Türk-Kürt ittifakı kuruluyor
Abone olEski RP milletvekili Seyyit Haşim Haşimi Kürt-Türk ittifakının kaçınılmaz olduğunu söyledi.
Bölgenin önde gelen kanaat önderlerinden kabul edilen Haşimi
yıllardır Türkiye ile Irak Kürtleri arasındaki ilişkilerin
geliştirilmesi süreçlerinin içinde yer almış, kilit bir
isim.
Büyük Türk-Kürt ittifakı kuruluyor
konuşan Eski milletvekili Haşim Haşimi: "Diyarbakır buluşması devletin korkularla yönetilme dönemini bitirdi. Devletteki zihinsel dönüşüm topluma da yansıdı. Kürtlerle Türkler arasındaki büyük ittifak başarıya ulaşırsa Ortadoğu'nun kaderi değişir."
- Başbakanın Mesud Barzani'yi Kürdistan Bölgesel
Yönetimi Başkanı olarak tanımlaması Türkiyeli Kürtler için ne ifade
ediyor?
Yeni bir tarih, yeni bir dönem. Sn. Başbakan'ın Kürdistan
kelimesini kullanması, Kürtlerde efsane olan Mele Molla Mustafa
Barzani'den, Kadı Muhammet'ten bahsetmesi; kabinenin bir üyesinin
ve Sn. Barzani'nin de Kürtçe konuşma yapması... Sonuç olarak
Ortadoğu zemininde ve Türkiye'de Kürt inkârı siyasetini
bitirmiştir. Bunu da ancak Kürtler için tarihi ve simgesel öneme
sahip olan Sn. Mesud Barzani ve Türkiye'nin her bölgesinden dengeli
ve güçlü oy alan, güçlü bir karizmaya sahip Sn. Başbakan Erdoğan
yapabilirdi. Bu ziyaretin siyasi, ekonomik, ticari ve kültürel
sonuçları olacak. Sn. Başbakan 1920 kurucu ruhundan bahsetti. İşte
o, devletin korkularından sıyrılma refleksiydi. Devletin korkularla
idare edilme dönemi artık bitmiştir.
- Bölünme korkusundan
bahsediyorsunuz...
İrtica, Komünizm, bölünüyoruz... Hepsi. Zaten açılım süreci basit
bir ideolojik tercih değil; hayati bir zorunluluktu. Çünkü bu
çatışmalar sebebiyle iki toplum arasındaki psikolojik gerilim
açılıyordu ve beş on yıl sonra olay çok daha ağır bir şekilde
karşımıza gelebilecekti. Başka mekanizmalar, güçler bu sorun
sebebiyle yani iki tarafa da ciddi bedeller ödetebilecekti. Bu
manada diyorum ki, nasıl geçmişte TC devleti güvenlik endişesi ile
bu sorunu çözmek istemiyordu; bugün güvenlik endişesiyle çözmek
zorunda! Dolayısıyla bu süreç devam edecek. Bu önemli sürecin
bozulmasını isteyenlerin hesapları bu buluşma ile bozulmuştur. Sn.
Başbakan'ın Ergani konuşmasında yaptığı "Bu süreç kartopu gibi
büyüyecek" açıklaması da bunun teyididir. Ama artık bu sürecin bir
yerde sonuca ulaşarak çözülüp nihayete ermesi gerekir. Zaten
çabalar da bunun içindir.
GEÇMİŞE TAKILMAMAK GEREK
- Geçmişte "Koşullar uygun olursa bağımsız Kürdistan
istiyoruz" diyen Barzani'nin bugün K. Irak'taki federal yapıyla
tatmin olacağını düşünmek için elimizde nasıl bir veri
var?
Çok dönüşüm yaşandı. 96 yılında bir röportajımda "Irak'ta Kürdistan
kurulsun" dediğim vakit Meclis üyesiydim, o röportajım üzerine
TBMM'de gizli celse yapıldı ve çok ağır suçlamalara maruz kaldım...
