Turgay Ciner hedefini açıkladı
Abone olGazetelere tam sayfa ilan veren Park Holding Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Ciner, hedefini açıkça ortaya koydu. İşte Ciner'in ulaşmak istediği asıl hedefler...
Bugün gazetelerin arka sayfalarına tam sayfa ilan veren Turgay
Ciner, ilanda Park Holding yerine Ciner Grubu’nu tercih etmiş.
İlanda ‘Yıllarca bir ışığın peşine takıldık. Tıpkı Türkiye gibi…
Sesisiz sedasız çalıştık. Bugün ülkemizin büyük gruplarından
biriyiz ama asıl hedefimiz en büyüğü olmak. Yani daha çok
çalışmamız lazım Tıpkı Türkiye gibi...’ metni yer alıyor. Her zaman
Taksim Talimhane’de oto yedek parçacılığı yapmakla öğünen Turgay
Ciner’in bu hızlı çıkışı nasıl oldu. İŞTE CİNER'İN HAYATI Yıllık
700 milyon dolara ulaşan ciro ve 7 bin çalışanı bulunan Park
Holding'in patronu Turgay Ciner, 1956 Hopa doğumlu. Okul yıllarında
çay ocaklarında çıraklık yapan Ciner, üniversite yıllarında oto
yedek parçacılığı ticaretine başladı. İstanbul Talimhane'de bir
dükkan kurdu. 1984 yılında Almanya'dan Mercedes ithalatına başladı.
Daha sonra 1988 yılında Anadolu Endüstri Holding'in ortaklarından
Osman Yazıcı ile birlikte Yazeks'i kurdu. Anadolu Endüstri'nin
Irak'taki taahhütlük işlerini devraldı ve 1990 yılına kadar bu
ülkede anahtar teslim işler yaptı. 1990'da Rusya'dan televizyon
ekipmanları ithal edip Türkiye'de monte edip satmaya başladı. 1991
yılında Körfez Krizi'nin başlamasıyla Ciner, Irak pazarını bırakıp,
Rus pazarına yöneldi. Özbekistan'da devlet için anahtar teslim
entegre tekstil fabrikaları kurmaya başladı. Ceyhan'daki Ceytaş
İplik fabrikasını 1993 yılında İş Bankası'ndan satın alan Ciner,
böylece tekstil sektörüyle tanıştı. 1994 yılında Bezmen Grubu'na
ait Mensucat Santral'i satın aldı ve adını Taç Santral olarak
değiştirdi. Ciner'in sahibi olduğu Park Grubu'nun Adana dışında
Özbekistan'da da tekstil tesisi bulunuyor. Ciner, çamaşır kralı
Cüneyt Ayral'dan da Penyelüks'ü satın almıştı. 1995 yılında
özelleştirmeden 36 milyon dolara Havaş'ın (Havaalanları Yer
Hizmetleri A.Ş.) yüzde 60'ını satın alarak, hizmet sektörüne girdi.
1997 yılında İsviçre Havayolları (Swissair) ile işletme ortaklığına
gitti. 1998 yılında kalan yüzde 40 hissenin özelleştirilmesi için
açılan ihalede de en yüksek teklifi 27.1 milyon doları veren Ciner
Havaş'ın tamamını ele geçirdi. Ciner daha sonra Havaş'ın yüzde
40'ını İsviçreli Swissport Int.'e sattı. Turgay Ciner'in sahibi
olduğu Park Express ve Swissair'in kurduğu içhat şirketi Corssair,
THY ile ortak iç hat şirketi kurdu. Ardından Çayırhan Termik
Santralı'nın işletme devrini alan Park Holding, tekstil
sektöründeki yatırımlarını, enerji, madencilik ve turizme
yönlendirdi. Ciner'e ait Park Holding kuruluşlarından Park Plaza
Hotel ile Alman Dorint Hotels zinciri işbirliği anlaşması yaptı.
Forbes dergisinin mart ayında açıkladığı “Dünya Dolar
Milyarderleri” listesinde Turgay Ciner’de bulunuyor. Bir erkek
çocuğu babası olan Ciner, Beşiktaş’lı kimliğiyle de tanınıyor.
ARTIK MEDYA DA Turgay Ciner Altı kardeşmiş. Dört erkek, iki kız...
Kızkardeşleri vefat etmiş. Turizm ağırlıklı hizmet ve madencilik
ağırlıklı sanayi sektörlerinde, 26 şirketi bulunan "Merkez"
şirketleri ile, Sabah ve atv ile, medyaya da girdi. Öğleye kadar
diğer şirketleri ile ilgileniyor. Sonra Sabah'a geliyor ve son
ışıklar sönene kadar kalıyor. SERVET İNSANI DAHA ÇOK ÇALIŞTIRIR
Kısa bir süre önce Sabah Yazarı Mehmet Barlas’a konuşan Ciner’ir
röportajından alıntılar... -Bu dolar milyarderi olmak, ne anlam
taşıyor? Mesela bir dolar milyarderi, malvarlığını nakde çevirince,
elinde 1 milyar doları mı olur? Turgay Ciner şöyle bir tavana
bakıp, birkaç saniye hesap yaptı. Sonra cevap verdi: -Evet... Bütün
malvarlığını nakde çevirdiğin zaman elinde 1 milyar doların kalması
gerekiyor dolar milyarderi olmak için... -Dolar milyarderi olunca,
kişinin tüketime dönük ufku çok genişlemez mi? -Uçak, yat, dünyanın
önemli kentlerinde evler... Bunlara 50 milyar doları olan Bill
Gates de, bizim 1 milyar dolarlık zenginimiz de, 100 milyon dolar
harcayıp sahip olabilir. Yani tüketim ufku, zenginliğin gerçek
ölçüsü değildir. -O zaman, neden dolar milyarderi olmalı ki insan?
-Belirli ölçünün üzerindeki servet, insanı harcarken hasis yapar,
buna karşı daha çok çalıştırır. Dolar milyarderleri, tüketimde hem
hasisleşir, hem de tüketecek fazla vakit bulamaz. Kendini işine
adar. -Mesela bir özel uçak veya bir yat, milyarderliğin de statü
sembolü değil midir? -Ben 1956 doğumluyum. Yurt dışına açıldığım
için, 39 yaşındayken özel uçağım oldu. Sonra hissettim ki, Türkiye
henüz özel uçak sahibi olmayı kabullenecek bir toplumsal refah
düzeyine ulaşmamış. O uçağı sattım, bir daha uçak almadım. —Ama ben
statü sembollerinden söz etmiştim. —Türkiye’de müteşebbisler,
gösterişten ve statüden çok, alçak gönüllü ve gösterişsiz olmaya
bakmalı. Bir işadamının statüsünü, işlerinin sağlamlılığı,
borçlarını ödeyebilir olması sağlar. —Acaba 39 yaşında uçak sahibi
olmanın getirdiği bir gözü doymuşluk mu var sizde? —Babam varlıklı
bir insandı. Onun vefatı ertesinde, çok zor ve yalnız günler
geçirdik. Anladım ki servet, sürekli olmadığı zaman bir anlam
taşımıyor. Bu düzende ekonomik başarının ölçüsü olan parayı, amaç
değil, araç olarak görmeyi öğrendim... Para, başarının varlığına
endeksli. Uçak, yat falan da, fazla özenilecek şeyler değil. Onlar
sadece birer araç.