Türk öğrencilerden müthiş buluş!
Abone olODTÜ öğrencilerinden müthiş buluş. Kelimelerin klavye olmadan ekrana yansıtılabilecek...
ODTÜ'lü öğrenciler, tamamen kendi donanımlarıyla beyindeki
belirli sinyalleri algılayarak elektronik cihazların kontrol
edilmesini sağlayan bir sistem geliştirdi. Klavye kullanılmadan
bilgisayar ekranına kelimelerin yansıtılmasına olanak sağlayan,
ODTÜ Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü doktora ve yüksek
lisans öğrencilerinin geliştirdiği cihaz, gelecekte felçli
hastaların çevreyle iletişimini sağlamada ve tekerlekli
sandalyelerini hareket ettirmede de kullanılabilecek.
'Beyin Bilgisayar Arayüzü' adlı projenin
yöneticisi, ODTÜ Elektrik ve Elektronik Bölümü öğretim üyesi Prof.
Dr. Nevzat Gençer, engelliler için düşük maliyetli ve verimli
arayüz geliştirilmesini amaçlayan projenin, hem donanımının hem de
yazılımının, bölümün Biyomedikal Araştırma Laboratuvarı'nda
geliştirildiğini anlatıyor.
Cihazın, pratik olması açısından daha az sayıda kanalla veri
alınabilen bir Elektroensefalografi (EEG) sistemi olduğunu anlatan
Gençer, "Sistem sayesinde, bilgisayara kablolarla bağlı, kafaya
geçirilen bir başlıkla, klavye olmadan, belirli beyin sinyalleri
kullanılarak kişinin aklındaki kelimenin harfleri teker teker
bilgisayar ekranına yansıtılabiliyor. Ekrandan harfler akarken EEG
sinyalleri üzerine algoritmalar uygulanarak, ekrana aktarılmak
istenen harf seçiliyor. Seçilen harflerin yan yana getirilmesiyle
kelime oluşturuluyor. Bu cihazla konuşma ve hareket yeteneğini
kaybeden bir kişi, istediği şeyleri karşısındakine aktarabilir.
Değişik uygulamalar da yapılabilir, ama biz tıbbi uygulamalar
üzerinde duruyoruz" diye konuşuyor.
Doktora öğrencisi geliştirdi
Gençer, ekranda akan harflerden kelime oluşturmanın yanı sıra
farklı algoritmalarla bir isteğin EEG sinyallerinden
algılanabilmesi, böylece örneğin tekerlekli sandalyenin hareket
ettirilmesine yönelik proje üzerinde çalışıldığını, ayrıca sistemin
performansının artırılmaya uğraşıldığını belirtiyor.
Gençer'e göre, EEG sinyalleriyle sadece görüntülü değil, sesli
uyarılarla da belirli şeyler idare edilebilir: "Örneğin bunlar
işitme uyarıları da olabilir. Farklı frekanslar arasından yüksek
frekanslı bir ses geldiğinde, alacağınız sinyalle bir şeyleri idare
edebilirsiniz."
Proje ekibinde, bölümün 25 yaşındaki yüksek lisans öğrencileri
Berna Akıncı ve Erman Acar'la 27 yaşındaki doktora öğrencisi Balkar
Erdoğan da yer alıyor. 'Heceleme uygulaması' olarak bilinen
kelimelerin ekrana yansıtılması, Erdoğan'ın geliştirdiği bilgisayar
arayüzü uygulamalarından biri.
Erdoğan, "Türkiye'de bu sistem sadece bizim bölümümüzde, tamamen
kendi geliştirdiğimiz donanım ve sistemle ortaya kondu. 'Heceleme
uygulaması' benim bilgisayar arayüzü uygulamalarımdan. Türkçe
karakterlerle bir uygulama geliştirmeye, böyle bir uygulamanın
gerektirdiği altyapıyı da sıfırdan kurmaya çalıştık. Normalde
bunlar çok yüksek fiyatlarla satın alınıyor. Ama biz kendimiz
geliştirdik" diyor.
Erdoğan projenin işleyişini de şöyle anlatıyor: "Amaç, hareket
edemeyenlerin, konuşamayanların dış dünyayla iletişimine yardımcı
olmak. Ekranda akan karakterlere odaklanarak kelimeleri yazdırmaya
çalışıyorsunuz. Bunun için kişi bir harfe odaklanıyor, o harfin
olduğu satır-sütun yandığı zaman içinden sayarak kendi beyninde
P300 potansiyellerini oluşturmaya çalışıyor. Bu, istemsiz olarak
oluşan bir sinyal örüntüsü. Örneğin, bir şeyi aniden fark
ettiğinizde beynin bazı bölgelerinde daha net görülebilen bir
sinyal olarak ortaya çıkıyor. Bu sinyali algılayabilirsek,
odaklandığımız karakteri ya da bir şekli P300 sinyalini kullanarak
diğer diğer kişilere gösterebiliriz."
Düşünerek aktive ediliyor
Beyindeki elektriksel faaliyetin normalde çok düşük voltajlı
olduğunu ve gürültüden etkilenebildiğini ifade eden Erdoğan, "Bunu
bir şekilde elektrotlarla yükselteç devrelerinize aktarıyoruz. Çok
kaliteli, gürültüyü bastırıp asıl odaklandığınız sinyalleri
iyileştirmeye yarayan devreler olması lazım. Biz de bunu yaptık.
Bir uygulamayla o sinyalleri senkronize ediyorsunuz, sağ veya sol
eli ya da tekerlekli sandalyeyi hareket ettirme gibi uygulamalara
dönüş-türebiliyorsunuz" diye anlatıyor.
Burada, beyindeki sinyallerin yorumlanmasının söz konusu olduğunu,
uyaran bazlı ya da uyaran bazlı olmayan uygulamalar bulunduğunu
kaydeden Erdoğan, "Eğer bir uyaran yoksa sağ ya da sol eli hareket
ettirdiğinizi düşünüyorsunuz, beynin bir bölgesi aktive oluyor ve o
aktiviteyi bulmaya çalışıyoruz. Ama daha iyileştirilmesi gerekiyor.
Biz de buna çalışıyoruz. Bunlar çok pahalı sistemler. Biz düşük
maliyetle gerçekleştirmeye çalışıyoruz" diyor.
Ödülle malzeme aldılar
Prof. Dr. Nevzat Gençer yönetimindeki proje Türkiye Sağlık
Endüstrisi İşverenleri Sendikası'nın (SEİS) 'Daha çok üretmeliyiz'
sloganıyla düzenlediği 4. Ulusal Tıbbi Cihaz Proje Yarışması'nda da
birincilik ödülü aldı. Türkiye'nin tıbbi cihaz alanında yüzde 85
oranında dışa bağımlı olduğunu, bu konuda ülkede daha fazla üretim
yapılabilmesi için gerekli altyapının bulunduğunu belirten Gençer,
genç bilim insanlarının desteklenmesinin bu noktada büyük önem
taşıdığının altını çiziyor.
Gençer, ödül alan gençlerin araştırmalarını büyük bir özveriyle
yürüttüklerini de vurguluyor. Bunun en büyük kanıtı da, yarışmada
verilen 10 bin TL'lik ödülle laboratuvara malzeme almayı tercih
etmeleri. Gençer, "Bu, takdire şayan bir davranış" diyor.