Türk gemisine yapılan baskınla ilgili harekete geçildi

Türk bandıralı ticaret gemisi Roseline-A'ya dönük hukuk dışı arama ve denetlemenin ardından Ankara hem yasal çerçevede, hem de sahada atacağı adımları belirlemek için düğmeye bastı. Dışişleri ve Milli Savunma Bakanlığı yetkililerinin katılımıyla bir çalışma grubu oluşturuldu.

NTV'nin haberine göre; ilk toplantıda öncelikli olarak hukuki ve diplomatik süreçler üzerinde duruldu. Seyrinden zorla alıkonulan ve personeline suçlu muamelesi yapılan Roseline-A gemisinin bağlı bulunduğu şirketin izleyeceği hukuki prosedür ele alındı. Toplantıda Türkiye'nin Bayrak devlet olarak tazminat hakkı bulunduğu, İrini Harekatı'nın komuta kademesinden ve denetlemeyi yapan ülkeden tazminat talep edebileceği değerlendirildi.

Ceza davası da açılabilecek
Gemi mürettebatının hürriyetlerinden yoksun bırakıldıkları için tazminat davasının yanı sıra ceza davası açılabileceği belirtildi. Ayrıca suç Türk bandıralı bir gemide gerçekleştiği için Türk mahkemelerine de eylemi gerçekleştirenlerin gıyabında dava açılabileceğine vurgu yapıldı.

Donanma, Hafter'e malzeme taşıyan şüpheli gemileri arayacak
Edinilen bilgelere göre, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndan üst düzey isimlerin de katıldığı toplantıda askeri seçenekler de masaya yatırıldı. İrini harekatında darbeci Hafter güçlerine malzeme taşıyan ticari gemilere dönük sergilenen pasif tavra karşılık atılabilecek adımlar değerlendirildi. Seçenekler arasında bölgede bulunan Türk donanmasına ait fırkateynlerin Tobruk ve Bingazi'ye giden şüpheli gemileri aramasının da bulunduğu belirtildi.

Benzer durumlarda savaş gemileri devreye girecek
Bölgeye ticari seferlerini sürdüren Türk bayraklı gemilere dönük olası benzer müdahaleler karşısında Türk savaş gemileri ile alınacak tedbirler ve gerektiğinde icra edilecek refakat görevleri konusunda da değerlendirme yapıldı.

Türk bandıralı Roseline-A gemisinde 22 Kasım tarihinde yapılan hukuk dışı aramanın ardından, AB, İtalya ve Almanya'nın diplomatik temsilcileri Dışişleri Bakanlığı'na çağrılarak olay protesto edilmiş, Birleşmiş Milletler, NATO ve Uluslararası Denizcilik Örgütüne de mektup yazılmıştı.