükümetler siber silahlara yatırım
yapmak zorunda kalıyor.”
“Tek çözüm yerli ve milli siber silahlar”
Cem Bağcı, dünyanın her bölgesinin siber silahlarla çevrilmiş
olduğunu; bu sebeple devletlerin ve bireylerin siber silahlara
karşı savunmasız hale geldiğini belirterek, bu durumun siber ve
fiziksel dünya arasında önemli zafiyetler ortaya çıkardığını
vurguladı.
Bağcı, siber silahlara karşı alınması gereken önlemleri de şöyle
anlattı; “Dünyadaki bütün insanların bireysel hak ve özgürlükleri
siber silahlarla veya dijital istihbarat savaşları ile ihlal
edilebilir. Yani hiç kimse siber silahlara karşı güvende değil.
Bunun önlenmesi için siber silahlar yasallarla denetlenmelidir.
Tabi bu denetim sistemleri de, siber silahlardan daha güçlü
sistemlere sahip olmalıdır. Türkiye de bu silahların hedeflinde.
Hatta stratejik konumu Türkiye’yi siber silahlara daha çok hedef
haline getiriyor. Bu sebeple tek çözüm yerli ve milli siber silah
projelerinin geliştirilmesidir. Yazılımından uygulamasına kadar
projenin her aşamasında milli unsurlar yer almalıdır. Dijital
savaşları ithal siber silahlarla yapmak, ülkeyi riske atmak
anlamına gelir. Bu sebeple yerli ve milli araçların geliştirilmesi
için girişimciler teşvik edilmeli; Türk dijital savaş ordusu
kurulmalıdır. Buna her alanda mecburuz.”