Türk esirlerin korkunç dramı
Abone olErmeni doktorlar, Türk esirlerin gözlerini oydular. Nargin'de açlığa mahkum edilen Türk esirler, topluca katledildi!
Sarıkamış Harekatı ve Kafkas Cephesi'nde Ruslar'a esir
düşerek Sibirya'daki çeşitli esir kamplarına götürülen Türk
askerlerinin, esir kamplarındaki esaret yılları ''Cehennem Adası
Nargin'' adlı belgesele konu oldu.
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından desteklenen "Cehennem Adası
Nargin" adlı belgeselin çalışmaları 14 ay sürdü. Belgesel,
Sarıkamış Harekatı'nda esir düşerek Sibirya'daki esir kamplarına
götürülen ve 5 yıl boyunca çeşitli kamplarda esir kalan Tuğgeneral
Ziya Yergök'ün 1850 sayfalık üç ciltten oluşan el yazması
anılarından yola çıkılarak hazırlandı.
Soğuk va açlığa yenildiler
Sarıkamış
Harekatı'na ilişkin anılarını aktaran Tuğgeneral Ziya Yergök, Rus
esaretindeki yıllarını ilerlemiş yaşına rağmen belgesele bütün
detaylarıyla aktardı.
Ruslara esir düşen babasının yaşadıklarını anlatan Nurullah Yergök, harekatta askerlerin ne bulursa onu yediğini, soğuktan korunmak için girdikleri ahırlarda da hayatınıkaybedenlerin olduğunu, sefalet yüzündentaburların mevcudunun da 300'e düştüğünü aktardığını dile getiriyor. |
Babasının, ''kendisi için esaretin ölümden beter olduğunu'' sık sık ifade ettiğini söyleyen Yergök, ''Buna rağmen yaşamak için direnmiştir. Onun bu mücadelesi ölüm kalım savaşından çok vatana kavuşma maksadıyla verilen onurlu bir mücadeledir'' diyor. Rus ordularının içindeki Ermeniler'in esir kamplarında yönetici olarak görev aldıklarını babasından duyduğunu da anlatan Yergök, babasının anlatımıyla yaşananları şöyle aktarıyor:
''Savaş yetmiyormuş gibi birçok Mehmetçiği de bu yolculuklarda kaybettik. Babam bunları anlatırken çok duygulanırdı. Esarete daha fazla dayanamamış ve özellikle Azerbaycan'da kurulu bulunan Türk derneklerinden de yardım alarak esir kampından kaçmıştır. Kaçışı sırasında yakalanmış, Ruslar tarafından aylarca hapiste tutulmuş ve bitler nedeniyle yakalandıkları tifo gibi bulaşıcı hastalıklarla, ölümle pençeleşmiştir. Bunlar yakın tarih çalışmalarında çok anlatılmadı, konuşulmadı.''
Belgeselde, Nargin ile diğer esir kamplarında kalan ve Anadolu'ya tekrar dönmeyi başaran 11 askerin anılarına, birinci derecedeki yakınlarıyla yapılan röportajlara ve döneme ait Türkiye, İngiltere ve Rusya devlet arşivlerindeki belge, fotoğraflar ve görüntülere yer verildi. |
Esir Türklerin çektiği acılar
Prof. Dr. Taşkıran ise Çarlığın harekat öncesi toprak vaadiyle
örgütün önde gelenlerine Rus birliklerinde üst düzeyde görevler
verdiğini, bazı örgüt üyelerinin ise gizlice Osmanlı topraklarına
sızarak erzak teminini engellemek için Ermeni ve Türk köylerini
ateşe verdiğini ifade etti.
Rus birliklerindeki Ermeni komutanların esir Türkler'e tarihin en
büyük acılarını yaşattığını belirten Taşkıran, belgeselde bunu şu
sözlerle anlatıyor:
''Ermenilerin, Türk esirlerine çok kötü davrandıklarını,
esirlerimizin hemen hemen hepsi söylemektedir. Bolşevik ihtilalini
destekleyen, buna katılan Ermeniler de var. Bu Ermeniler yönetici
konumuna geldiler, kamplarda oldular.
