Türk kardiyologlar anjiyo yaptı, yabancı hekimler canlı izledi!
Abone olTürk kardiyoloji doktorlarınca, göğüs kafesi açılmadan girişimsel anjiyo yöntemiyle 9 ayrı hastaya canlı yayında yapılan kalp ameliyatları, yurt içi ve yurt dışından gelen 150 hekim tarafından canlı izlendi.
Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Kardiyoloji
Bilim Dalı ve Erişkin Doğumsal Kalp Hastalıkları Derneği Başkanı
Prof. Dr. Tevfik Karagöz başkanlığında, çocuk ve erişkin
kardiyologlarından oluşan ekip tarafından gerçekleştirilen
operasyonları izleyen Türk ve yabancı hekimler, canlı yayında
sorular sorarak ameliyat tekniğine ilişkin bilgi aldı.
Karagöz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dernek olarak, erişkin doğumsal kalp hastalıkları konusunda farkındalığı artırmak, tedavi yöntemlerine ilişkin hekimlere yönelik eğitsel faaliyetler düzenlemek amacıyla çeşitli toplantılar ve seminerler gerçekleştirdiklerini söyledi.
Bu kapsamda bu yıl ilk olarak "Ulusal Erişkin Doğumsal Kalp Hastalıkları Sempozyumu"nu düzenlediklerini anlatan Karagöz, etkinliğe yerli ve yabancı toplam 150 hekimin katıldığını belirtti.
Karagöz, Türk hekimlerinin canlı yayında yayımlanan operasyonlarını, ABD, Almanya, Fransa, İngiltere, Macaristan ve Azerbaycan'dan kardiyoloji uzmanlarının izlediğini bildirdi.
Prof. Dr. Karagöz, Türk kardiyologlar tarafından eğitsel
faaliyetler kapsamında, canlı yayında doğuştan kalp hastası 9
kişiye girişimsel anjiyografi yöntemiyle kalp operasyonlarının
yapıldığı bilgisini verdi.
Doğuştan kalp hastalıklarının geçmişte daha çok çocuk hastalığı olarak bilindiğini ancak cerrahi ve girişimsel yöntemlerin yanı sıra teknolojik gelişmelerle birlikte birçok hastanın tedavi edilebilir hale geldiğini ifade eden Karagöz, "Günümüzde erişkin doğumsal kalp hastalarının sayısı, çocuk hastaların sayısını geçti." diye konuştu.
Karagöz, bu hastaların, özellikle ergenlik döneminde geçici bir iyilik hali olması nedeniyle iyi hissettikleri gerekçesiyle kendilerini takip ettirmekten kaçınabildikleri değerlendirmesinde bulunarak, "Bu çok büyük bir yanlış. Bu tür, geçmişte ameliyat geçirmiş, girişimsel yöntemlerle tedavi olmuş hastaların ömür boyu takip edilmesi gerekiyor. Çünkü, bu hastaların bir kısmı zaman içinde erkenden kaybedilebiliyor. Bu hastalarda ölüm riski daha yüksek." uyarısında bulundu.
"Hastaya da önemli avantajlar sağlıyor"
Doğumsal kalp hastalığı olan kişilere yönelik uygulanan girişimsel anjiyo yöntemine ilişkin bilgi veren Karagöz, şunları kaydetti:
"Doğuştan kalp hastalıkları çok farklı şekilde olabilir. Erişkin doğumsal kalp hastalıklarının birçoğu girişimsel yöntemlerle tedavi edilebiliyor. Tıpta 'anjiyografi' olarak isimlendirilen yöntemle, hastanın kasığından girilerek ameliyatsız, açık cerrahi yapılmaksızın tedavi edilebiliyor. Bu, hastaya da önemli avantajlar sağlıyor. Açık ve büyük bir kesi olmadığı için enfeksiyon ve kan nakli ihtiyacı büyük oranda olmuyor. Hasta, açık cerrahiye oranla çok daha kısa süre içinde taburcu olarak sosyal yaşama dönebiliyor."
Karagöz, sempozyum kapsamında, Hacettepe Hastanesi'nde gerçekleştirilen girişimsel uygulamaların, toplantı salonunda yer alan katılımcılar tarafından canlı olarak izlendiğini söyledi.
Katılımcı Türk ve yabancı hekimlerin, ameliyat sırasında istişarede bulunduklarını dile getiren Karagöz, sorularla uygulama hakkında bilgi aldıklarını aktardı.
Birçok doğumsal kalp hastalığının cerrahi olarak tedavi edilebildiğini vurgulayan Karagöz, "Türk hekimlerimiz, doğumsal kalp hastalığının cerrahi ve girişimsel yöntemlerle tedavi edilmesinde çok iyi bir düzeydedir. Ülkemiz, bu alanda gerekli her türlü teknolojiye sahip." dedi.
"Dünya genelinde her 100 yeni doğandan birinde doğumsal kalp hastalıkları görülüyor"
HÜ Tıp Fakültesi Çocuk Kardiyoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakan Aykan da bebeklerin doğumda sahip olduğu kalp hastalıklarının doğumsal kalp hastalıkları olarak isimlendirildiğini ve çok farklı belirtilerle kendini gösterdiğini söyledi.
Verilere göre, dünya genelinde her 100 yeni doğandan birinde doğumsal kalp hastalıklarının görüldüğünü ifade eden Aykan, hastalığın kimi hastalarda yıllarca bulgu vermezken, kimilerinde ise doğumun erken dönemlerinde morarma, nefes alma değişikliği ile kendini gösterebildiğini hatta ölümle sonuçlanabildiğini vurguladı.
Aykan, doğuştan kalp hastalıklarının çoğunun açık cerrahi ya da girişimsel yöntemlerle tedavi edilebildiğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Günümüzde hastaların çoğuna tanının daha anne karnındayken konduğunu ve doğum sonrası da tedaviye ilişkin planlama ve takibin başladığını söyleyebiliriz. Buna göre bazı hastalara 'açık cerrahi' bazılarına da 'girişimsel' diye isimlendirdiğimiz anjiyografik yöntemlerle müdahale edebiliyoruz.
Bugün yapılan operasyonlar, doğumsal kalp hastalıklarının uzun dönemde ortaya çıkan sıkıntıların giderilmesi için girişimsel yöntemlerdi. Bunların bir kısmı 16 yaş üzerindeki genç, bir kısmı ise 40 yaşını geçmiş hastalardı."
Türk hekimlerinin girişimsel tedavi yöntemlerinde çok iyi bir seviyede olduğuna dikkati çeken Aykan, "Doğumsal kalp hastalıklarının tedavisinde uygulanan anjiyografik girişimsel yöntemlerde, kullanılan ürünlerin yanı sıra tecrübe çok önemli bir faktör. Türkiye'nin cihaz temininde bir eksiği yok, deneyim açısından bakıldığında da hekimlerimiz dünyanın birçok merkeziyle yarışabilecek sonuçlara sahiptir. Bunu büyük bir gururla söyleyebiliriz." dedi.