Türk gemileri Rumlar'dan izin alacak
Abone olPlanın 4. maddesine göre Türk savaş gemileri Doğu Akdniz'de Rumlardan ağırlıkta olduğu hükümetten izin alacak.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, Annan Planı'nın kamuoyuna açıklanmayan bir maddesine göre, Türkiye'nin Kıbrıs karasularından uluslararası hukuk ile elde ettiği ''zararsız geçiş hakkından'' vazgeçtiğini söyledi. Bunu bir skandal olarak nitelendiren Öymen, ''Bu metni onaylamak vatanseverlikle bağdaşmaz. Genelkurmay Başkanı bu anlaşmayı bilseydi mutlaka kamuoyuna açıklardı'' dedi. Öymen Parlamento'da düzenlediği basın toplantısında, 9 bin sayfalık Annan Planı'nın kamuoyuna açıklanmayan ama Türkiye açısından kabul edilemez bölümlerinin her geçen gün ortaya çıktığını ifade etti. Türkiye'yi çok yakından ilgilendiren karasularıyla ilgili ellerine yeni bilgiler geldiğini kaydeden Öymen, ''Kıbrıs meselesinde yaptığımız fedakarlık, verdiğimiz taviz bir yana bu konuda verdiğimiz veya vermeyi kabul ettiğimiz taviz Türk savaş gemilerinin Türk sahillerinden Akdeniz'e açılma yeteneklerini büyük ölçüde daraltmaktadır. Sözünü ettiğim anlaşma Temel Anlaşma Annex-3 Ek 11, Kanun 47, madde 4'' diye konuştu. Öymen, bu anlaşmanın 4. maddesinin, Türk savaş gemilerinin Kıbrıs'ın karasularına gireceği zaman merkezi makamdan yani Rumların çoğunlukta olduğu merkezi yönetiminden izin almak zorunda olacağı hükmünü içerdiğini bildirdi. Öymen, sözlerini şöyle sürdürdü: '' Bu sular nasıl hesaplanmış. Kofi Annan metninde (Türk tarafı kara sularını sınırlandırılması için sahili esas alalım ve 12 mili tespit edelim dedi biz kabul etmedik. Rum tarafının önerdiği Kıbrıs'ın çıkıntılarını birleştiren çizgiden itibaren karasularının çizilmesini kabul ettik) diyor. Böylelikle bu konuda da Rumların istediğinin yerine getirildiği anlaşılıyor. Bu noktadan itibaren 12 millik deniz çizgisini çizdiğimiz zaman Türkiye ile Kıbrıs arasındaki deniz alanının büyük bir bölümünü Türk gemilerine kapatmış oluyorsunuz. Bu 12 mili Kıbrıs'ı çepeçevre saracak şekilde hesaplayacaksınız. Bu durumda yaklaşık 8 ila 10 bin kilometre kadar deniz alanı Türk gemilerine kapatılmaktadır.'' ''ULUSLARARASI HUKUKA AYKIRIDIR'' Bu anlaşmanın uluslararası hukuka aykırı olduğunu kaydeden Öymen, şunları söyledi: ''Kofi Annan Planı'nın bu bölümü uluslararası hukuka aykırıdır. Çünkü uluslararası hukuk 1949 yılından beri savaş gemilerine zararsız geçiş hakkı tanımıştır. Uluslararası Adalet Divanı'nın 9 Nisan 1949 tarihinde verdiği bir karar var. Bu karar savaş gemilerinin kesintisiz çevreye zarar vermeden başka ülkelerin karasularından geçmesine imkan veriyor. Aynı zamandan BM'nin 1958 tarihli Kara Suları ve Bitişik Bölge Konvansiyonu var. Bu da zararsız transit geçiş hakkı veriyor. Halbuki bu anlaşma vermiyor. Yani biz uluslararası hukuk ile sahip olduğumuz bir haktan bu anlaşmayla vazgeçmiş durumdayız.'' Yunan ya da Kıbrıslı Rum sahil muhafaza botlarının Türk karasularından geçmek için Türkiye'den izin almak zorunda olmadığını da anımsatan Öymen, ama bir Türk sahil muhafaza gemisinin Kıbrıs'ın sularından geçmek istemesi halinde merkezi yönetimden izin almak zorunda olacağına işaret etti. ''ŞÖYLE BİR METNE EVET DİYECEK UZMAN TANIMIYORUM'' Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''Uzmanlarımız incelediler hepsini uygun gördüler o açıdan endişe edecek bir şey yok'' dediğini ifade eden Öymen, ''Ben