Turgut Yılmaz'ın savunma ilanı!
Abone olYılmaz, adeta meydan okudu ve "ticari sır"ın arkasına sığınmadan, hesap vermeye hazır olduğunu söyledi.
Eski Başbakan Mesut Yılmaz’ın kardeşi ve GSD Holding Yönetim
Kurulu Başkanı Turgut Yılmaz, TBMM Yolsuzlukları Araştırma
Komisyonu’nun hayali ihracaat suçlamalarına gazete ilanlarıyla
karşılık verdi. Yılmaz, “Ticari sır kavramına sığınmaksızın her
türlü hesabı vermeye hazırız” dedi. Turgut Yılmaz, TBMM
Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu’nun hayali ihracaat suçlamalarına
gazete ilanlarıyla yanıt verdi. Yılmaz, “Kamuoyuna çağrı” başlıklı
ilanda, GSD’nin Türkiye’nin en deneyimli ve en istikrarlı Dış
Ticaret Sermaye Şirketi olduğunu belirterek, bugüne kadar
yasalarda, Dış Ticaret Şirketleri’nin cezai ve mali sorumlulukları
net olarak tanımlanmadığı için, bu şirketlerin bu tür haksız
suçlamalara maruz kaldıklarını ifade etti. Yılmaz, “Kurulduğu
günden bu yana hesapları her türlü denetime açık olan bir şirket
adının, Orhan Aslıtürk gibi hesabını dahi vermekten kaçan biriyle
anılması, kasıtlıdır ve bu ne adalete ne de vicdana sığmaktadır. Bu
kadar kapsamlı bir olayda, bir sürü şirket ismi içinden, sadece GSD
isminin özellikle seçilerek ön plana çıkarılması, adil olmadığı
gibi tipik bir çifti standart uygulamasıdır. Bu sebeple Araştırma
Komisyonu’nun yapmış olduğu açıklamayı şiddetle kınıyorum” dedi.
Yılmaz, hiçbir “ticari sır” kavramına sığınmaksızın, her türlü
hesabı vermeye hazır olduklarını da belirtti. Suçlamaların suçlama
olarak kalmaması adına Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu’nun
Meclis’e araştırılmasını tavsiye ettiği şirketin incelenmesi için
komisyonların acilen çalıştırılmasını isteyen Yılmaz, bu
çalışmaların sonuçlandırılmasını ve sonuçlarının kamuoyuna hiçbir
soru işaretine yer bırakmayacak şekilde açıklanmasını devletin
yetkili merciilerinden talep ettiğini bildirdi. Komisyonun
üyelerini, Türkiye’nin ihracatında ve ekonomisinde söz sahibi bir
firma söz konusu olduğunda, daha özenli bir ifade kullanmaya davet
ettiğini belirten Yılmaz, GSD Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı
olarak bu açıklamayı yapmanın “namus borcu” olduğunu da
kaydetti.