92 yılında belediye reisiyken "Mevcut yapı Irak içerisinde federal
sisteme gitmeli" dediğim vakit, yargılandım. Nereden nereye
geldik... Diyarbakır buluşması bütünleşmedir, büyük ittifaktır.
Ciddi bir paradigma değişikliği olur mu? Bunu gelecekteki siyasi
gelişmeler gösterecek. Bölünmekten ziyade bu ittifak hem Kürtlerin
hem de Türklerin lehinedir. Geçmişte yaşananlara, söylenenlere
takılmamak gerek. Bugün öngörülen, kendini bize hissettiren yeni
şey büyük Türk-Kürt ittifaktır. Bu başarıya ulaşırsa, Ortadoğu'nun
kaderi değişir.
Özal döneminin daha ilerisine gidildi
Haşimi "Kürt meselesinde yeni bir dönem başlamıştır. Bu buluşmayla Kürt meselesinin çözümü konusunda Özal döneminin ilerisine gidildi" diyor.
- Diyarbakır'da buluşması BDP'nin endişe ettiği gibi
sandığa yansır mı?
Bu buluşmanın Diyarbakır'da yapılmasının bütün Kürtlerde karşılığı
oldu. Bu basit bir şey değildi, tarih yeniden yazıldı. Muhalefet AK
Parti'yi "seçim yatırımı yapmakla" suçluyor. Seçim yatırımı yapmak
siyasi partilerin en başta gelen görevidir. Fakat seçim yatırımı
ile seçim popülizmi başkadır. Seçim popülizmi topluma
gerçekleştirilmesi mümkün olmayanları vaat edip, seçimden sonra
unutmaktır. Seçim yatırımı ise siyasi partilerin varlık sebebidir.
37 yıl kendi evinden uzakta bırakılmış Şivan Perwer'e yönelttikleri
eleştiri seçim istismarıdır. Geçmişte rahmetli Özal'ın rahmetli Cem
Karaca'yı getirmesinde de aynı şeyler yapılmıştı, bunun adı ucuz
siyasettir ve toplumda karşılılığı olmaz. Türkiye ve Kürdistan
arasındaki işbirliği, stratejik ilişki bugün zirve yapmıştır. Bu
Türkiye'nin Ortadoğu genelinde manevra alanını genişletecek, siyasi
olarak elini güçlendirecektir.
- Kürt meselesinde Turgut Özal döneminde atılan
adımlarla bugünü kıyaslarsanız, o dönemin seviyesine geri mi döndük
yoksa daha mı ileri gittik?
Bu sorunun çözülmesi için rahmetli Özal ve rahmetli Erbakan'ın
çabaları olmuştur. Özal döneminde belediye reisi, Erbakan döneminde
milletvekiliydim. Soruna çözüm manasında yine çabalarım katkılarım
olmuştur ama o dönemin kurumları ordu, TSK, medya, sendikalar,
diğer STK'lar, yargı, yani bürokratik yapılar, statükocu güçler
buna izin vermedi.
Eğer o dönemlerde bu kurumlar engel olmasaydı binlerce yurttaşımız bugün yaşıyor olacaktı. Bu vebal onların günahıdır. Eskiden Türkiye'nin Bölgesel Kürt yönetimi ile ilişkileri netameliydi. Bugün bu noktaya gelindi. Kürt meselesinde yüzyıllık tarih bitmiş, yeni bir dönem başlamıştır. Bu buluşma Kürt meselesinin çözümü konusunda elbette Özal dönemini aşmıştır.
BÖLGEDE BAŞKA PARTİLER KURULACAK
- Türkiye'de bir Barzani partisi kurulacağı haberleri konusunda
bilginiz var mı?
Hep konuşuluyor. Bilgim yok. Ama bu açılım sürecin belki de en
önemli sonuçlarından birisi çatışmanınbitmesiyle beraber birçok
Kürt partisinin demokratik zeminde yarışma imkanını elde edecek
olmasıdır.
