Türbanı ulema çözsün
Abone olEcevit, başörtüsü sorununda dayatmanın ciddi rahatsızlıklara yol açacağını belirtti.
Eski Başbakanlardan Bülent Ecevit, başörtüsü sorununda
dayatmanın ciddi rahatsızlıklara yol açacağını söyleyerek, sorunun
çözümü için din bilginleri, Diyanet İşleri Başkanlığı ve
siyasetçilerin ortak çalışması gerektiğini belirtti
Eski başbakanlardan Bülent Ecevit, türban sorununun çözümünün
siyasetçiler tarafından değil, din bilginleri, ilahiyatçılar ve
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından oluşturulacak bir komisyon
tarafından sağlanabileceğini belirtti. Ecevit, "Bizim bu konuda çok
değerli uzmanlarımız vardır. Türkiye'deki din görevlileri arasında
bu konuda çok çağdaş düşünceli kimseler vardır. Onun için bence
politikacılar ve partiler bu konuda birbirleriyle tartışmak yerine
bilginlik değeri olanlar bunu yaparsa daha uygun olur diye
düşünüyorum" dedi. Türban konusunda Meclis'in söz hakkının
bulunması gerektiğine de dikkat çeken Ecevit, konunun çok hassas
bir konu olduğunu belirtti. Başörtüsünü Türk hanımlarının
geleneksel bir yaşam biçimi olarak niteleyen Ecevit, zaman içinde
değişik başörtüsü şekillerinin dayatıldığını da iddia etti.
Eski başbakan Ecevit, Yeni Şafak'ın sorularını
cevaplandırdı:
Süleyman Demirel'in geçtiğimiz günlerde başörtülü kızların
eğitimiyle ilgili sözlerini nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Sayın Demirel'in konuşması yeteri kadar açık değil ama geçmişteki
davranışlarına göre belki daha kolay algılanabilecek sözler ifade
etti. Çok ayrıntılarını da bilmiyorum ama bu konuda eski Demirel'e
göre, şimdi ki Demirel'in daha ılımlı olduğunu hissediyorum. Kendi
eski yandaşlarıyla aynı düşünür mü, düşünmez mi bilmiyorum ama
genelde olumlu bir demeçti"
Türbanın bir kriz konusu olmasını nasıl karşılıyorsunuz?
Eski bir Başbakan olarak bu konudaki öneriniz nedir?
Çok duyarlı, çok hassas bir konu. Bizim bu konudaki ödünsüz
yaklaşımımızı biliyorsunuz.
Türban konusu denen şey nedir, henüz ben bunu anlayabilmiş değilim.
Çünkü başörtüsü diye birşey vardır. Bu, Türk halkının, hanımlarının
genel yaklaşımları içinde uygulanan geleneksel bir yaşam biçimidir.
Sonradan topluma değişik başörtüsü biçimleri dayatıldı. Halbuki,
toplumda hiçbir ciddi rahatsızlık yaratmadan bu konu çözülebilirdi.
Mesela, bu konuda ben hep kesin tavrı almıştım fakat aynı zamanda
başörtüsü geleneksel bir tavırdır. Ama bunu çok katı bir tavırla
topluma dayatmak ciddi sıkıntılar doğurmuştur ve doğurmaya devam
etmektedir. Bence bu konuyu politikacılar yerine uzmanlarıyla
görüşmek ve tartışmak uygun olacaktır diye düşünüyorum. Bu konu bir
politika konusundan çıkmalıdır. Bizim bu konuda çok değerli
uzmanlarımız vardır. Türkiye'deki din görevlileri arasında bu
konuda çok çağdaş düşünceli kimseler vardır. Onun için bence
politikacılar ve partiler bu konuda birbirleriyle tartışmak yerine
bilginlik değeri olanlar yaparsa daha uygun olur. Ayrıntılı
değerlendirmeleri onlar yaparsa daha iyi olur.
Bu konuyu ilahiyatçılara, sosyologlara ve Diyanet İşleri'ne
mi bırakmak lazım?
Evet, öyle onlara bırakmak lazım. Üniversitelerimizde de çok
değerli hocalar var"
Siyasiler ellerini çekerse sorun çözülür diyebilir
miyiz?
Kategorik cevaplandırmamak lazım. Meclis'in de her zaman söz hakkı
olacaktır. Türkiye'de dediğim gibi çok bilgili uzmanlar vardır.
Alevilerin de aynı zamanda düşüncelerinin ele alınması gerekir.
Laikliğin zedelenmemesi gerekir.
"İRAN 500 YÜZYILDIR BİZİM KOMŞUMUZ"
ABD'nin İran'a karşı tavır alacağı saklı değil. Bunu epey zamandır
dile getiriyor ABD. Türkiye'nin çok duyarlı olduğu bölgede ABD
huzursuzluk yaratıyor. Sorun, bütün Türkiye ve bölgeyi tehdit
edebilir. Ben Başbakanlık'tan ayrılmadan önce Sayın ABD Başkanı
İran konusunda da uyarılarda bulundu.'Siz bizim isteklerimizi kabul
etmezseniz bile biz İran'la başa çıkabiliriz' dedi. ABD'nin bu
noktada İran'a saldırısı, İran'dan önce Türkiye'yi vurur. Bunu
kabul etmemiz mümkün değildir. İran nükleer silah konusundaki
iddialar bize kaygı veriyor Konu sadece ABD'den değil İran'dan da
kaynaklanan bir unsurdur. Diplomatik sorunlar sadece siyasetle
ilgili değildir. Türkiye ile İran arasında şimdiye kadarkinden daha
yakın kültürel ilişki gereklidir. Herhangi bir İran radyosunu açın,
Türkçe'de vardır. Türkiye'de İran ile ilgili kültürel eserler
vardır. Bu etkileşimi değerlendiremedik. Osmanlı döneminde de iki
komşu olan bu ülkeler daha yakından ilişki kurmalılar, insanlar da
birbirlerine yakın olmaları gerekir kültür, sanat ve edebiyat
açısından. ABD, çok yakın tarihte kurulmuş bir devlettir. Ama
Türkiye ile İran yüzyıllardan beri kapı komşusudur.
ERDOĞAN'I ÇANKAYA'DA GÖRECEĞİMİ DÜŞÜNMEDİM
Sayın Arınç'ın sözleri kendi değerlendirebileceği bir şeydir. Sayın
Arınç'ın kendisi bu konuda kesin bir iddia sahibi midir, değil
midir, bilmiyorum. Fakat iddialı bir şekilde bu konuyu gündeme
getirmemiştir, iyi de olmuştur. Çünkü şahsen benim başka bir
görüşüm vardır. Ben bunu partimle beraber gündeme getirmişimdir.
Onun için başka bir kişinin bu konuda açık bir şekilde görüşü
ortaya çıkmamıştır. Belediye başkanımız Büyükerşen, cumhuriyet ile
ilgili olarak değerli görüşleri vardır. Kamuoyuna da kendisini
açıkladık. Sayın Büyükerşen'in Cumhurbaşkanlığı adaylığının
açıklanmış olması hayırlı olmuştur. Büyükerşen'in ciddi kabul
gördüğü izlenimini edindim. Onun için başka biririn ismini
değerlendirme gereği duymuyorum Sayın Erdoğan'ın
Cumhurbaşkanlığı'nı görebileceğimi, ya da duyabileceğimi
düşünemedim ve bu ihtiyacı duymuyorum.
Öcalan konusunda 'ABD bize niye verdi bilmiyorum' açıklamam bizden
bunun karışılığında herhangi birşey istenmedi. Bunu söylemek
istemiştim.
Kaynak: