Türk olmak zordur.
Dünyanın neresine giderseniz gidin zordur.
Hele hele yaşadığımız dünya düzeninde “Türk’ün Türk’ten
başka dostu yoktur” sözü tarihin derinliklerine
karışmıştır.
Türk dünyasını bile ne yazık ki “Bana dokunmayan yılan
bin yaşasın” mantığı sarmıştır.
En acı örneğini şimdi Uygur çocuklarında yaşıyoruz.
Uygur çocukları ne yazık ki, Çin’in ekonomik gücü karşısında
sessiz kalmayı tercih eden Türk dünyasının “YETİM”
çocukları haline gelmişlerdir.
Kadim Türk yurtlarında Doğu Türkistan 2. Endülüs olmak
üzeredir.
Çinlilerin Doğu Türkistan’ı tarihten silme projesine
karşı Türk dünyası ve İslam dünyası sessiz kalmayı tercih
etmişlerdir.
Geçtiğimiz günlerde Yücel Tanay Uygur
Türkleri ile ilgili bu önemli konuyu kaleme almıştı.
Tanay 5-6 Kasım tarihlerinde BM’nin Cenevre’deki binasında
Cenevre’deki İnsan Hakları Konseyi, Çin’de ve Çin işgalindeki Doğu
Türkistan’da insan hakları ihlallerinin konuşulduğu toplantıyı
gündeme getirirken Avustralya, Çek Cumhuriyeti, Danimarka,
Finlandiya, Fransa, Almanya, İzlanda, İrlanda, Japonya, Hollanda,
Norveç, Kanada, İsveç, İsviçre, İngiltere ve ABD, Çin’in Doğu
Türkistan’daki sözde ‘yeniden eğitim’
kamplarındaki insan hakları ihlallerini ortaya koymuştu.
Peki Talay o
toplantıdan sonra neler yazmış neler olmuştu?
***
Toplantıda, nüfusunun büyük çoğunluğu Müslümanlardan oluşan
ülke temsilcileri, Çin’in Doğu Türkistan’daki zulüm kampları
hakkında hiçbir görüş belirtmediler.
Suriyeli temsilcilerin Çin’in sözde ‘teröre
karşı’ daha sert tedbir alması gerektiğini ortaya koyması
tepki toplarken, Filistin ise üye ülke sıfatıyla bu toplantıya
katılıp Doğu Türkistan’daki baskılara hiç değinmemişti.
Halbuki Filistin davasına Türkiye’den büyük destek
vardı.
Ama Filistin temsilcisi susarak Çin’e destek vermeyi
yeğlemişti.
Acı ama gerçek buydu.
Malezya haricindeki tüm Müslüman ülkeler Çin’in yanında
olduğunu ifade ederek bu ülkenin yaptırımlarını takdir
ettiler.
Ne acı ki Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan gibi Batı
Türkistan’daki Türk ülkeleri de Çin’i destekler beyanlarda
bulundular.
Anne ve babaları Çinli işgalciler tarafından Doğu
Türkistan’da açılan Nazıvarı kamplarına koyulan Uygur Türk
çocuklarının Çin sömürgeciliği tarafından Çinlileştirmek amacıyla
çocuk yetiştirme merkezlerine yerleştirilmesine sessiz kalmak çok
ama çok üzücü oluyor.
Bu merkezlerde Çinli faşist idareciler tarafından Türk aile
terbiyesi, örf adedi, dini, kültür medeniyeti, dil ve yazısından
kopartılarak bu çocuklarımız Çinlileştiriliyor.
Kendi ırkından, dininden nefret eden, Türk olduğundan utanç
duyan ve ebediyen kendi milletine kin güden bir topluluk olarak
yetiştirilmeye çalışılıyor.
Ey Türk dünyası!
Ey Müslümanlar!
Bunlar Müslüman Uygur Türk çocukları, niye sessiz
kalıyorsunuz?
Uygur Türklerinin %99’u Müslüman Sünni, bunlar ümmetin
çocukları, ümmetin yetimleri değil mi?
Bu çocukların zulüm gördüğü topraklar Türklerin İslam’ı
kabul ettiği topraklar değil mi?
Türk-İslam medeniyetinin yeşerdiği topraklar değil
mi?
İşgal altındaki topraklar İslam toprağı değil
mi?
Bugün Doğu Türkistan’daki zulüm Filistin’le kıyaslanmayacak
kadar çoktur.
Doğu Türkistanlıların mücadele ettiği işgalci Çin, 1.5
milyarı geçen nüfusuyla dünyanın en kalabalık
ülkesidir.
İslam dünyasının Müslüman Uygur çocukları konusundaki
sessizliği, çoğu diktatörlükle yönetilen bu ülkelerin Çin’le ticari
ve askeri alanda yaptıkları işbirliğinden kaynaklanıyor.
Ya İslam Birliği Teşkilatı Çin’in Doğu Türkistan’daki
zulmünü kınayan bir karar aldı mı?
Hayır, o zaman ne işe yarar?
Ne yazık ki!
Türk dünyası kağıt üzerinde var.
Türk dünyasında demokratik seçimle iktidara gelen
Azerbaycan’ın Cumhurbaşkanı tek lider Elçibey’di.
Ne demişti;
“Azerbaycan ve Türkiye dost değildir.
Dostluk, birbirini sonradan tanıyanlar arasında
kurulur.
Bizler kardeşiz.”
Onun da fazla iktidarda kalmasına müsaade etmediler
zaten!
***
Diyeceğim şu ki;
Uygur çocukları bizim çocuklarımızdır.
Çinlileştirilmeye çalışılan bu çocuklara karşı sessiz kalanlar,
öncelikle insanlığından utansın!
Suriye’den kaçan ailenin denizde boğulan çocuğu için haklı
olarak dünya ve Türkiye ayağa kalktı..
Hep birlikte kalktık…
Ama anne ve babası Çin toplama kampında olan ve Irmakta
donup ölen Uygur Balası için çıt yok…
O çocuklar Türk olduğu için vicdanınız mı
kurudu?