Turgut Özal'ın ölümündeki sır iki isim
Abone olTurgut Özal'ın naaşında 4 ayrı zehir bulunduğu idddiası Özal'ın ölümününe ilişkin spekülasyonları alevlendirdi.
ANAP döneminin Sağlık Bakanı Bülent Akarcalı, merhum
Özal'a kurşun sıkan Kartal Demirağ ile "Özal gidici, yakında
ölecek" diyen Süleyman Demirel'in konuşturulmasını
istedi.
Zaman'ın Cumartesi günkü haberi gündemi sarstı. Özal'ın nasıl
öldüğüne ilişkin tartışmalara Özal'ın yakın çalışma arkadaşları da
katıldı. Dönemin Sağlık Bakanı Bülent Akarcalı, Yeni Akit
Gazetesi'nden Erol Metin'e konuştu.
SUİKAST VE ZEHİRLENME BİRBİRİYLE BAĞLANTILI
ANAP döneminin Sağlık Bakanı Bülent Akarcalı,
zehirlendiği iddiası ile Özal'a 1989'da ANAP kongresinde düzenlenen
suikastın birbirinden bağımsız düşünülemeyeceğini söyledi. Tespit
edildiği belirtilen zehir bulguları ile kameralar önünde cereyan
eden suikastın birbiriyle bağlantılı olduğuna işaret eden Akarcalı,
“Eğer zehirlendi diye üstüne gidiliyorsa, zehirlenme varsa bu ondan
önceki suikastı hazırlayanların devam ettirdiği bir iştir. Yani
silahla öldüremedik zehirle öldürelim demişlerdir. Başbakanken
öldüremedik cumhurbaşkanıyken öldürelim demektir. O zaman daha
geriye gitmek gerekir. Zehirlenme şüphesi varsa, denmesi lazım ki:
Bu münferit bir olay olamaz. Bunun geçmişi var. Adamın hayatına
kastedilmiş. Çünkü zehirlenme mevzusunu, sonuca ulaşılmayan
suikasttan beri planlamışlar demek ki” dedi.
“TETİKÇİ DEMİRAĞ KONUŞABİLİR”
Zehirlenmenin şu anki aşamada bir iddia olarak durduğunu, ancak
suikastın somut bir olay olduğunun altını çizen Akarcalı,
derinlemesine araştırılmayan suikast dosyasının yeniden açılıp
tetikçi Kartal Demirağ'ın konuşturulması gerektiğini vurgulayarak,
“Turgut Bey'e suikast yapıldı. Ve kendisi bu suikastın üzerine
gidemedi. Şimdi esas o suikast dosyasını açmak lazım. Niye
açılmıyor? Suikastı yapan kişi de hayatta. Belki pişmanlık
duymuştur, nedamet getirmiştir, açıklamalarda bulunur. Zehirlenme
olmuş olsa bile bu zehirlemeyi kim yaptı, neden yaptı, en ufak bir
dosya yok. Ama suikastla ilgili var. O suikast dosyası hiç
açıklanmadı. Suikastı yapan kişi de ciddi bir şekilde
konuşturulmadı” şeklinde konuştu.
“KONGREDE DÜZENLENMESİ BİR
MESAJDI”
Demirağ'ın, Özal'ın parmağından yaralanmasıyla sonuçlanan saldırıyı
tek başına planlamasının mümkün olmadığını belirten Akarcalı,
“Araştırmaya önce bu suikasttan başlayalım. Çünkü öyle bir suikastı
tek başına gelen birisi düşündü, silahı aldı, içeriye girdi yok
öyle bir şey. O suikastın kongrede düzenlenmesi başlı başına
verilmek istenen bir mesajdı. Yalnız Turgut Bey'e değil Tüm
Türkiye'yi, ANAP'ı, Meclis'i, siyasi hayatı sindirmek için
tertiplendi” değerlendirmesini yaptı.
DEMİREL'İN TAVRINI ELEŞTİRDİ
Eski Bakan Bülent Akarcalı, daha önce “emanetçisi” Hüsamettin
Cindoruk'a “Özal gidici. Yakında ölecek” dediği öne sürülen ve
DDK'nın Özal'ın ölümünün şüpheli olduğuna ilişkin raporu üzerine
apar topar yaptığı “Öldürüldüğüne ve zehirlendiğine,
vesaireye inanmıyorum. 19 sene öncesine ait laf sürmez. Bu
iddiaların çıktığı günden itibaren böyle bir şeyin olabileceğine
ihtimal vermediğimi söyledim. Ama devletin imkanları var,
araştırır, bulur, ortaya çıkarır. Ama Türkiye'de devletin bulup
çıkardığı şeylere de inanmıyor kimse. Devlet bir şey yokmuş dese
de, varmış dese de inanmıyor kimse” açıklamayla herkesi
şaşkına çeviren Süleyman Demirel'in, Özal'a düzenlenen suikastla
ilgili takındığı tavrı da eleştirdi. Başbakanlık yapan Demirel'in,
Özal'ın ölümünden sonra cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturduğunu
hatırlatan Akarcalı, “Demirel suikastla ilgili ne düşünüyordu?
Kendisi de cumhurbaşkanı olduğu dönemde, cumhurbaşkanı olmuş
birisine böylesine bir suikastın düzenlenip düzenlenmediğini niye
araştırmadı?” diye sordu.