Türk bilim insanları yapay kan üretti
Abone olTürk bilim insanları, laboratuar koşullarında tamamen yerli yapay kan üretimini gerçekleştirdi.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) ve Anadolu
Üniversitesi’ndeki değerli bilim insanlarının başını çektiği ve
Tübitak’a sunulan Multidisipliner Araştırma Projesi önerisi
kapsamında tamamen yerli hemoglobin bazlı yapay kan üretiminde ön
çalışmalar başarı ile tamamlandı.
Doç. Dr. Adnan Ayhancı, ürettikleri yapay kanı, kan grubuna bakılmaksızın herkese verilebileceğini vurguladı.
Proje kapsamında Eskişehir Osmangazi, Anadolu, Kars Kafkas ve Dicle üniversiteleri ve bir Teknopark Şirketi olan Bionkit Biyo-Nano Kimya Teknolojileri Mühendislik-Danışmanlık tarafından verilen destekle oluşturulan geniş tabanlı bir Yönetim Düzeni oluşturuldu. Bu düzende, çok farklı disiplinlerden bilim insanlarının görev alması planlandı. Bunun dışında projede, 2 Analitik Kimya, 1 Anorganik Kimya, biri doktora sonrası olmak üzere 2 Biyokimya, biri doktora sonrası araştırmacı olmak üzere 2 Moleküler Biyoloji ve Genetik, 1 Biyomühendislik disiplinlerinden olmak üzere “8” temel araştırmacı planlandı.
Projeye ilişkin açıklamalarda bulunan ESOGÜ Fen Edebiyat
Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Adnan Ayhancı,
Amerika, Rusya ve Çin başta olmak üzere birçok ülkenin yapay kan
üretmeye başladıklarını, ülkemizin de bu hayati ürünü üretmekte
geri kalmaması gerektiğini ifade etti. Ayhancı, “Kanın temel
işlevlerinden biri, vücutta oksijeni taşımak ve bunu dokulara
bırakıp onun yerine karbondioksiti almaktır. Bu işlev, kırmızı kan
hücrelerinde (eritrositler) bulunan ve hemoglobin adı verilen,
oksijen taşıyıcı hemoproteinlerle sağlanır. Bir vericiden alınan
kanın nakli olağan ve güvenli bir yol olsa da, kanın yerini
alabilecek maddelerin geliştirilmesi için önemli nedenler
bulunmaktadır: İnsan alyuvarlarının, klinik etkilerini uzatacak ve
enfeksiyon bulaşma riskini azaltacak şekilde saklanması zordur. Bu
ise, kanın afet bölgelerinde ve savaşlarda ulaşılabilir olmasını
sınırlamaktadır. Ayrıca, yapay kanlar enfeksiyona yol açan
patojenlere karşı sterilizasyona daha uygun olacaklarından ve kan
grubu antijenleri içermeyeceklerinden, çapraz eşlemeye de gerek
duymayacaklardır. Tüm bu olumsuzlukların aşılması için katı saklama
koşulları gerektirmeyecek yapay kan geliştirilmesi, çok önemli bir
çözüm olarak gözükmektedir. Diğer taraftan yapay kan üretimi klasik
kan bağışına ve nakline bir alternatif değil, aksine destektir.
Araştırma ekibimiz kan bağışının aynı hızla devam etmesi
gerektiğine inanmaktadır. Proje kapsamında geliştirilmesi
hedeflenen nano-Hb sistemlerinin tamamı, özgün ve yeni
biyonanomalzemeler olup yapay kan araştırmalarına yeni bir yön
vereceği inancını taşımaktayız. Eritrositi taklit edecek nano-Hb
sistemleri için PCT ve USPTO’ ya patent başvurusunda bulunulmuştur”
dedi.
“YAPAY KAN ANİ VE ACİL İHTİYAÇ ANINDA KULLANILACAK”
Ürettikleri yapay kanın ani ve acil ihtiyaç olduğu durumlarda kullanılacağını ifade eden Ayhancı, “Hemen verilebilecek bir ürün, kan yerine geçebilecek alyuvar fonksiyonu gösteren bir ürün. Dolayısıyla hayat kurtaracak bir sıvı. Kan bankalarında kan alındıktan sonra bir aydan fazla saklanamaz, hemen bozulur. Oysa yapay kanı ürettikten sonra bir sene saklayabiliyoruz. Özellikle son zamanlardaki AİDS hastalığını ve diğer birtakım kan yoluyla bulaşan hastalıkları düşünürsek, yapay kan ile bunların önüne geçmiş olacağız. Son olarak istediğimiz kadar yapay kanı hızlı ve daha ucuz üretebileceğiz” şeklinde konuştu.
“KAN GRUBUNA BAKILMADAN HERKESE VERİLEBİLECEK”
Doç. Dr. Adnan Ayhancı, ürettikleri yapay kanı, kan grubuna bakılmaksızın herkese verilebileceğini vurguladı. “Tamamen yerli bir ürün olacağı için, Türkiye’nin belki de ileride oluşabilecek kan ihtiyaçlarını dışarıdan karşılanması zorunluluğunun da önüne geçeceğiz” diyen Ayhancı, “Kan ürünleri çok hayati olduğu kadar çok da tehlikelidir. Birtakım istenmeyen kimyasallar veya biyolojik etmenler eklenebilir. Bu nedenle ülkemizin ihtiyacı olan hemoglobin bazlı kan stokunu kendimizin sağlaması son derece önemlidir” ifadelerini kullandı.
“DÜNYA BU İŞE BAŞLADI, BİZ GERİDE KALAMAYIZ”
Tüm dünyanın yapay kan üzerinde çalışmalara uzun süre önce
başladığını hatırlatan Ayhancı, Türkiye’nin bu alanda ciddi bir
açığı ve ihtiyacı olduğunu söyledi. Ayhancı, şöyle devam etti:
“Projemiz Tübitak’ın öncelikli alanlarda açtığı
“1003-SAB-ILAC-2015-2 Kan ve Kan Ürünleri” çağrısının “Universal
kan ürünleri ve yapay kan araştırmaları” ile “kan ürünlerinin
rekombinant olarak üretilmesi” hedefleriyle örtüşmektedir.”
“TUBİTAK BİLİM İNSANLARINA BÜTÜN KAYNAKLARI AÇMIŞ DURUMDA”
Kendilerinin, proje ekibi ile birlikte düşünüp bu projeyi TUBİTAK’a sunduklarını anlatan ESOGÜ Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Adnan Ayhancı, TUBİTAK’ın son zamanlarda arge yapılması için her türlü imkanı sunduğunu belirtti. Ayhancı, “Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TUBİTAK) zaten birçok bilim insanına araştırma için kaynakları sonuna kadar açmış durumda. Gerçekten son 10-15 yıldır ülkemiz inanılmaz derecede kaynaklarını araştırma harcamalarına açtı. Gerek Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP) gerekse TUBİTAK kayda değer araştırmaları desteklemektedir” diye konuştu.