Türk siyasetçiler internet fakiri!
Abone olABD Başkanı Obama sanal ağları kullanarak siyaset yaparken Türk siyasetçileri oralı bile değil...
İletişim profesörü Haluk Şahin, Türk siyasetçilerinin internetle
ilişkisinin adeta yerlerde süründüğünü yazdı. Şahin, Radikal'deki
dünkü yazısında bizzat kendi yaşadığı bakın nasıl anlatıyor:
- Politikacılar niçin sözlerini tutmazlar? Niçin vaatlerinin
arkasında durmazlar?
Onlar farklı bir ahlak koduna mı bağlılar?
Dün bu sorular bir kez daha aklıma geldi. İstanbul Bilgi
Üniversitesi’nin Dolapdere Kampüsü’nde
XIV. Türkiye’de İnternet Konferansı’daydık. Benden ‘İnternet,
Siyaset ve Demokrasi’ konulu paneli yönetmemi rica etmişlerdi. Çok
zaman önce çağrılan altı panelistimden üçü siyasal parti
temsilcisiydi.
Ne diyeceklerini merak ediyordum.
Üçü de gelmedi!
GEÇEN SENE DE AYNISI OLMUŞ
Şahin yazısının bu bölümünde geçen sene de bir başka vesile ile
yaşıdığı benzer olaya şöyle dikkat çekiyor:
Geçen yıl da Ankara’da aynı konferansta aynı konudaki paneli
yönetmiştim. Orada panelistlerimden dördü siyasal parti
temsilcisiydi. Yalnızca biri gelmişti.
Söz verip gelemediklerine göre, bu kişiler çok meşguller. Daha
önemli işler var ellerinde.
Peki o zaman bu memleket niçin bu kadar kötü yönetiliyor?
Niçin işsizlik rekor düzeyde, ekonomik küçülme savaştan beter,
siyasi aktörler birbiriyle kavgalı,
devlet kurumları küstürülmüş, terör azmış, millet kötü kötü
homurdanıyor?
Galiba Türkiye’yi yönetme sorumluluğunu yüklenmiş olanlar çok
meşgul olduklarından... Söz verdikleri konferanslara bile
gelemediklerinden...
İşin garibi, dünyanın her yerinde internetin siyasal yaşamı ne
kadar değiştirdiğinden söz ediliyor. Obama’nın sosyal ağları
kulanarak nasıl kampanya bağışı topladığı anlatılıyor ve geleceğin
sanal alemde olduğu ilan ediliyor. Siyasetin bir numaralı konusu
bu.
DAHA ÖNCELİKLİ (!) İŞLER OLUNCA
Yani böyle bir konuya ilgi göstermek işlerine yarayabilir, yaklaşan
seçimlerde kendilerine ya da partilerine avantaj sağlayabilir. Ama
hayır, onların çok daha önemli işleri var! Katılacak nikâh
törenleri var, gidip put gibi oturacakları, kendilerini genel
başkanlarına gösterecekleri toplantılar var.
Genel başkanları emretmeden asla!
Evet, ne yazık ki Türkiye’nin en önemli konularından biri de
siyaset kalitesi sorunu. Bu yalnızca kaliteli siyasetçi anlamına
gelmiyor, aynı zamanda kaliteli siyaset süreci anlamına geliyor.
İkisinde de bir türlü yol alamıyoruz.
Günlerden pazar olduğuna göre bu kötümser yazıyı hoş bir öyküyle
noktalayayım.
NE KADAR AZ ÇALIŞIRSAN O KADAR İYİ
Bu siyasetçiler çok önemli işlerle uğraşıyorlar, canlarını
dişlerine takmış memlekete faydalı olmaya çalışıyorlar anlamına
gelen şeyler söyledim ya... ‘Sonuç bu olacaksa, keşke daha az
çalışsalar’ diyecekken aklıma rahmetli Ali Özoğuz geldi.
Ali’yi 1975 yılında TRT’deyken tanımıştım.
Sol fikirli, tombalak ve son derece nüktedan bir insandı. Sanırım o
sıralar aktörlük yapıyordu.
Bir gün şöyle dedi:
“Ben aslında planlama uzmanıyım ama, artık yapmıyorum. Çünkü ne
kadar az çalışırsam ülkeme o kadar faydalı olacağıma karar
verdim.”
Anlamadığımı görünce anlattı:
“Devlet Planlama Teşkilatı’nın kültür dairesinde uzman olarak
çalışıyordum. Tüm ülkeye kitap dağıtımını mümkün kılacak bir plan
üzerinde uğraştım uzun süre. Başardım da. Tam uygulamaya konacaktı
ki, DTP’de yönetim değişti. İlericiler giitti, takunyalılar
yönetime geldi. Benim planımla ülkeye sağcı kitaplar dağıtmaya
başladılar. O zaman anladım ki ne kadar az çalışırsam ülkeme o
kadar faydalı olurum.”
Keşke siyasiler de öyle yapsalar. Belki daha faydalı olurlardı!