Türk halkı balık yemiyor

Üç tarafı denizlerle çevrili olmasına karşın Türkiye’de yılda kişi başına tüketilen balık 8 kilogram civarında. Bu rakamın Japonya’da 70, İzlanda’da 90 kilogram olduğuna dikkat çeken sektör temsilcileri, Türk halkının kültürel yapısından dolayı balık tüketimine uzak durduğu görüşünde.

Son aylarda kuş gribiyle birlikte balık yine sofraların baş tacı olmaya başladı. Deli dana hastalığı sırasında da halkın tüketime yöneldiği balık, bir anlamda kriz dönemlerinin de yiyeceği olmuş durumda...

Kültür balıkçılığında son yıllarda yaşanan büyük gelişmeyle üretimin hızla arttığı balık, aynı ilgiyi tüketimde görmüyor. Bu da rakamlara yansımış durumda.

Yapılan incelemelere göre Türkiye, üç tarafı denizlerle çevrili olmasına karşın, balık tüketiminde oldukça gerilerde yer alıyor.. Türkiye’de yıllık 8 kilogram balık tüketilirken, bu oran Japonya’da 70, İzlanda’da 90 kilogram.

Türkiye’de balık tüketiminin azlığı sektör temsilcilerine göre “tanıtım eksikliği” ile Türk halkının beslenme alışkanlığı balık tüketimini düşürüyor.

Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Géza Dologh, toplum olarak balık tüketmediğimizi bu durumun en önemli nedeninin ise tanıtım eksikliği olduğunu söyledi. Dologh’a göre bir başka neden ise beslenme alışkanlığı.
“Türkiye’de protein ve enerji ihtiyaçları ağırlıklı olarak tahıl, bakliyat, kırmızı ve kısmen beyaz etten sağlanıyor. Beslenme bu yolla sağlandığı için balık tüketmek akla gelmiyor. Aslında dengeli ve sağlıklı beslenmenin en önemli şartı balık yemek. Bizim çocuklarımıza yapacağımız en önemli tavsiye haftada iki kez balık tüketmelerini sağlamak olmalı. Ancak, Türkiye’de bazı bölgelerde çipura ve levrek kelimeleri dahi bilinmiyor. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde tüketim yok denecek kadar az. Bu bölgelerde görev, yerel yönetimlere ve sivil toplum kuruluşlarına düşüyor. Yetkililer soruna sahip çıkarak hem tanıtım yapmalı hem de balığın beslenmedeki önemi anlatılmalı.Bulunduğu konum itibari ile Türkiye’nin elinde denizcilik açısından büyük bir potansiyel var. Varolan potansiyeli sonuna kadar kullanmamız gerekir.”