Türk-Kürt Partisi kuruluyor!
Abone olTransferler, yeni yapılanmalar derken en ilginç gelişme Celal Doğan ve Leyla Zana arasındaki görüşmede yaşandı. Taraflar anlaşmaya vardı, Türk-Kürt Partisi yolda.
Hürriyet Gazetesi yazarlarından Yalçın Doğan, Celal Doğan ve Leyla Zana arasındanki görüşmeleri Türk-Kürt Partisi yolda başlıklı yazısında anlattı.
‘92’den beri içimde uhde’ diyor yerinden hızla doğrularak, Leyla Zana.
Onun bu sözlerini Orhan Doğan tamamlıyor:
‘Leyla Hanım Sayın İsmail Hakkı Karadayı ile birlikte, çatışan dönemin mağdurlarının analarına yemek vermek, onları ziyaret etmek istiyor.’
Yani, dağlarda vuruşan insanların analarını ziyaret etmek, onlarla aynı sofrada buluşmak.
Hayatı yönetmek.
Neden Karadayı?.. Leyla Zana:
‘Karadayı barışı seven bir kişilik. Genelkurmay Başkanı iken, üslubundan hiç rahatsız olmadım. Kendisi ile bağlantı kuramadım. Keşke kursam, kabul edeceğini bilsem, hemen ona giderim.’
Geçen akşam İstanbul’da Leyla Zana ve Orhan Doğan ile üç saate yakın sohbet ediyorum. O gün Ertuğrul Özkök bir yazı yazıyor, ‘Karadayı ile Zana aynı partide’ başlığıyla. Özkök, geniş anlamda toplumsal barışın zıtların birliğinden geçtiğini vurguluyor.
Leyla Zana ve Orhan Doğan ile sohbet ister istemez bu noktadan başlıyor. Ben de, içimden, ‘keşke böyle bir buluşma olsa’ diye geçiriyorum. Ama hayal!..
Ne var ki, önyargıları kırmak, geçmişi orada bırakmak için, anaları bir araya getirmek, hayalleri gerçeğe dönüştürmek gerek.
CELAL DOĞAN’IN ADIMI
Bu hayalin siyasal yansıması şu:
Türklerle Kürtlerin birlikte parti kurmaları.
Kürt tarafında şu anda Leyla Zana, Orhan Doğan, Feridun Yazar, 14 kişilik bir ekiple Demokratik Toplum Hareketi adıyla partileşmek için yola çıkıyor. Ama, bu hareket eski benzerleri gibi, HEP, DEP, HADEP, DEHAP’tan farklı. Kürtlerin değil, Türkiye’nin Partisi iddiasını taşıyor.
Öte yandan da, Celal Doğan daha önce denenmeyen bir işe koyuluyor. Leyla Zana ve arkadaşları ile görüşerek, onlarla birlikte parti kurmak düşüncesini açıyor. İki taraf da, ‘Türkiye’nin partisi olmak, bu birliktelikten geçer’ tavrında buluşuyor.
Onlara göre, ‘Demokratik Toplum Hareketi Celal Doğan ile olmaz ise, yarım kalır, Celal Doğan bu hareketle bütünleşmez ise, oda yarım kalır’.
Neden Celal Doğan?.. Hapisten çıktıklarından beri, Celal Doğan onlarla sık sık görüşüyor. Onlar Celal Doğan’ı ‘kararlı, net, cesur ve içten’ olarak niteliyor. Celal Doğan iki tarafı da tanıyor, temsil yeteneği var ve sol kültürden geliyor.
9 HAZİRAN
Türkiye’de yaklaşık 8 milyon Kürt seçmen var. Ama, Kürt partileri hiç bir zaman 2 milyon oyu aşamıyor. Kürtler, Kürt partilerine oy vermiyor. Türkiye’de yaklaşık 17 milyon sosyal demokrat oy var. Ama, sosyal demokrat seçmen sol partilere oy vermiyor.
Şimdi, bu iki kesimin kucaklaşma zamanı. En geniş anlamda toplumsal barışı hedefleyen, böyle bir sentez, diğer sol partilerle de birleşerek, Türkiye Partisi!..
Türkiye muhalefetini değil, iktidarını arıyor. Onlar birlikte iktidar diye yola çıkıyor.
Ne zaman?..
9 Haziran. Bu tarih, Leyla Zana ve eski DEP Milletvekillerinin hapisten çıktıklarının birinci yılı. Belki de, 9 Haziran Türkiye Partisinin ilan günü!..
İrade tamam, ancak, çözüme kavuşması gereken bazı temel noktaların varlığının da, altını çizmek gerek.
Hareketin ortak paydası
SOHBET sırasında Leyla Zana, ‘Fransızlara AB’de bize desteklemeleri için ne diller döktük’ diyerek, kurulacak yeni partinin temel hedeflerinden birinin AB olduğunu vurguluyor.
Onların Celal Doğan ile ortak noktaları neler?..
Demokrasi, hukukun üstünlüğü, adalet, yoksullukla mücadele, kararlı dış politika, yolsuzlukla mücadele.
Bu ilkelerin çok önemli bir desteği güçlü yerel yönetimlerden geçiyor. Adalet, dış politika, güvenlik hariç, yerel yönetimler kendilerini yönetmekle yükümlü. Merkezi Hükümetin ağırlığı yerel yönetimlere kayıyor.
Kulağa hoş gelen kavramlar. Vazgeçilmez ilkeler. Ancak, hepsinin içini çok iyi doldurmak gerek. 9 Haziran’a kadar Türkiye’nin değişik illerinde toplantılar birbirini izliyor. Bir yandan da program tüzük yazılıyor.
Edindiğim izlenim, iki taraf da, karşılıklı güvenle partileşme konusunda epey yol almış görünüyor. Ana köprüler kurulmuş. Bundan sonra olmazsa, asıl sürpriz sanki orada!..
Yalçın Doğan