Türk aşısında iki müjde birden! Tarih bile belli
Abone olHabertürk yazarı Muharrem Sarıkaya, koronavirüs aşısıyla ilgili iki müjde birden verirken ''Aşıda iki müjde: 1-Türk aşısında ilk üretim başladı… 2- Tek doz aşı yetecek gibi…'' ifadelerini kullandı.
ABD başta olmak üzere, ülkelerin ekonomilerini ayağa
kaldırmak uğruna aşıda önceliği kendi vatandaşına verdiği yeni bir
döneme tanıklık ediyoruz. Avrupa Birliği’nin dahi ısmarladığı aşıya
zamanında ulaşmakta zorluk çektiği de göz önüne alındığında,
yeterli aşıya dünyanın kısa sürede ulaşması pek de olası
görülmüyor.
Nitekim Dünya Sağlık Örgütü Başkanı Tedros Andhanom Ghebreyesus da bu duruma dikkat çekerek, 49 yüksek gelirli ülkede 39 milyon doz aşı yapılırken, en düşük gelirli ülkelerin birine düşen aşı miktarının 25 doz olduğunu belirtip eklemişti: “Feci bir ahlaki çöküntünün eşiğindeyiz… Böylesi bir ‘önce ben’ yaklaşımı, en yoksul ve en savunmasızları riske atıyor…”
Nitekim aşı alımı için geçen yıl 44, bu yıl ise sadece 12 ikili anlaşma imzalanabilmiş. Çünkü piyasada üretilen aşıların ülkelere ortalama maliyeti 10 dolar civarında… Bu da ülkelerin aşıya milyonlar, hatta nüfusuna göre milyarlarca dolara ayırmaları anlamına geliyor. Yoksul ülkelerin aşıya ulaşması için DSÖ’nün başlattığı çaba da aslında istenildiği gibi gitmiyor.
İlk üretim tamam
Dünyadaki bütün bu gelişmeler, Türkiye’nin de arasında bulunduğu
bazı ülkeleri kendi ürettiği aşıya ulaşma çabasına itti... Erciyes
Üniversitesi’nde Prof. Dr. Aykut Özdağrendeli ve
arkadaşları şu an yaygın uygulanan Sinovac aşısına benzer inaktif
aşıyı üretmeyi başardı. Ardından da Faz-1 denilen ilk aşamayı
başarıyla geçti; 44 kişi üzerinde yapılan denemelerde yeterli
koruyucu antikor geliştiği görüldü. Aşının çok daha güçlü hale
getirilmesi için yeni ayarlamalar yapıldı ve Faz-2 aşamasına
geçilmesi için üretime dün itibarıyla başlandı.
Sıra seri üretimde
Bundan sonraki aşamada Prof. Dr. Aykut Özdağrendeli ve
ekibi Koçak Farma şirketinde ürettikleri inaktif aşının, Faz-2
çalışmasında uygulanması için gereken şişelenme sürecinin
tamamlanmasını da gözetleyecek. Ardından kalite kontrol amacıyla 15
gün sterilize edilmesi sürece çalıştırılacak. Fabrikada seri üretim
sürecinin sanıldığı kadar kolay olmadığını belirttiler; çünkü
üretilen aşının önce “Bio reaktör” denilen büyük tanklarda
şişelenme için depolanması gerekiyormuş.
Şubat ortasında Faz-2’nin başlanması
hedefleniyor
Bu süreçlerin ne kadar zaman alacağını sordum, Faz-2 çalışmasına bu
hızla devam edilebilirse ve ısmarlanan tanklar zamanında gelirse
Şubat ortasında Faz-2’nin başlanması hedefleniyor. Yani
planlanandan 1,5 aylık gecikme söz konusu... Faz-2 çalışması
sonrası yeni bir bilimsel değerlendirme yapılıp, denetim
kurumlarının onayı alındıktan sonra Faz-3 aşamasına geçilecek.
Bütün süreçlerin tamamlanması, Sinovac’ta olduğu gibi “Acil
Kullanım Onayı”nın alınması halinde, bugün de yaşandığı gibi eş
zamanlı aşılamanın da başlayabileceğine vurgu yapıldı.
'Nisan gibi Türkiye kendi aşısını uygulama yoluna
gidebilir'
Yani, Nisan gibi Türkiye kendi aşısını uygulama yoluna gidebilir.
Başta da belirttiğim gibi Faz-2 ve Faz-3 aşamalarında herhangi bir
olumsuzlukla karşılanmazsa… Bu aşının en önemli tarafı şu an
uygulanan Sinovac ile benzer olması… Bu durumda ilk dozu
yapılanlara Faz-3 aşamasına geçilip AKO alınması durumunda
Türkiye’de üretilen ise ikinci dozlarının yapılması gibi bir durum
da karşımıza çıkacak; ki ikinci doz diğerinden çok daha donanımlı
ve güçlü olacak. Hedef beraberinde gelmesi beklenen diğer iki
aşıyla birlikte bu yıl içinde Türkiye’ye yetecek çeşidi bol aşı
üretilmesini sağlamak. Ancak bunun için de çok zahmetli ve bir o
denli de masraflı süreçlerin tamamlanması gerekiyor.
İkinci müjde; hücre hafızası canlandı
Aşının önemi bugüne kadar dünyada 78 milyon kişiyi enfekte eden ve
1 milyon 700 binden fazla kişinin de ölümüne neden olan Covid-19
virüsünün etkisini azaltmak. Üretilen aşıların neredeyse tamamı da
tam koruma sağlamazken, ağır hastalığı %100 engellediği ortaya
çıktı; hatta orta şiddetteki hastalıkları engelleme oranı da %70
üzerine yükseldi.
Üzerinde durulan da aşının etkisinin ne kadar süreceği, bazı bilim insanlarının ileri sürdüğü gibi 6 veya 7 ay sonra tekrar ihtiyaç duyulup duyulmayacağıydı. Aşılamanın başlamasının üzerinden bu kadar geçmediği için etkisi bilinmiyordu.