Türk olmak Arıza yapıyor!
Abone ol"Arızaları" veya "arızalarını" anlamak isteyenler için... İşte Türkiye'nin ilk kapsamlı 'arıza' kitabı!
Böyle bir dünyada yaşayıp normal kalmak biraz zor galiba. Bunun
için zihnimiz sürekli 'error veriyor'. Bilgisayar falan olsak bir
reset tuşuyla işleri yoluna koyabiliriz ama işte insan olmak zor!
Sinem Ersever küçüklükten beri kendisine yapıştırılan 'arıza'
etiketini içselleştirip, "Nedir bu arıza insan?" diye araştırmaya
başlayınca, karşısına koskoca bir dünya çıkmış. O dünyadan
derlediklerini Bir Arıza'nın Anatomisi-Arıza
kitabında okurla paylaşıyor.
Yazdıklarına bakılırsa arıza olmak öyle psikopat olmak anlamına
gelmiyor. Yani iş o kadar da kötü değil. Hafifleri ve ağır
sikletleri var. Faydalı oldukları zaman hayatımızı
renklendirebiliyorlar... Bütün bunların sonucunda Sinem Ersever'e
mikrofon uzatıp arızaların dünyasına girelim dedik, ama kitabın
sonundaki teste bakılırsa çoğumuz hafif düzeyde arızayız. Zaten
kendisi de uzmanların dünya nüfusunun yüzde 30'unun arızalı
olduğunu belirttiğini söylüyor. (Yani hepimize bir reset tuşu
şart!)
ETİKET ÜZERİME YAPIŞTI
"Yıllarca insanlar 'Sen
arızasın' diye başımın etini yedi. Bunu önemsemedim ama mütemadiyen
bu etiket üzerime yapıştırılınca, bu arıza ile kast edilenin ne
olduğu araştırmaya başladım. Kimse somut bir şey söylemedi. Ben de
Türk Dil Kurumu'nun tanımından başlayarak, psikoloji, sosyoloji
gibi alanlarda araştırmalar yaptım. Sonra da bu kitap ortaya
çıktı."
ARIZA NEDİR, ÖZELLİKLERİ NEDİR?
"Arıza olma halini bir kimlik gibi edinmiş bir grup insan var.
Arıza olmak bir dünya görüşü. Yaptığın bir şeyle arıza olmuyorsun.
Dünyayı nasıl gördüğünle, karakterinle ilgili bir şey bu. Birtakım
özellikleri var. Arıza insanlar istikrarsızdır. İşte de böyle,
aşkta da böyle. Değişkenliğin, yaratıcılığın önemli olduğu, riskli
mesleklere yöneliyorlar. Yazarların, senaristlerin, gazetecilerin,
sinemacıların, müzisyenlerin biraz arıza olması da bundan. Ruh
halleri nedensiz değişiyor. Çok sık fikir değiştirip, hayatı çok
daha karmaşık algılıyorlar."
TÜRK OLMAK ARIZA YAPIYOR!
"Çelişkiler eninde
sonunda arıza yapıyor. Türk olmanın da çok çelişkili yanları var.
Yüzyıllar boyunca dünyayı yönetmişiz. Ama padişahın iki dudağının
arasında yaşamışız. Çok gösterişli bir milletiz ama çok da zengin
değiliz. Ne batılıyız ne de doğuluyuz. Batıdaki gibi bireyselci
değiliz, doğudaki gibi kendini topluma adamış havası da yok. Yani
zihnimizin iki tarafında pencereler açık ve sürekli cereyan
yapıyor. O da arızaya neden oluyor.
" ARIZALAR İKİYE AYRILIR "
Psikiyatri 365
değişik arıza hastalığı tanımlamış. Bu tanımlama fırtınası hızla
artıyor. Ya hepimiz hızla çıldırıyoruz ya da psikiyatrlar işlerini
çok ciddiye alıyorlar, bunu pek anlamadım. Ben arızaları ikiye
ayırıyorum: Light arızalar, ağır siklet arızalar. Light arızalar,
ne gerçek ne kendi uydurması, bunun farkındadır. Ağır siklet arıza
ise bu ayrımı yapamıyor.
