Türk muhabire şiddet ekranda
Abone olSuriye resmi medyası rehin kameraman Ünal’ın görüntülerini yayınladı.
Terörist gibi lanse edilen Ünal’ın gözlerinin altındaki
morluklar ile ezberletilen cümleleri söylemeye zorlanması dikkat
çekti.
Halep’te kaybolan Türk kameraman Cüneyt Ünal’ın görüntüsü, Suriye’nin resmi televizyon kanalı El-Ahbariye’de yayımlandı. Irak’ın El Hurra kanalı adına çalışan Ünal’ın ne zaman çekildiği bilinmeyen görüntülerinde yüzünde darp izleri olduğu ve ezberletilmiş metni kameraya okuduğu görülüyor. Gözlerinin altındaki morluklar dikkat çeken ve hayli bitkin görünen Ünal’ın tedirginliği görüntülere de yansıyor. Zorla metin okutturulduğu ve bazı ezberletilen cümleleri söylemeye zorlandığı anlaşılan görüntüde Ünal, terörist olarak lanse ediyor. Türkçe konuşması Arapça altyazıyla yayımlanan Ünal’a görüntülerde ülkeye süreci anlattırılıyor: ‘’Adım Cüneyt Ünal, İstanbul’dan Hatay’a uçakla geldim. Hatay’dan Kilis’e arabayla geldim. Kilis’ten Azez köyüne silahlı grupla geçtim. Yanımdaki grupların hepsinin elinde silah vardı. Silahlı grupların içinde Çeçenli, Libyalı, Katarlı, Suudi Arabistanlı gruplar vardı.’’ Sık sık ‘silahlı gruplar’ ifadesi kullanması ve isyancıların arasında yabancı savaşçıları gördüğünü iki kere tekrar etmesi dikkat çeken Ünal’ın röportajı, “Meydan caddesinde Suriyeli askerlerle silahlı çatışma yaşandı ve beni tutup buraya getirdiler silahlı grubun yanından” ifadeleri ile bitiyor. Suriye kanalı, Ünal’ın elinde roketatar tutarken çekilmiş fotoğrafını da yayınladı. Fotoğrafın altında ‘Ünal’ın Suriye’ye girişi yasal değil’ ifadesi yer aldı. Ünal, Filistinli gazeteci Beşşar Fehmi ile kaçırılmıştı.
BASIN ÖRGÜTLERİ :DERHAL BIRAKILMALI
Ünal’a şiddet basın örgütlerince de kınandı.Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Ünal’ın derhal serbest bırakılması için çağrı yaptı. IPI Direktör Yardımcısı Anthony Mills “Gazetecilerin çatışmada meşru hedef değil sivil olduğunu öngören Cenevre deklarasyonu ve diğer uluslararası insan hakları anlaşmalarına itibar edilmemesi bizi derinden endişelendiriyor” dedi. Türkiye Haber Kameramanları Derneği açıklamasında ‘ Kamuoyu adına görev yapan Ünal’ın mesleğini yapmasının engellenmesini, itirafçı gibi gösterilmesini, savaşın tarafı ve aktörü olarak görülmesini şiddetle kınıyoruz’ dendi.
DAVUTOĞLU ÜNAL'IN SAĞLIĞINDAN ESAD
SORUMLUDUR!
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ünal’ın sağlığından Esad’ın sorumlu olduğu mesajını verdi: “Görüntülerde fark edeceğiniz gibi, dikte edilmiş bir açıklama yapılıyor. Daha önce de iki gazeteci kardeşimiz kaçırıldığında da, istihbarat elemanları olduğu iddia edildi. Dünyanın değişik yerlerinde hep gazetecilik yapmış bir kameramanın bir anda silahlı militana dönüşme ihtimali var mı? Şam’ın sıkıntısı da burada. Kameramanı terörist ilan eder, muhalefeti terörist ilan eder. Rejimin zulmüne ses çıkaran herkes ya teröristtir ya İsrail ajanıdır ya da başka birşeydir. Bu görüntülerden sonra arkadaşımızın sağlığından birinci derecede Suriye sorumludur, sağ salim dönmesi konusunda sorumluluğu vardır. Bunun için de Türkiye her türlü çabayı göstermeye kararlıdır.”
EŞİM SAĞ SALİM DÖNECEK BİLİYORUM
Ünal’ın eşi Nuran Ünal, eşinin görüntülerine dair “Bunlar hep ezberletilmiş şeyler. O fotoğrafın da fotomontaj olduğunu biliyorum. Cüneyt sadece işini yapıyor. Bunların hepsi onların propagandası” dedi. Ünal, haberi duyduğunda hissettiklerini “İlk gün aldığım haberler çok iyi değildi. Direkt ölüm haberini aldım. Başsağlığı ile gelenler oldu” diye anlatırken, “Bu görüntülerden sonra sağ salim geleceğine inanıyorum’’ dedi. Ünal şunları söyledi: “Artık hiç olmazsa yaşadığını biliyorum. Biraz daha iyiyim. Röportajın baskı altında yapıldığını ilk izlediğimde anladım. Konuşma tarzı bir kere o değil. Birkaç çete isminden bahsediyor. Ama tam telaffuz edemiyor çünkü bilmiyor. Gözlerinde de morluklar var. Bu şiddete maruz kaldığını gösterir. Bu da, baskı altında konuştuğunu gösterir. O sadece işini yapan bir haberci. Ekmek parası dışında hiçbir amaçla Suriye’ye gitmedi.” Eşinin başına gelebilecek kötü bir sondan Suriye’nin sorumlu olacağını söyleyen Ünal, “Tek temennim Allah onu bize, kızıma bağışlasın’’ derken “Yapılması gerekenlerin yapıldığına eminim. Yapılmaya da devam edecek. Dönüşü için her türlü kanalın denendiğini biliyorum” dedi.