Belgesel, Ermenilerin Türk esirlere çektirdiği acılara da şahitlik ediyor. İşte belgeselde belgelerle anlatılan Ermeni zulmü: "Antep'te defterdarlıkta görev yapan bir memur esir edilmiş, Mısır'daki kampta yaşadıklarını anlatıyor.'Kampta Ermeni doktorlar vardı. Biz revire müracaat ettiğimiz zaman bizi hemen hastaneye gönderirlerdi. Hastanede bulunan Ermeni doktorların eline düşerdik.Ermeni doktorlar nişan almada kullanıldığı için özellikle sağ gözümüzden başlayarak hiçbir şeyi olmadığı haldegözümüzü oyarlardı '' |
Yönetmenliğini Haluk Ölçekçi'nin, proje koordinatörlüğünü Konur Alp Koz'un, görsel yönetmenliğini Cihan Kahraman'ın üstlendiği ve Türk esirlerinin yaşamlarının konu edildiği belgesel için Rusya Devleti Askeri Tarih Arşivi (RDATA) ve İngiliz Devlet Arşivine de girildi. Ayrıca, arşivlerdeki binlerce belge ve döneme ait Türk ve Rus askerlerinin anıları da incelendi.
42 bin belge incelendi
Belgeselin ilk bölümünde, Doğu Cephesi'nde Ruslar'a ve Ermeni çetelerine esir düşen ve yaya olarak Tiflis'e, oradan da yük vagonlarıyla Sibirya'da bulunan esir kamplarına götürülen Türkler'in bu yolculuklar sırasında yaşadıkları resmi belgeler ve hatıratlara dayanılarak aktarıldı. İkinci bölümde ise Nargin Esir Kampı ile Sibirya'daki diğer esir kamplarındakilerin yaşamları, Osmanlı Üsera Temsilcisi Yusuf Akçura'nın raporu ışığında tarihi belgeler ve döneme ait tarihi görüntülerle desteklenerek hazırlandı.
Son bölümde de kamplardan kaçarak Türkiye'ye dönmeyi başaran esirlerin hatıraları ve birinci derecede yakınlarının ifadelerine yer verildi. Çalışma için Balıkesir, Manisa, İstanbul, Ankara, Erzurum, Trabzon ve Adana'da çekimler yapıldı. Toplam 39 bin 657 sayfa Türkçe, 2 bin 67 sayfa İngilizce ve Rusça kaynak tarandı. Belgesel için Türkiye ve Azerbaycan'dan 78 kişiyle görüşüldü, bunlardan 16'sıyla çekim yapıldı. Belgeselde, Nargin Adası'ndaki esir kampında tutsak Türk esirlerinin görüntülerine yer verildi.
Belgeselde, Rusya Devleti Askeri Tarih Arşivi'nde ulaşılan bazı raporlarda Sarıkamış Harekatı sırasında Osmanlı idaresindeki Ermeniler'in bölge hakkında Ruslar için istihbarat topladığı, bazı Ermeni köylerinin ise harekat sırasında Türk birliklerine lojistik sağlanmaması için Ermeniler tarafından yakıldığı gibi konulara tarihi belgeler ışığında yer veriliyor.
Ünlü akademisyenler belgeselde!
Sarıkamış Dayanışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Birgün Sönmez, eski milletvekili Turhan Çömez, Prof. Dr. Cemalettin Taşkıran, Yrd. Doç. Dr. Cemil Kutlu, Yrd. Doç. Dr. Celal Metin, Dr. Umur Işık ile esaret yaşayan Tuğgeneral Ziya Yergök'ün oğlu Nurullah Yergök, İrfanoğlu İsmail Efendi'nin oğlu Ahmet Rıza İrfanoğlu ile Ahmet Göze'nin oğlu Gazeteci-yazar Ergun Göze'nin de aralarında bulunduğu çok sayıda akademisyen ve düşünürün de katıldığı çalışmada ayrıca Prof. Dr. Birgün Sönmez'in özel arşivinden de görüntüler yer alıyor.
Uluslararası Kızılhaç Komitesi'nce 1914-1919 yılları arasında
çekilen ve ilk kez Türk araştırmacılar tarafından kullanılan
görüntülerin de bulunduğu belgesel için Türk esirlerinin mektup ve
hatıraları da incelemeye alındı.
Belgeselin çekiminde 7 kişilik ekip görev alırken, ikinci bölüm
çalışmaları için İngiltere, Azerbaycan, Mısır ile yurt dışındaki
Türk şehitliklerinin bulunduğu merkezlerde de çekimler yapılacak.
Belgesel, yurt dışı festivallere de katılacak.