Türk doktorlardan dünyada bir ilk
Abone olDünyanın gözü bizim üstümüzde. Dünyadaki ilk rahim naklinde gebelik gerçekleşirse Japonya, İsveç ve Amerika'da da rahim nakli yapılacak
Türkiye tıp tarihine adını bir kez daha yazdırmaya
hazırlanıyor. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde dünyada
kadavradan ilk kez yapılan rahim naklinin ardından ikinci adım
atılıyor. Rahime emriyolar yerleştirilecek. Bu adımda başarılı olur
ve gebelik gerçekleşirse dünya ülkeleri rahim nakli için sıraya
girecek.
Dünyada kadavradan ilk rahim naklini gerçekleştiren ekipte yer alan
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum
Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Münire Erman Akar,
''Yaklaşık 10 anne, rahmi olmayan kızlarına rahimlerini
vermek için bize başvuruda bulundu'' dedi.
DÜNYA BU ADIMI İZLİYOR
Prof. Dr. Münire Akar, gazetecilere yaptığı açıklamada, dünyada
kadavradan ilk rahim nakli yapılan Derya Sert'e dondurulmuş
embriyonun en erken eylül ayında rahime
yerleştirileceğini söyledi. 8 Ağustos 2012 tarihinde
naklin birinci yılını dolduracaklarını hatırlatan Akar, en iyi
kalitede 8 embriyon dondurduklarını, bu embriyonları rahime
yerleştirmek için eylül ayından sonra Sert'in kullandığı ilaçların
dozunu düşüreceklerini ve en uygun zamanı bekleyeceklerini
belirtti.
Akar, 8 embriyonu 3-3-2 şeklinde dondurduklarını ve ilk 2'li
embriyonu çözeceklerini, bu embriyonunun kalitesinin orta seviyede
çıkması halinde 3'lü dondurulmuş embriyonları çözeceklerini dile
getirdi.
ADET DÖNEMİ ESAS ALINACAK!
Embriyonu rahime ilk yerleştirme denemesine hastanın adet
görmesinden sonra başlayacaklarını anlatan Akar, adet döneminin
15'inci gününe kadar rahim zarının geliştirilmesini
bekleyeceklerini ve rahim zarı tutulmasının artması için ilaç
verdikten 3 gün sonra embriyon transferini yapacaklarını ifade
etti. Akar, transfer yapıldıktan 2 hafta sonra da hamile olup
olmadığının belirleneceğini ve sonucun olumsuz çıkması halinde
ikinci deneme için 1-2 ay ara vereceklerini vurguladı.
Ocak ayına kadar ellerindeki embriyonları kullanmak istediklerine
dikkati çeken Akar, embriyonlar çözüldükten sonra çok iyi kalitede
olmaması halinde taze embriyonlarla tüp bebek yapabileceklerini
belirtti. Akar, herşeyin yolunda gitmesi halinde Derya Sert'in
yaklaşık bir yıl sonra bebeğini kucağına alabileceğini ifade
etti.
NAKİL DÜNYAYA IŞIK TUTACAK!
Nakilli hastaların gebeliklerinde bazı sıkıntılar yaşanabildiğine
işaret eden Akar, ''Karşılaştığımız en önemli sıkıntı ilaç
kullandıkları için tansiyon problemi gelişebiliyor. Nakilli
hastalar biraz daha erken doğum yapabiliyorlar. Beklenen doğum
ağırlıkları normal hastalara göre biraz daha düşük olabiliyor.
Hastamız hamile kalabilirse biz de gebeliği 33-34'üncü haftada
sonlandırmayı düşünüyoruz. Aynı dönemde rahmin alınması da gündeme
gelecek'' dedi.
İLK KEZ İNSANDA DENENİYOR
Gebeliğin sağlanması halinde naklin dünyaya ışık tutacağını anlatan
Akar, şöyle konuştu:
''Dünyada İsveç'te sıçan, Amerika'da koyun, Japonya'da ise
maymunda rahim nakli yapıldı, gebelik sağlandı ve doğum oldu.
Özellikle maymun bizim için çok önemli. İnsana benzer olduğu için
bizi ümitlendiriyor. Dünyanın gözü bizim üstümüzde. Gebelik
gerçekleşirse Japonya, İsveç ve Amerika'da da rahim nakli
yapılacak. Bu ülkelerdeki rahim naklini yapacak ekipler bizi
ziyaret etti. Onlar da bu süreci yakından takip ediyor. Gebeliğin
gerçekleşmesi, onların da önünü açacak.''
CANLIDAN CANLIYA RAHİM DE NAKLEDİLECEK
Rahim naklinde canlıdan canlıya naklin de söz konusu olabileceğine
dikkati çeken Akar, şunları kaydetti:
''Yaklaşık 10 anne, rahmi olmayan kızlarına rahimlerini
vermek için bize başvuruda bulundu. Bu konular tartışılabilir. Her
zaman uygun kadavra bulunamayabilir. Ailenin izin vermesi ve
rahimin tamamen sağlıklı olması gerekiyor. Kadavradan aldığımızda
rahimle ilgili testleri 8-10 saat içinde yapmamız gerekiyor. Ancak
canlıdan canlıya nakillerde geniş zaman aralığı var ve her türlü
testi rahatlıkla yapabiliriz. Canlıyla ilgili dezavantaj, vericinin
ameliyat sırasında yaşadığı bazı riskler. Bir kaç kadavrayla rahim
nakillerinden sonra gebelik olursa bundan sonraki aşamada 'canlıdan
yapalım' denilebilir.''
Doğacak bebeğin rahimi bağışlayan kişinin genetik özelliklerini
taşımayacağına işaret eden Akar, genetik özelliklerin
yumurtalıklardan aktarıldığını ve bu nedenle doğacak bebeğin anne
ve babanın genetik özelliklerini taşıyacağını belirtti.
Akar, ''Bebek doğarsa benim bebeğim gibi olacak. Tüp
bebeklerdeki bebeklerin hepsini kendi bebeğim gibi hissediyorum,
ama bu özel olacak'' dedi.