SİYASETÇİLER TAHRİK ETMESİN
- Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir'in "Artık Türkiye
Kürdistanı da diyebilmeliyiz" sözlerini nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Süreç öyle hassas ki, burada önemli olan tahriklerin çıkmasını
önlemek. Yüz yıllık ağırlığı olan devasa bir sorunun çözümü için bu
hükümet ve Sn. Başbakan risk aldı. Kürt siyasetine düşen tahrik
konusu olabilecek argümanlardan kaçınmak ve sürece destek vermek
daha doğru olur. Beş on yıl önce bölgenin ismi Kuzey Irak'tı. Şimdi
Kürdistan tescillendi. Olay daha taze ve tahrik konusu olabilecek
konumdadır. Onun için başta canı yanan herkesin ve özellikle
Kürtlerin destek vermesi lazım.
AYRIŞMA DEĞİL BÜTÜNLEŞME
- Ancak Kürdistan ifadesinin kullanımının bölünme
travmasının depreşmesine neden olduğu da gerçek...
Bakın, Türkiye korkuları ile yüzleşiyor ve gerçekler ortaya
çıkıyor. Sn. Başbakan'ın Kürdistan kelimesini kullanması Irak
merkezi hükümetinin anayasasına bir saygının da gereğidir. Zaten
bütün dünya Kürdistan'ı Kürdistan olarak tanımlıyor ve kabul
ediyor. Bu iktidar sayesinde devlette yaşanan zihinsel değişim
topluma da yansıyor. Bu nedenle CHP ve MHP'nin siyasi rant ve çözüm
sürecinin durması için gösterdiği tepkiler tabanda tutmaz. MHP
Kürt'e dair ne varsa hepsine toptan karşıdır. CHP'nin ise projesi
yok. Açılıma da karşı çıkıyor operasyonlara da. ZAP Operasyonu'na
karşı çıkmıştı örneğin. CHP'nin kuruluş felsefesi Kürt meselesinin
çözümüne izin vermez zaten. AK Parti hükümeti ise geçmişte
yapıldığı gibi bürokrasinin keyfine göre değil; toplumun makul ve
haklı talepleri doğrultusunda siyaset yapıyor ki bu doğrudur. Yeter
ki, Batı bölgelerimizde yaşayan insanlar bu buluşmanın sonuçlarına
sağduyu ile yaklaşsınlar.
GENEL AFTAN KAÇAMAYIZ
- Başbakan Erdoğan'ın "Cezaevleri boşalacak, gençler
özgür kalacak" ifadeleri genel af beklentisi olanlar için umuda
neden oldu. Daha sonra "Ben hayalimi söylüyorum, siz genel aftan
söz ediyorsunuz" dedi. Çözüm için genel af şart mıdır?
Sn. Başbakan'ın devlete karşı işlenen suçlar hariç, kul hakkının
yendiği durumlarda affa olumlu bakmadığını biliyorum. Bu konuda
vebal ve günah söz konusu olduğu için temkinli yaklaşıyor ama ben
15 yıldır genel affı dillendiren bir siyasetçiyim, bu ciddi bir
rahatlama getirecektir. Ancak şunu belirteyim: Silahsızlanma
gerçekleştirilmeden genel affın çıkabileceği görüşünde değilim.
Bugünkü koşullarda genel aftan ziyade Terörle Mücadele Kanunu'nda
kapsamlı bir değişiklik yapılması, cezaevlerinde kalan onlarca
yatalak mahkumun bırakılması ciddi bir rahatlama getirir. Kaldı ki,
Türkiye'de cezaevleri o kadar tıka basa dolmuş ki zaten. Siyasi,
hukuki ve teknik olarak bir genel af kendini dayatmış. Bundan
kaçmak mümkün değil, yeter ki iyi izah edilsin.