Türk siyasi tarihine utanç olarak geçmiştir!
Abone olCHP Adana milletvekili Faruk Loğoğlu İnternethaber'e konuştu.
NESRİN YILMAZ
İNTERNETHABER-ANKARA
Tüm Türkiye cumartesi sabahına güzel bir haberle
başladı. 11 Haziran'dan beri IŞİD'in elinde bulunan 46 rehinemiz
Cumartesi sabah saatlerinde Suriye üzerinden Urfa'ya giriş
yaptı.
Daha öncesinde, rehineler olduğu gerekçesiyle Batı'nın koalisyonuna katılmayı reddeden Türkiye, IŞİD'e karşı bundan sonra nasıl bir politika izleyecek?
"Velev ki takas var" diyen Erdoğan'ın sözleri ne anlama geliyor?
Rehinelerle takas edilen "şey" ne olabilir?
Türkiye bundan sonra ne
yapmalı?
Türkiye'nin izlediği politika IŞİD konusunda yeterli mi?
CHP Adana milletvekili Faruk Loğoğlu,
İnternethaber'den Nesrin Yılmaz'a konuştu...
IŞİD'in elindeki rehinelerin 101 gün sonra serbest bırakılmasını
siyasi açıdan nasıl değerlendiriyorsunuz?
TÜRK SİYASİ TARİHİNE UTANÇ OLARAK
GEÇMİŞTİR
Rehine krizi, hem öncesi hem 101 günde yaşananlar hem de sonrası bakımından Türk siyasi tarihine bir utanç olarak geçmiştir. Davutoğlu’nun öngörüsüz ve maceraperest dış politikası, istihbarat zafiyetiyle birleşince T.C. Musul Başkonsolosluğu içindeki personelle birlikte IŞİD’in eline geçmiştir.
Yaşanan bu olay, Hükümet’in bölge siyasetini iyi okuyamadığını,
uyarı sinyallerini değerlendiremediğini ve zamanlı ve kararlı tepki
bakımından da yetersiz olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.
IŞİD HAKKINDA BİR OLUMSUZ KELİMELERİ
YOK
Bölgesel bakımdan, Türkiye dış politikada yön veren bir ülke
konumundan, sürüklenen bir ülke konumuna düşürülmüş; IŞİD’in elinde
oyuncak olmuştur. Rehineler bırakıldıktan sonra bile Orta Doğu’yu
kana bulayan IŞİD hakkında bırakın terör örgütü demeyi tek bir
kelime olumsuz bir ifadede bulunamayan hükümet yetkilileri
Türkiye’nin saygınlığını tüketmişlerdir.
AKIL ALMAZ
PİŞKİNLİK
Ulusal bakımdan, AKP Hükümeti, rehinelerin serbest bırakılmasını
iç siyasete tahvil etme yönünde heveskar bir görüntü
vermektedirler. Dini referansların baskın olduğu mitinglerde
seçmene ‘büyük devlet’ güzellemeleri sunulurken, rehine krizinin
iki büyük sorumlusu Ahmet Davutoğlu ve Hakan Fidan akıl almaz bir
pişkinlikle parlatılmaya çalışılmaktadır.
TÜRKİYE'NİN ÜZERİNDEKİ BASKI
ARTACAKTIR
Uluslararası alanda, Türkiye-IŞİD ilişkileri Türkiye’nin Batı dünyasındaki konumunu ve ittifaklarını sarsabilir. ABD’nin Türkiye’yi anti-IŞİD koalisyonuna katma çabaları önümüzdeki günlerde yoğunlaşacak, Türkiye üzerindeki baskı artacaktır. Anti-IŞİD koalisyonuna katılmamak için ortaya sürülen gerekçeler yanlış olduğu için AKP’nin bu baskılar karşısında ne yapacağını hep birlikte göreceğiz.
