Türk patronlara Almanya örneği
Abone olBarlas, Türkiye'de de medya patronlarının bulunduğunu yazarak, bir "Acaba" attı ortaya...
Aynı medya grubunun farklı gazeteleri, farklı politika izler mi?
Alman medya imparatoru müteveffa Axel Springer'in şirketi,
İngiltere'nin ağırlıklı gazetesi "Daily Telegraph"ın da içinde
bulunduğu "Hollinger Grubu"nu satın almak için, teklif vermiş.
Springer'in bayrak gemisi, Almanya'nın en yüksek tirajlı gazetesi
"Bild"dir. Bunun yanında "Berliner Morgenpost", "Hamburger
Abenblatt", "Die Welt"de, "Springer AG"nin sahip olduğu gazeteler
arasında. Ayrıca bu grup, Doğu Avrupa ülkelerinde de gazeteler
yayınlıyor. Örneğin Polonya'da "Fakt" var. Axel Springer
sağlığında, gerek Alman solu, gerekse Avrupalı sosyalistler
tarafından, "Medya Tekeli"nin simgesi olarak alınırdı. 1970'lerde,
Hamburg'daki yönetim binasının bombalanması hatırlardadır. Springer
Grubu'nun, "Hollinger"i satın alma girişimi üzerine, "The Wall
Street Journal"de, Edward Taylor'un bir analiz-haberi yayınlandı.
Bundan öğrendiğimize göre, Springer'in ölümü ertesinde, grup
hisselerinin yüzde 50'si ailede tutulmuş. Ekstra bir yüzde 10 hisse
de, Springer'in dul eşi Friede Springer'in elindeymiş. Diğer
hisseler ya halkın, ya da yatırım şirketlerinin elinde. Peki bunca
gazetenin "Ortak Yayın Politikası" nasıl belirleniyor? Eğer
Springer "Hollinger"i de alırsa, "Daily Telegraph"la birlikte,
"Jerusalem Post" ve "Chicago Sun Times" da, Springer gazeteleri
arasına girecek. Springer Grubu'nun CEO'su Mathias Döpfer, bütün
grup gazeteleri için şu ilkeleri koymuş: 1- Özgürlükler ve hukuk,
en üstün değerler olarak alınacaktır. Almanya'nın Batı ulusları
ailesinin bir üyesi olduğu hatırlanacak ve Avrupa'nın birleşmesi
için katkıda bulunulacaktır. 2- Yahudiler ve Almanlar'ın uzlaşması
için çaba harcanarak, İsrail'in hayati haklarına destek
verilecektir. 3- Transatlantik ittifak ve Amerika ile dayanışma,
özgür ulusların temel değerleridir. 4- Her çeşit siyasi aşırılık
reddedilecektir. 5- Sosyal pazar ekonomisinin ilkelerine ağırlık
verilecektir. Bu temel ilkeler dışında, Springer Grubu gazeteleri,
bağımsız ve özerk yayın organları olarak kabul ediliyormuş Grup'ta.
Acaba Daily Telegraph da, Springer Grubu'na girerse ne olacak?
Çünkü Daily Telegraph, özgürlükçü muhafazakar çizgisi içinde,
İngiltere'nin AB karşısında ulusal kimliğini korumasından yana
çizgisi ile biliniyor. Örneğin yazılmasına çalışılan Avrupa
Anayasası'nı, Daily Telegraph, "Bir tiranlık girişimi" şeklinde
görüp, sunuyor. Bu konu neden ilgimi çekti. Bizde de, birden fazla
yayın organına sahip medya grupları var. Bakıyorsunuz bu
organlardan biri AK Parti iktidarına karşı uzlaşmacı tutum
sergilerken, bir diğeri, en ufak fırsatta manşetlerden AK Parti'yi
"Gerici" ilan edebiliyor. Acaba Springer'in CEO'su Döpfer, bu
durumda ne yol izlerdi?