Türk hastaneleri risk altında
Abone olDünyanın yeni kabusu haline gelen ölümcül bakteride, NDM-1 adı verilen ve mevcut antibiyotiklerin çoğunu parçalayıp etkisiz kılan bir enzimin varlık gösterdiğini belirten bilim insanları uyarıyor.
Dünyanın yeni kabusu haline gelen ölümcül bakteride,
NDM-1 adı verilen ve mevcut antibiyotiklerin çoğunu parçalayıp
etkisiz kılan bir enzimin varlık gösterdiğini belirten bilim
insanları, "Bu da tedavi edilmesi zor enfeksiyonlara neden olacak"
diye uyarıyor.
Hindistan’da ortaya çıkan daha sonra Pakistan ve Afganistan’da görülen bakteri, artık ABD, Kanada, Avustralya, İngiltere, Belçika ve Hollanda gibi Avrupa ülkelerinde de görülmeye başladı. İngiltere’de 50 hastada NDM-1 tespit edildi, Belçika’da ise bir hasta, NDM-1’e sahip bir bakterinin yol açtığı enfeksiyon sonucu hayatını kaybetti.
NDM-1 nedir
NDM-1 içerisine girdiği bakterinin, antibiyotiklere karşı direnç
kazanmasına yol açan ve aynı ortamda bulundukları sırada bir
bakteriden diğerine geçebilen, yani bulaşıcı özelliğe sahip bir
plazmid. (Bir tür genetik materyal). Bu plazmid en çok “Escherichia
coli” ve “Klebsiella” gibi, hastane ortamında bulunan ve hastane
enfeksiyonuna yol açtığı bilinen bakterilere yerleşiyor.
NDM-1 bilinen ilk plazmid değil. Yani benzer şekilde antibiyotik
direncine yol açan birkaç plazmid daha bulunuyor. Ancak bu yeni
plazmide sahip olan bakteriler, şu anda etkin olarak kullanılan
antibiyotiklerin neredeyse hepsine dirençli hale geliyor. Bu
nedenle böyle bir bakteri ile meydana gelen bir enfeksiyonun
tedavisi zorlaşıyor, hatta imkansız hale geliyor.
Bakteri gereksiz antibiyotik kullanımı nedeniyle
yaygınlaşıyor
Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık
Derneği (EKMUD) Başkanı Prof. Haluk Vahapoğlu, kamuoyunda 'ölümcül
bakteri' olarak bilinen "Klepsiella pheumoniae" isimli bakterinin
gereksiz antibiyotik kullanımı nedeniyle yaygınlaştığına dikkat
çekti ve bu bakteriye bağlı enfeksiyonların önümüzdeki günlerde
Türkiye'de de artacağını söyledi. NDM-1, ağır enfeksiyonların
tedavisinde kullanılan amoksisilin, penisilin, sultamisilin gibi
antibiyotiklerden biri. NDM-1 enzimi, genini dışarıdan alan
bakteriyle antibiyotiklere dirençli hale geliyor. EKMUD
Başkanı Prof. Haluk Vahapoğlu, bu direnç geninin (NDM-1),
‘Klepsiella’ ve ‘Escherichia coli’ isimli bağırsaklarda, serbestçe
yaşayan bakteriler arasında plazmidler (Kromozomdan ayrı DNA
parçası) aracılığı ile yayıldığını söyledi.
Normalde bu bağırsak bakterileri enfeksiyon hastalığına yol
açmıyor
Vahapoğlu, hurriyet.com.tr’ye yaptığı açıklamada, normalde bu
bağırsak bakterilerinin enfeksiyon hastalığına sebep
olmadığını, hatta vücutla bağırsaklarda iyi ilişkiler kurduğunu
söyledi. Özellikle ‘Escherichia coli’nin bağırsak bakterilerinin
olmazsa olmaz en önemli üyesi olduğuna dikkat çeken Vahapoğlu, bu
bakterilerin ölümcül olmadığını ve salgın hastalık yapmadığını
kaydetti.
Bakteriler NDM-1 genini aldıkları halde ölümcül olmuyor ancak….
Bu bakteriler NDM-1 genini aldıklarında da antibiyotik direnci kazanmak dışında bir başka kötü özellik edinmiyor. Yani daha ölümcül veya daha çok salgın yapan bir forma dönüşmüyor. Ancak bazı dış etkenlerin veya hastalığa neden olan her türlü organizmanın sonucu bazı insanlarda enfeksiyonlar gelişebiliyor. Vahapoğlu, bu başka sebeplerle enfeksiyon gelişen hastanın, o esnada NDM-1 genini taşıyan bir bakteri ile enfekte olması halinde, tedavisi zor bir sürece gireceğini söyledi. Hatta çok ağır durumlarda antibiyotikler yeterli olmaz ise ölümlere bile sebep olabileceğini belirtti.
Hangi antibiyotikler?
Peki hangi antibiyotikler bu bakteriyi yaygınlaştırıyor? Her tür antibiyotik kullanımı, duyarlı çevre bakterilerini öldürüp sessizce duran bu direnç geni taşıyan bakterilerin çoğalmalarına uygun bir ortam hazırlıyor.
Elbette ki antibiyotiklerin tamamen kullanımdan kalkması söz konusu değil. Ancak doğru yerde, gerektiği kadar ve olabildiğince dar spektrumlu antibiyotik kullanan toplumlarda bu dirençli bakterilerin çoğalma fırsatı ve dolayısı ile de fırsat çıktığında enfeksiyon yapma şansı azalıyor.
NDM-1 geni, enfeksiyon geliştiği zaman sorun oluşturuyor. Bakteri güçlenmiyor sadece antibiyotiklere karşı daha dirençli hale geliyor.
Tedbirler
Prof. Haluk Vahapoğlu, bu bakterinin yayılmasını önlemek için alınabilecek tedbirleri ise şöyle sıralıyor:
-Antibiyotik direnç enlerinin bilimsel çalışmalarla takibi
- Enfeksiyon önleyici koruyucu hekimlik hizmetlerinin ve toplum
hijyeninin artırılması
-Antibiyotiklerin kontrollü kullanımı
NDM-1 geninin antibiyotik direnci oluşturan tek gen olmadığına
dikkat çeken Vahapoğlu, şu an yüzlerce benzeri birçok bakteri
arasında yayıldığını da söyledi. Türkiye’nin bu açıdan özellikle
hastane enfeksiyonları açısından en riskli batı ülkeleri arasında
geldiğini kaydeden Vahapoğlu, Akdeniz ülkeleri Türkiye, Yunanistan,
İtalya ve İspanya’nın risk altında olduğunu vurguladı.
NDM-1 geninin mevcut direnç genlerinden farkının, toplum içerisinde
de enfeksiyon etkeni olarak karşımıza çıkma potansiyeli taşıması
olduğunu belirten Vahapoğlu, şunları söyledi:
"Sonuç olarak insanlarımızın ölümcül bir bakteri ile salgın oluyor diye korkmasına gerek yoktur. Bu genin dağıldığı bakteriler salgın hastalık yapmıyor. Ancak antibiyotik kullanımı, hijyen ve koruyucu hekimlik önemsenmediği sürece daha zor tedavi edilen enfeksiyonlarla karşılaşmaya devam edeceğiz demektir. NDM-1 geninin yayılımı da bu problemin artması anlamına gelmektedir."