"BELA ARIZA, DEHA ARIZA "
Arızalarınızdan bir fayda üretirseniz hoş görülebiliyorsunuz. Bu
arızalı haliniz üretime yansıyorsa, bir esere dönüşüyorsa o zaman
dâhi olarak bile algılanabilirsiniz. Ama arızalarınız ipini
koparmış gibi ortalıkta dolaşıyorsa o zaman bela arıza
oluyorsunuz.
"BUSH'UN KAYIŞI GEVŞEMİŞ "
Kitaba da koydum. George W. Bush 'Ben yolumda ilerlerken dünya
tehlikeli bir yerdi ama onların kim olduklarını tam olarak
biliyorduk. Bize karşı onlar vardı ve onların kim olduğu ortadaydı!
Bugünse onların kim olduğundan emin değiliz ama orada olduklarını
biliyoruz,' diyor. Uzmanlar tipik bir paranoyak monoloğu olduğu
düşünüyor bu cümlelerin. Zaten okuyunca bu cümleyi 'Bir dakika
kayışların biraz gevşek değil mi?' diye soruyorsunuz. Daha fenası
ABD'yi bir anlamda dünyayı kayışı gevşemiş bir adam yönetmiş.
" POLİTİKA ARIZA VERİYOR "
Türkiye'de içimiz dışımız politika. Günün 20 saati politika
konuşuluyor. İşin ilginci Türkiye'nin en kötü olduğu alanlardan
biri politika. Futbolda daha başarılıyız. Çünkü politikada bizi
temsil eden insanlar, hem bizi hem de birbirlerini dinlemiyorlar.
Ben politikacılar yerine politik sistemin arızalı olduğunu
düşünüyorum. Bunun için politikacıların arıza ürettiği kesin. Üç
jenerasyonu aynı insanların yönettiğini gördük."
MODERN YAŞANTI ARIZA YARATIYOR
"Modern hayat oldukça talepkâr. Bu da birtakım arızaların ortaya
çıkmasına neden oluyor. Mesela kadınlara o kadar rol biçiliyor ki,
iyi bir anne, bakımlı bir kadın, vefalı bir evlat, kültürlü bir
insan... Böyle olunca kadınlar mükemmel olayım derken kayışları
koparıyor. Sağ olsun medya da bu konuda başka türlü bir rol oluyor.
Kadınları fizik olarak o kadar mükemmel gösteriyor ki, özgüveniniz
sarsılıyor, sürekli eksiklikleriniz yüzünüze çarpılıyor.
" BİR ARIZANIN AŞK HALİ "
Bayağı çalkantılı
bir aşk hayatı yaşıyorlar. Kendini toparlayıp tek başına hareket
edemedikleri düşünülürse arızaların, bir ilişkiyi sürdürmeleri de
zor oluyor. Her şeyden önce arızalı âşık, âşık olma haline âşık
oluyor. Bunun için de önce âşık olduğu insanı idolleştiriyor. Flört
safhasında iyi bir dönem geçirse bile, birlikte olmaya başlayınca
aşkını kaybetme korkusu ağır basıyor. Bu da kıskançlığı tetikliyor.
Kadınlar ve erkekler biraz sabun gibidir, çok sıkarsanız da,
serbest bırakırsanız da elinizden kayıp gidiyor. Arızalı insanlar
kendilerine çok dönük olduğu için genelde kaybediyorlar."
BİRTAKIM ÜNLÜ ARIZALAR
Newton: Uykusuzluk, paranoya ve depresyonun
pençesinde bir ömür tüketmiş.
Maradona: Tanrı'nın eli olduğunu söylüyor ama uyuşturucu
ve alkol yüzünden hayatından oluyormuş.
Elvis Presley: Aşırı yeme hastası tanısı konulmuş. Bazen
normal bir insanın bir ayda yiyebileceği yemeği bir günde
yiyormuş.
Okan Bayülgen: Kitabı hazırlarken çevremdeki insanlara
sordum arıza kimdir diye. Okan Bayülgen ilk sıradaydı. Fazla zeki,
toplumla bunun için uyuşamıyor.
Aysel Gürel: Uçukluktan arıza kontenjanına giriyor.