-Rehinelerin maddi bir pazarlık ile bırakılmasının söz
konusu olmadığı ortada bir diplomatik pazarlık olduğunu söyleyen
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
HÜKUMET BU İDDİAYI
YANITLAMALIDIR
Erdoğan maddi bir pazarlıktan sadece ‘IŞİD’e para/fidye
verilmedi’ anlamını çıkarmamızı bekliyorsa yanılıyor.
IŞİD’e tank başta olmak üzere çeşitli silahların verildiğine ve
bunların trenle Tel Abyad’a taşındığına ilişkin ciddi iddialar var.
Hükümet bu iddiaları yanıtlamalıdır.
KAÇ IŞİD TERÖRİSTİ SERBEST
BIRAKILMIŞTIR
Öte yandan, diplomatik pazarlıkla kasıt anlaşılan Türkiye’de tutuklu bulunan IŞİD militanlarının salıverilmesidir. Kaç IŞİD teröristi serbest bırakılmıştır? Bunlar hangi gerekçelerle tutukludurlar? Örneğin, Niğde’nin Ulukışla ilçesinde biri polis, biri astsubay üç vatandaşı öldüren ve 25 Mart 2014’te tutuklanan üç IŞİD teröristi de ‘takas’ edilmişler midir? AKP, MİT yasasında yaptığı son değişikliklere dayanarak bu pazarlığı yapmış olsa bile bu işin ahlaki boyutundan sıyrılamaz.
-Takas sorusuna "velev ki takas" oldu diyen Erdoğan'ın
sözlerini nasıl değerlendiriyorunuz?
ERDOĞAN IŞİD'İ MUHATAP OLARAK
GÖRÜYOR
Bu sözler Erdoğan’ın IŞİD’i bir muhatap, üstelik diplomatik bir pazarlık yapılabilecek bir muhatap olarak tanıdığını göstermesi bakımından skandaldır. Erdoğan’dan sonra takas konusunu gündemde tutan gazeteci görünümlü AKP sözcülerine de dikkat çekmek isterim. Rehineler Türkiye’ye geldiğinde hemen takas konusu gündeme atıldı. Bu konuda, kamuoyunu IŞİD’le rehine & tutuklu takasına odaklayarak asıl büyük pazarlığı ve IŞİD’e verilen başka taahhütleri gözden kaçırıyor olabilirler.
-Nasıl bir takas olduğunu düşünüyorsunuz?
KOALİSYONDAN UZAK DURMA
GARANTİSİ
Bu konuda somut bilgim elbette yok ama çeşitli iddialar var. Sadece
o iddiaları yansıtabilirim. Birincisi Türkiye’de tutuklu 150 erkek,
50 kadın IŞİD militanının salıverildiğini IŞİD’e yakın sosyal medya
hesapları yazdı. PKK’ya yakın kaynaklar ise Türkiye’nin IŞİD’e tank
başta olmak üzere çeşitli silahlar verdiğini söylüyorlar. Son
olarak, IŞİD Türkiye’nin kendisine karşı kurulan koalisyondan uzak
duracağının garantisini de almış olabilir.
-Rehinelerin serbest bırakılması, Batı'nın "savaş" teklifini reddeden Türkiye'yi savaşın içine çekmek için bir hamle olması mümkün mü?
Sanmıyorum. Bu daha çok IŞİD ve AKP arasındaki sıcak ilişkilerin ve pazarlıkların bir neticesi gibi duruyor.
-Türkiye IŞİD'le mücadeleye karşı bundan sonra nasıl bir
politika izlemelidir?
TÜRKİYE, BÖLGESEL GİRİŞİMLERE ÖN AYAK
OLMALIDIR
Türkiye, öncelikle IŞİD’i kendisine tehdit olmaktan çıkarmalıdır. Bu kapsamda, Türkiye’ye dağıldığı anlaşılan IŞİD militanları kontrol altına alınmalıdır. İkincisi, Türkiye IŞİD’i ortaya çıkaran faktörleri bertaraf etmek için bölgesel girişimlere ön ayak olmalıdır. Üçüncüsü, IŞİD’e karşı kurulan koalisyona lojistik destek sağlamalıdır.