Türk çocuğunun geleceği "tombul"
Abone olBeslenme konusunda tedbir alınmadığında Türk çocuklarının 30 yıl sonra bugünkü durumun iki katı daha daha şişman olacağını ileri sürdü.
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji Bilim
Dalı'nca Prof. Dr. Abdullah Bereket başkanlığında bir ekip
tarafından 2 yıldır yürütülen "Sağlıklı Türk Çocuklarında Büyüme"
çalışması M.Ü.T.F. Vakfı Çiftehavuzlar Tıp Merkezi'nde düzenlenen
bir basın toplantısı ile açıklandı. Toplantıda bir konuşma yapan
Prof. Dr. Abdullah Bereket, çalışmanın Türk çocuklarının fiziksel
gelişimleri ile ilgili güncel durumun belirlenmesi, beslenme
özellikleri ile ilgili bilgi edinilmesi ve kemik sağlığı ile ilgili
standartların belirlenmesi maksadıyla yapıldığını belirtti. Çalışma
kapsamında İstanbul'daki 3 farklı sosyoekonomik düzeydeki 11 farklı
Kreş, İlköğretim Okulu ve Lise'den 4-18 yaşları arasındaki 1.400
çocukta tarama ve anket yapıldığını anlatan Prof. Dr. Bereket,
çalışmanın 18 ayda tamamlandığını söyledi. Doğum ağırlıkları, genel
sağlık durumları, beslenme özellikleri, anne-baba boyları gibi
bilgileri ihtiva eden 21 soruluk bir anketi cevaplayan çocukların
daha sonra muayeneleri yapıldı. Elde edilen bilgiler ışığında; boy
kısalığı, şişmanlık (obezite), kemik zayıflığı ile ilgili
rakamların ortaya çıktığını ifade eden Prof. Dr. Abdullah Bereket,
düşük gelir grubunda boy kısalığının daha fazla görüldüğünü
belirtti. Yüksek gelir grubunda boy kısalığının daha az görülmesini
sebebini iyi beslenmeye bağlayan Prof. Dr. Bereket, boy kısalığını
hazırlayıcı faktörler arasında; anne-baba boyu, doğum ağırlığı,
sosyoekonomik durum, beslenme, hastalıkları ve hormonal eksiklerin
yer aldığını kaydetti. "Süt içme kampanyaları düzenlenmeli" Türk
çocuklarında şişmanlığın gittikçe arttığını belirten Prof. Dr.
Bereket, "1966-1968 yılları arasında Olcay Neyzi tarafından üst
gelir grubunda yapılan bir çalışmada 9-17 yaş arası erkek
çocukların % 11.2'sinde görülen obezite bugün bizim yaptığımız
araştırmada 23.6 olarak karşımıza çıkıyor. Bu da gösteriyor ki
gelir grubu arttıkça, şişmanlık da artmış" diye konuştu. Obezitenin
fazla görüldüğü ABD ortalamalarının yakalanmış olduğunu ifade eden
Prof. Dr. Bereket, "Kalp ve şeker hastalıklarında önde giden ABD
rakamlarını orta ve yüksek gelir grubunda yakalamış görüyoruz. Bu
trend böyle devam ettiği takdirde 30 yıl sonra Türkiye'de
obeziteden dolayı kalp ve şeker hastalıklarının artacağını
söyleyebiliriz. Bunun önüne geçilmesi için şimdiden beslenme
eğitimine büyük önem verilmeli. Okullarımıza beslenme eğitimi ile
ilgili dersler konulmalı. Süt içme kampanyaları düzenlenmeli.
kısacası bu konuya ciddi bir kaynak ayrılmalı" diye konuştu. Anne
sütü ile beslenen çocukların daha az şişman olduğuna değinen Prof.
Dr. Abdullah Bereket, obezitede hazırlayıcı faktörleri ise şöyle
sıraladı: Ailevi alışkanlıklar, hazır yiyecekler, gazlı içecek
tüketimi, reklamlar (tüketimi zorluyor), genetik etkiler, beslenme
alışkanlıkları, ekonomik sebepler, yetersiz spor, aile içi
geçimsizlik. Gebelikte sigara içilmesinin bebeğin düşük ağırlıklı
doğmasına sebep olduğunu bundan dolayı da ileride bu çocukların
şişmanlık açısından risk taşıdıklarını kaydeden Prof. Dr. Abdullah
Bereket, ileride sağlıklı ve zinde bir toplum oluşturmak için
gerekli adımların çocukluktan başlatılması gerektiğini sözlerine
ekledi.