Türk göçmen kadınları tartışıldı
Abone olFransa Ulusal Meclisi'nde düzenlenen ve ünlü araştırmacıların akademisyenlerin katıldığı toplantıda, Türkiyeli göçmen kadının sorunları masaya yatırıldı!
Fransa Ulusal Meclisi'nde düzenlenen ve ünlü araştırmacıların
akademisyenlerin katıldığı toplantıda, Türkiyeli göçmen kadının ve
Fransa'da doğan genç kuşak kadınların sorunları tartışıldı ve
yapılması gerekenler ele alındı. Fransa Ulusal Meclisi'nde,
Türkiyeli göçmen kadının ve Fransa'da doğan genç kuşak kadınların,
dünü ve bugününün değerlendirildiği toplantı düzenlendi. Toplantıya
Riva Kastoryano, Angelina Etiemble, Verda İrtiş, Hamit Bozarslan,
Anne Guiilou, Aksu Bora, Leyla Ertorun, Christine Delphy gibi ünlü
sosyolog ve araştırmacılar, psikolog Ahmet Kaptan ve antropolog
Nadine Weibel gibi seçkin akademisyenlerin yanı sıra Almanya'da
kadın hareketi önderlerinden Selmin Çalışkan da konuşmacı olarak
katıldı. Konuşmacılar, göçmen kadınların yaşadığı problemleri
anlatarak, bunlara çözüm önerileri sunmaya çalıştı. Selmin Çalışkan
ve CNRS - Bilimsel Araştırmalar Ulusal Merkezi'nde çalışan ünlü
sosyolog Christine Delphy de konuşmalarında, Almanya ve Fransa'da
vatandaşlık başvurusuna yeni düzenlemeler getiren ve 'Müslümanlık
sınavı' olarak adlandırılan, arasında 'Kızınız bir yabancı ile
evlenmek isterse tepkiniz ne olurdu?, Oğlunuz size eşcinsel
olduğunu söylese ne yapardınız?, Çocuğunuzu zorla evlendirir
misiniz?, Bir kadının önemli bir mevkide bulunmasını ister
misiniz?, Kadın erkek eşitliğine inanıyor musunuz?' gibi soruların
bulunduğu test uygulamasını şiddetle eleştirdi. Çalışkan, "Aynı
sorular Fransızlara ya da Almanlara sorulsa ne cevap verirlerdi?
Herhalde birçoğu vatandaşlık sınavını geçemezdi" dedi ve "Göçmenler
mi yoksa onları karşılayan toplum mu kendi içine kapalı?" sorusunu
sordu. Çalışkan konuşmasının devamında, "Entegrasyon politikaları,
yanlış problemleri çözmeye çalışıyor. Hükümetler hiçbir zaman
gerçekten sorunu çözmek için yaklaşmadı. Şimdiye dek hükümetler,
türban, zorla evlilik gibi yaşanan sorunların politikasını yaparak
göçmenleri ve kadınları, yaşanan her ekonomik sıkıntının sebebi
olarak gösterip, yolunda gitmeyen her şeyin günah keçisi yaptı.
Artan ihtiyaca rağmen, yıllardır kadın sığınma evlerinin sayısında
hiçbir artış olmadı. Kadına uygulanan dışlanmayı, cinsel tacizi,
fiziksel ve ekonomik şiddeti önleyici yasalar için çığlık çığlığa
yapılan çağrı ve taleplere kulaklar tıkandı. Ayrımcılık ve ırkçılık
tüm hızıyla devam ettiği için, göçmenler arasındaki işsizlik oranı
her geçen gün artarken, yaşanan sosyal problemlerin kaynağı
göçmenlerin dini, kültürüymüş gibi gösteriliyor" ifadelerini
kullandı. Toplantıyı düzenleyen 'ACORT' Derneği Başkanı ve
Türkiyeli Kadınlar Grubu'nun kurucularından Sevinç Mert ise, "Halen
zorla evlendirilmeye çalışılan genç kadınlar var. Evet, Türkler
çoğunlukla kendi kültürlerinden biriyle evlenmeyi tercih ediyor.
Ama burada doğan ve büyüyen genç kuşaklara sadece kağıt üzerinde
Fransız yurttaşı olarak bakılırsa ve 2 kültürü zenginlik olarak
yaşamaya çalışan bu gencecik insanlara, her adımlarında 'farklı'
oldukları hissettirilip, 'senin kültürün, dinin kötü ve gerici'
denilirse; 1. kuşak anne babalarına yaşattırılan içine kapalı
toplum damgasını genç kuşakların daha tehlikeli boyutlarda
yaşamasına kimse şaşırmasın" dedi. Varolan politikaların,
insanların kültürel farklılıklarını zenginlik yerine, sakatlıkmış
gibi göstermekle meşgul olduğunu, bunun da kin ve nefret tohumları
ekmekten başka hiçbir işe yaramadığını ifade eden Mert, "Bugün
yapılan toplantıda; ne göçmenlerin, ne de her seferinde yolunda
gitmeyen her şeyin faturasını 2 kat ödeyen göçmen kadınların ve
artık onların Fransız vatandaşı olan çocuklarının, iktidarda kalmak
isteyen hükümetlerin suistimal etmeyecekleri defalarca belirtildi.
Uyum politikaları, kadınlardan başlamak üzere herkes için eşit
hakların uygulandığı alanlar yaratamazsa, asla kapanamayacak
yaraların açılacağı, bugünkü toplantıya katılan tüm sosyolog,
araştırmacı ve uzmanlar tarafından ısrarla tekrarlandı" şeklinde
konuştu. ACORT Derneği ve Türkiyeli Kadınlar Grubu'nun Fransız
Ulusal Meclisi'nde düzenlediği toplantıyı, tüm gün takip eden geniş
izleyici kitlesi arasında bulunan üst düzey hükümet ve devlet
temsilcileri, göçmenlere hizmet veren resmi kurum görevlileri için,
toplantıda yapılan analizlerin, tespitlerin ve çözüm önerilerinin
kitaplaştırılacağı açıklandı. Ayrıca Türkiyeli Kadın Grubu'nun,
kadınların göçmen ve kadın olmalarından dolayı yaşadıkları çifte
ayrımcılığa ve yaşamın her alanında katlanmak zorunda kaldığı
dışlanma ve şiddete karşı, önümüzdeki dönem yoğun bir çalışma
kampanyası başlatacağı ifade edildi. Çalışma ve etkinliklerin en
büyük amacının kadınların, kendi yaşamları hakkında karar vererek,
aktif birer yurttaş olarak yaşadıkları Fransız toplumu içinde
gerçek yerlerini almaları olduğu belirtildi.