Dışişleri Bakanlığı'nda şöyle bir metne evet diyecek bir uzman tanımıyorum. Türk uzmanların böyle bir metni kabul ettiğine ihtimal bile vermiyorum. Bunu ne bizim diplomatlar kabul eder ne askeri uzmanlar kabul eder'' görüşünü dile getirdi. Annan Planı'nın içinde bu metne benzer pek çok örnek bulunduğunu ve her geçen gün bunların ortaya çıktığını dile getiren Öymen, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Eğer bize gelen bilgiler doğruysa, bizim uzmanlarımız İsviçre'deki görüşmelerde BM yetkililerine bu kadar dar zamanda bu kadar kapsamlı belgeleri incelemelerinin mümkün olmadığını söylemişlerdir ve bu belgeler üzerinde sorumluluk üstlenmemişlerdir. Hatta bizdeki bilgilere göre bunu BM'deki yetkililere yazılı olarak bildirmişlerdir. Eğer bu bilgiler doğru değilse lütfen hükümet çıksın (Uzmanlarımız bütün bunları gönül huzuruyla kabul ettiler) desin. Ama eğer bu bilgiler doğruysa bunu açıklamak zorundadırlar. Çünkü eğer siz kendi uzmanlarınızın incelemediği, yeterince inceleme zamanı bulamadığı ve gönül huzuruyla (Türkiye'nin çıkarlarına uygundur) diye onaylarını bildirmedikleri bir metni Kıbrıs Türk halkına kabul ettirmeye çalışıyorsanız bunu vebali çok olur. Nasıl olsa bütün bunlar ortaya çıkacaktır ve hesap sorulacaktır. Bunun hesabının sorulacağı yer de Yüce Divan'dır.'' ''GENELKURMAY BAŞKANIMIZ BİLSEYDİ AÇIKLARDI'' Öymen, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ün düzenlediği basın toplantısında Annan Planı'nın olumlu ve olumsuz yanlarını açıkladığını anımsattı. ''Biz Genelkurmay Başkanımızın elinde hangi bilgilerin, hangi belgelerin olduğunu bilemeyiz'' diyen Öymen, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Genelkurmay Başkanımız açık yüreklilikle planın olumsuz unsurlarını kamuoyuna açıklamıştır. Ben inanıyorum ki, eğer basın toplantısını yaptığı gün bu belge elinde olsaydı Genelkurmay Başkanımız mutlaka bundan da söz ederdi, kamuoyuna açıklardı. Bu kadar önemli, Türk deniz kuvvetlerinin ve Türkiye'nin Akdeniz'deki hareket serbestisini bu kadar açık bir şekilde kısıtlayan bir belgeden haberi olup da Genelkurmay başkanımızın bunu halka duyurmamış olacağına ihtimal vermiyorum. Genelkurmay Başkanının bunu bilip de açıklamamış olması benim için şaşırtıcı olurdu. Hele bunu bildikten sonra (Takdir hükümetindir, evet de diyebiliriz hayır da diyebiliriz tavır almak istemiyoruz demeye devam edebilir miydi bilemiyorum. Ama, bu kadar önemli bir askeri, stratejik, Türkiye'nin çıkarlarını bu kadar ilgilendiren bir konuda en azından biz CHP olarak kayıtsız, tarafsız kalamayız, (hükümetin bileceği iş) diyemeyiz.'' ''HERKES KIBRISLI TÜRKLERİ BİR ŞEKİLDE KANDIRIYOR'' Basını, bu kadar Türkiye açısından hayati önem taşıyan bir konuda Hükümeti desteklemek adına yanlı tavır sergilemesinden dolayı eleştiren Öymen, herkesin Kıbrıslı Türkleri bir şekilde kandırmaya çalıştığını, halkın bilgilendirilmeden etkilenmeye çalışıldığını söyledi. Annan Planı'nda karasularından zararsız geçiş gibi kıta sahanlığı ile ilgili hükümler de bulunduğuna işaret eden Öymen, ''Bu bir vatanseverlik konusudur. Böyle bir metni onaylamak vatanseverlikle bağdaşmaz. Hiçbir Türk'ün bilerek kendi hareket sahasını bu kadar sınırlayan bir metni onaylayacağına ihtimal vermem'' dedi. Annan Planı ile ilgili olarak CHP'ye tek bir belge bile ulaşmadığını da vurgulayan Öymen, ''Belki de belge geldiğinde çok geç olacaktır'' dedi.