Türk malı otomobil ne zaman üretilir?
Abone olTürkiye’nin otomotiv üretiminde 2 milyon, iç pazarda da satışların 1 milyon adet sınırını ne zaman merak konusu?
Türkiye’nin otomotiv üretiminde 2 milyon, iç pazarda da
satışların 1 milyon adet sınırını ne zaman aşacağı konusu şu
günlerde hükümetten sektör temsilcilerine herkesin gündeminde ilk
sıraları işgal ediyor. Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün’ün iç
pazarın 1 milyon adedi geçmesi halinde yerli bir marka üretiminin
mutlaka gündeme gelmesi gerektiğini söylemesinin ardından, pazarın
bu rakama ne zaman ulaşacağına ilişkin tahminler de çıkmaya
başladı.
Habertürk'ün haberine göre, geçtiğimiz günlerde İstanbul’da
gerçekleşen bir toplantıda uluslararası araştırma şirketi Frost &
Sullivan Türkiye’de otomotiv üretimi ve iç pazarın gelişimi
hakkında yaptığı bir araştırmayı otomotiv sektörünün
yöneticileriyle paylaştı. Bu araştırma aynı zamanda Türkiye’de
otomotiv yatırımı yapmayı planlayan yeni markalar için de yol
gösterici bir nitelik taşıyordu. Şirketin araştırmada kullandığı
rakamlara 2010 yılı satış ve üretim rakamları tahmini olarak
yansımış olsa da, Türkiye’de özellikle iç pazarda gerçekleşen binek
ve hafif ticari araç satışlarının 2017 yılında 1 milyon adedin
üzerine çıkacağı öngörülüyordu. “Global otomotiv pazarı ve
Türkiye’deki büyüme imkânlarına 360 derecelik bir yaklaşım” adını
taşıyan raporda, 2007 yılından başlayarak üretimin yılda yaklaşık
yüzde 3.3’lük bir ortalama büyüme ile 2017 yılında 1milyon 300 bir
adede ulaşacağı da belirtiliyor. Ancak Frost & Sullivan’ın 2007
yılından bu yana büyümesini yılda yüzde 3.3 olarak hesapladığı ve
Bu ortalama ile büyürse 2017’de 1milyon 300 bin adede ulaşır”
dediği Türk otomotiv üretiminin, 1997 yılından bu yana yıllık
ortalama yüzde 12.6 olan büyüme oranı ise bu rapora yansımamış.
Raporda ayrıca, 2012 yılında üretime başlayacağı tahmin edilen
Çinli Chery dışında yeni bir yatırımve Hyundai i20 ile Ford
Transit’in kapasite artırması dışında da bir artış
öngörülmemiş.
TÜRK EKONOMİSİ İÇİN STRATEJİK ÖNEM TAŞIYOR
Her ne kadar Türkiye her fırsatta ‘potansiyel’ ülke olarak
tanımlanmaktan sıkıldığını çeşitli platformlarda sıkça ifade etse
de, bu tip raporların sonuç kısımları genellikle benzer tanımları
içeriyor. Raporda şehirlerde ve bölgelerde artan ulaşımın ve
doymamış pazarın yarattığı potansiyel, rekabetçi pazar ya da
Batı’ya dönük ihracat üretimi gibi “klişe”lerin yanında, bugüne dek
bu tip raporlarda dile getirilmeyen önemli bir konuya da dikkat
çekiliyor: “Otomotiv endüstrisi Türkiye ekonomisi için stratejik
önem taşıyor.” Raporda elektrikli araçlar ve Büyükşehir
Belediyesi’nin geçtiğimiz günlerde İstanbul için de tartışmaya
açtığı “e-mobil” araç paylaşımı gibi yeni fikirlerin Türkiye için
de görülen fırsatlar arasında olduğuna değinilmiş.
Strateji Belgesi Türkiye’yi daha cazip hale
getirecek
Hükümetin, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın koordinasyonunda,
Otomotiv Sanayi Derneği ve Taşıt Araçları Yan Sanayicileri
Derneği’nin de doğrudan katkılarıyla hazırladığı ve kısa bir süre
içinde hayata geçirilmesi beklenen Otomotiv Strateji Belgesi’nde
belirtilen başlıklar hayata geçtiğinde Türkiye çok cazip bir
otomotiv ülkesi olacak. Hedefi “otomotiv sanayiinin sürdürülebilir
küresel rekabet gücünü artırmak ve üretimin ileri teknoloji
kullanımının ağırlıklı olduğu katma değeri yüksek bir yapıya
dönüşümünü sağlamak” olarak belirtilen belgede temel politika
öncelikleri 4 başlıkta toplandı:
* Ar-Ge altyapısının iyileştirilmesi,
* Şirketlerin tasarım, üretim ve markalaşma beceri ve
kapasitelerinin artırılması,
* Fiziki altyapının geliştirilmesi,
* Hukuki ve idari düzenlemelerin iyileştirilmesi. Ar-Ge ile
şirketlerin kapasitelerini artırmalarına yönelik çalışmalar
teşviklerle, test merkezi gibi fiziki altyapı yatırımları da
belgenin hayata geçirilmesi beklenmeden yapılmaya başlandığı için,
belgeyle belirlenmesi beklenen tek konu “hukuki ve idari
düzenlemeler”, yani vergiler kaldı.
Buna göre; vergi mevzuatında ÖTV, MTV ve akaryakıtla ilgili AB ile
uyumlu düzenlemeler yapılacak. Düşük CO2 emisyonu sağlayan çevre
dostu araçlar (elektrikli, hibrit ve emisyon seviyesi düşük diğer
araçlar) özel bir vergiye tabi olacak. Ömrünü tamamlamış araçların
hurdaya ayrılması gerek vergi, gerek hukuki düzenleme ile teşvik
edilecek.
Pazar 1milyonu, VWise Fiat’ı geçecek
Frost & Sullivan’ın açıkladığı raporda, Türkiye’de satılan araç
sayısının 2017 yılında 1 milyon adedi aşacağı ve yılda ortalama
yüzde 8,5’lik bir büyüme ile Volkswagen grubu araçlarının 2017’de
140 bin satış adetiyle pazarın üçüncü markası olacağı savı da
dikkat çekiyor. Bugün pazar payı yüzde 16 olarak görülen Fiat’ın
2017’de yüzde 12’ye gerileyeceği, Volkswagen grubunun ise payını
yüzde 11 civarından yüzde 13’e çıkaracağı öngörülmüş. Raporda
ayrıca Hyundai’nin yüzde 9, Ford’un yüzde 15’lik paylarını muhafaza
edecekleri, ancak Renault’nun 3 puanlık gerileme ile yüzde 14’e,
Toyota’nın ise 1 puan kaybederek yüzde 3’e gerileyeceği, PSA grubu
araçların ise yüzde 9 olan paylarını yüzde 11’ler seviyesine
çıkaracakları belirtilmiş.