Türk futbolu ABye hazır mı?
Abone olTürk futbolunu AB'ye katılım süreci çok etkiliyecek. Yeni dönemde ekonomik olarak geride kalan takımlara yer yok..
Avrupa Birliği'ne uyum süreci, Türkiye'de her sektörde olduğu gibi futbolda da önemli değişimleri beraberinde getirecek. Kulüplerin ekonomik işletmeler gibi profesyonelce yönetilmesi ve rekabetin gereklerini yerine getirmesi başarıda önem kazanacak.
''Avrupa Birliği Sürecinde Türk Futbolu'' konulu rapor yayımlayan, denetim, vergi, yönetim danışmanlığı ve kurumsal finansman hizmeti veren dünyanın önde gelen kuruluşlarından Deloitte'nin Türkiye Denetim Ortağı Ömer Tanrıöver, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
EN ÖNEMLİ SORUN KAYNAK BULMAK
Gelinen noktada kulüplerin önündeki en önemli sorunun gelir kaynaklarını artırmak olduğunu ifade eden Tanrıöver, bunun için başlangıç noktasının, son yıllarda sadece Avrupa'da değil, tüm dünyada futbol kulüpleri için önemli bir kaynak olan naklen yayın gelirlerini, Türkiye'de büyütecek ve kulüpler arasında daha adil dağıtılacak formüller olacağını kaydetti.
''Geleceğe yönelik kulüplerin standardını yükseltmesi beklenen süreç, başta sorun olacak gibi duruyor ve sorun maddi olacak. Kulüpler bunu nasıl aşacak'' şeklindeki soruyu yanıtlayan Tanrıöver, ''AB ülkelerindeki uygulamalar incelenirse değişik çözümler geliştirilebilir. Örneğin internet ve cep telefonu üzerinden yayın haklarının satılması veya kulüplerin kendi sahalarında oynanan maçların görüntülerini, maç bittikten bir süre sonra satabilmesi gibi uygulamalar gündeme gelebilir'' diye konuştu.
YAN GELİRLER ÖNEMLİ OLACAK
Kulüplerin hasılat ve naklen yayın dışındaki gelirlerini de artırması gerektiğine dikkati çeken Tanrıöver, kulüp logolu eşya ve forma satışları, kulüp markalarının farklı ürünlerle birleştirilerek farklı alanlarda kullanılabilmesi, statların sadece maç seyredilen yerler değil, çok yönlü eğlence merkezleri olması gibi konulara daha fazla ağırlık verilmesi gerektiğini savunarak, bu alanda geliştirilecek çözümlerin Türk Futbolu'nu geleceği taşıyacağını ifade etti.
Ömer Tanrıöver, şöyle devam etti: ''Bu konularda çalışırken hızlı olmak zorundayız. Özellikle Avrupa Birliği'ne uyum sürecinden ortaya çıkabilecek bazı uygulamaların kulüplerimizin ekonomik sorunlarını daha da artıracak nitelikte olduğunu unutmamalıyız. Örneğin, Türkiye'de hala gereği yapılmamış olan Bosman Yasası er geç uygulanacak. O zaman AB üyesi ülkelerden gelen futbolcular Türk futbolcularla aynı kategoride oynayacaklar. Bu da transferlerden gelir sağlayan bazı kulüplerimizi olumsuz etkileyecek. Bunun yanı sıra, Avrupa Topluluğu Adalet Divanı'nın bonservis sisteminin serbest dolaşım ilkesini ihlal ettiği yolunda bir karar alması ihtimali bulunuyor. Böyle bir karar çıkarsa kulüpler bonservis gelirlerini de yitirecekler.
YENİ DÖNEMİN GEREKLERİNİ YERİNE GETİREMEYEN KULÜPLER REKABETTE GERİYE DÜŞECEK
Deloitte yöneticisi, Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş'ın Türkiye Ligi'nde şampiyonluklara ambargo koyduğu hatırlatılarak yöneltilen, ''Başarı bu üç takımın tekelinde kalmaya devam mı edecek'' sorusuna şu yanıtı verdi: ''Uzun vadeli bakıldığında, futboldaki yeni dönemin gereklerini yerine getiremeyen kulüplerin rekabette geriye düşecekleri görülüyor.
Bu da liglerde oynayan bütün kulüp takımları için geçerlidir. Halen liglerimizdeki rekabet bazı Avrupa ülkelerinden daha yüksek düzeydedir. Üç büyükler diye nitelenen kulüpler de Anadolu kulüpleriyle yaptıkları maçlarda, rekabette zorlanabiliyorlar. Gelecekte futbol sektörünün yeni koşullarına kendilerini adapte edebilen kulüpler başarılı olacaklar.''
Türk futbolunun değişime ne kadar hazır olduğunu da Tanrıöver, şöyle dile getirdi: ''Futbolumuzda belli bir altyapı var. 1990'lı yıllarda olduğu gibi yine güçlü bir oyuncu kuşağının gelmekte olduğu görülüyor. Futbolumuz AB'ye uyum da sağlayabilir, Avrupa'da yeni başarılara da koşabilir. Önemli olan kulüplerimizin, ekonomik işletmeler gibi profesyonelce yönetilmesi ve rekabetin gereklerini yerine getirebilmesidir.''