Türk Hayat kadını Spiegel'e konuştu
Abone olGurbetçilerin Almanya'da yaşadığı sosyo ekonomik ve kültürel sorunlar onları değişik yollara itiyor. Türk hayat kadını, bu dramın çarpıçı örneklerinden sadece birisi..
'Çalışmamam için yevmiyemi veren var' Geneleve gelen Türk
erkeklerinin çok soru sorup 'iş' bitince de kendisini yargıladığını
ifade eden hayat kadını, kimilerinin de çalışmaması için bir günde
kazandığı parayı verdiğini söylüyor. "Almanlar 'İyi akşamlar,
kaça?' der, biter. Türklere ise anlatmak zorundasın. 'İsmin ne?
Türkiye'nin neresindensin? Kaç yaşındasın? Burada mı doğdun?"
Almanya'da bir genelevde çalışan, Türk ve Alman erkeklerinin
farkını bu sözlerle anlatan Türk kadınının yaşam hikayesi, Der
Spiegel dergisine konu oldu. Dergi, Yasemin adını verdiği 29
yaşındaki genç kadına 6 sayfa ayırdı. 4 yaşında ciğerleri
iltihaplanan, yanlış tedavi sonucu bir gözü kör olan Yasemin, aslen
Karadenizli olan bir ailenin 4 çocuğunun en küçüğü. Ailesinin karşı
çıkmasına rağmen 18 yaşında evlenen ve koca dayağına 8 ay
dayanabilen Yasemin, kadın pazarlayan Türk sevgilisinin
aracılığıyla fahişelik yapmaya başlamış. İlk müşterisinin bir Türk
olduğunu belirten Yasemin, Türk ve Alman erkekler arasındaki
farkları anlatmayı şöyle sürdürüyor: "Almanlar 'Çorabımı
sandalyenin üstüne koyabilir miyim? Banyoyu kullanabilir miyim?'
diye sorar. Daha duyarlıdır, önce okşarlar. Türkler hemen saldırır.
30 euro'ya gerdek gecesi beklentisine girerler." 'Ak sakallı hoca
da var' Artık Türk erkeklerine kızmadığını söyleyen Yasemin,
boynunda muska olanları terslediğini, "Genelevdeyiz ama Müslüman
olduğunu unutma" diyerek muskayı çıkarttırdığını söylüyor.
Yasemin'in unutamadığı bir müşterisi de, ak sakallı bir 'hoca'.
Başta utanan hoca, hayatında yaşamadığı zevklerin keyfine vardıktan
sonra, Yasemin'e "Sen ailen için bir utanç kaynağısın" demiş.
Türklerin prezervatifsiz seks konusunda da ısrarlı olduğunu
belirten Yasemin, iş bittikten sonra 'yargılandığını' söylüyor:
"Sonra 'bunu neden yapıyorsun?' Ailen durumu biliyor mu? Utanmıyor
musun?' diye sormaya başlıyorlar. Hatta bir seferinde, yol
kenarında müşteri bekliyordum. İçinde 3 genç Türk'ün bulunduğu
arabaya bindim. 'Sen buraya ait değilsin. Bizim kızkardeşimiz
olabilirsin' dediler. Günde kaç para kazandığımı sordular. 1000
mark deyince, parayı verdiler, eve gitmemi söylediler."
Milliyet