Türbanlılar da aşık olur
Abone olBaşlarında türbanları ve uzun etekleri ile gördüğümüz genç kızlar ya da kadınlar aşık olduklarında ne yaparlar
Sokakta başlarında türbanları ve uzun etekleri ile gördüğümüz
'mutaassıp' genç kızlar ya da kadınlar aşık olduklarında ne
yaparlar_? Tepkileri "diğerlerinden" farklı mıdır? Aşkı kendi
içlerinde nasıl yaşarlar? İşte Asala'dan Bir Kız Sevdim, 8 Yalnız
Kadın ve Agnes Hatice Kemahlıoğlu’nun Aşkı adlı kitaplarıyla
tanınan yazar Erdal Erkut yeni romanı Türbanlı Aşklar'da bu
soruların cevaplarını arıyor.
Erkut romanında, imam hatip okulunda okuyan 5 genç kızın, Mine,
Esma, Atıfet, Gülden ve Fatma'nın birbiriyle zaman zaman kesişen
ama aslında tümüyle farklı yaşamlarını anlatıyor.
Erkut'un romanı kuşkusuz sadece aşk üzerine kurulu değil. Ama
yazar, türbanın, insan karakterine, hislerine ve dolaylı olarak da
aşka etkisini de tartışıyor romanında.Tekkeler, zikir ve “Gül
yalamak”, töre cinayetleri, canlı bombalar romanın diğer
unsurları.
ROMANDAN BÖLÜMLER...
* "Uzatılan eli sıkıp sıkmamakta kararsız kaldı. Sonunda adamın
elini tuttu. Terlediğini algıladı.Bir erkekle ilk defa el
sıkıştığını belli etmek istemedi. Ama eli ateş gibi yandı. Adam
‘Hasta mısınız. Ateşiniz mi var?’ deyince ne yapacağını şaşırdı,
elini masanın arkasına sakladı, sonra yaptığı saçmalığı kavrayıp
‘İşte elim burada’ dercesine elini öne doğru uzattı!..”
* "Tahir’le bir araya gelmeyi hem bütün benliğiyle arzuluyor, hem
de bu beraberlikten korkuyordu. Tahir’le gezmek günah mıydı?
Çevresindeki pek çok kişi için öyleydi. O halde buluşsa da
buluşmasa da günah mı işlemiş olacaktı? Birinde kendi benliğine
karşı yalancılık yaparak diğerinde de çevreye ters düşerek!”
* “Aysel Abla’sının vücudunun sıcaklığını hissetmeye bayılıyordu.
Son zamanlarda duaları ezberlerken de ablasına iyice yaklaşıyor,
vücutlarının birbirine dokunmasının heyecanını yaşıyordu… Hisleri
masum muydu? Yoksa şeytanın güdümüne mi girmişti?”
* “Adam, ilk anda çirkinmiş gibi göründü Atıfet’in gözüne, fakat
konuşmaya başlayınca şaşırtıcı bir değişime uğrayıverdi… Adamın
kalın bir sesi vardı, kalın ama okşayıcı bir ses!.. Ayrıca,
konuşurken yüz ifadesi de değişiyor o çirkin görüntüsü
sevimleşiveriyordu…”